burning rage

11.8K 1.2K 1K
                                    


Genç kurt bu kadarını beklemiyordu. Bu kadar büyük ve kalın bir inatla karşılaşacağını düşünmedi bile. İstifa kelimesi adeta soğuk rüzgarlar estirirken, Jungkook öfkeden köpürmek üzereydi. Öylece asistanına bakmaya devam ederken bekledi, asistanının kendini düzeltmesi, ağzımdan kaçtı demesi için şans verdi. Ancak karşı atraftanhiçbir şey gelmeyince pes etti ve kadife kutuyu hınçla çöp kutusuna fırlattı.

Jimin ise patronunun ani ve sert hareketiyle yerinde sıçradı.

CEO, ceketini aldı "Tüm randevularımı iptal et" diyerek kapıyı çarptı ve çıktı. Jimin öylece patronunun ofisinde, göğsüne bastırdığı tableti tutarken kala kaldı.


                     Jungkook kendi öfkesinden korkup kapıyı çarpıp çıktıktan sonra arkadaşı Yoongi'yi aradı. Şehirde olan ve onu dinleyip sakinleştirebilecek tek kişi oydu. Otoparktaki siyah jaguar spor arabaya atladı ve gazı kökledi. Ona bu şekilde emri vaki yapabilecek kadar yakındılar.

--

       Yoongi yüksek mutfak taburesinde otururken uyanmaya çalıştı, bir yandan da sıcak kahvesinin biraz olsun soğumasını bekledi. Jungkook ise büyük hızlı adımlarla ileri geri volta atıp durmaya devam etti. Genç kurdun öfkesi dinmek bir yana sanki daha da körükleniyor gibiydi. Büyük alfa, genç kurdu gözleriyle takip etse de neler olduğunu sormadı, biliyordu ki Jungkook önce sakinleşmeliydi.

Jungkook öfkeli adımlarını durdurup aniden yön değiştirdi ve içkilerin bulunduğu dolabı açtı. Bir bardağın içine 2 parça buz attıktan sonra sert konyaklardan birini seçti. Hızlıca bardağından bir yudum aldı ve acı tadıyla yüzünü buruştursa da hemen ardından ikinci yudumu aldı.

Yoongi bu noktada elindeki kupayı bıraktı ve öne doğru eğildi, durum ciddiydi. İş meseleleri dahil olmak üzere hiçbir şey Jungkook'u bu denli öfkelendiremez ve sabah sabah alkol almasına sebep olmazdı. Jungkook öfkesini dindirebilmek için içiyorsa mutlaka önemli bir şey olurdu. Tüm dikkatini genç olana verdi. "Jungkook" diye seslendi, oturması için karşısındaki sandalyeyi işaret etti ve oturana kadar bakışlarını üzerinden çekmedi.

Sinirli kurt, tabureye oturdu ancak sürekli bacaklarını sallıyor, parmaklarını sinir bozucu bir ritimle masaya vuruyordu. Çenesi öfkeyle sıkılmışken kaşları da hala çatık vaziyetteydi.

"Jungkook, meselenin ne olduğunu söyleyecek misin?" diye sordu Yoongi.

Soruyla birlikte genç olan konyaktan bir yudum daha aldı, derin derin solumaya devam etti. Yoongi tekrar "Jungkook?" diye ısrar etti.

Genç olan sonunda derin bir nefes aldı ve "Jimin" diyebildi.

Yoongi'nin ağzından şaşkınlık dolu bir ses kaçtı. Arkadaşının sakin, sevimli asistanının j-Jungkook'u nasıl bu kadar kızdırdığına anlam veremedi. "N'olmuş Jimin'e? Yani ne yaptı da seni bu kadar çileden çıkardı?" diye sordu.

Jungkook sesine hakim olamadı ve yüksek sesle "Jimin istifa edeceğini söyledi" dedi.

Hyung, arkadaşının gözlerindeki öfkenin alevlendiğini gördü ve "Sakin ol kaplan" diyerek yatıştırmaya çalıştı. "Peki, neden istifa etmek istiyor?"

Genç olan aniden durgunlaştı. Soruya cevap vermeden önce düşündü kendi kendine. Ne cevap vermesi gerektiğini bilemedi. Neden bu kadar öfkelendiğini bulmaya çalıştı. içki bardağıyla oynarken buzların şıkırtısı duyuluyordu.

"Çünkü onu kovacağımı söyledim" dedi ve suçluluk hissiyle başını öne eğdi.

Bir an için Yoongi'nin gözünde çocuk gibi göründü ancak bu onun şaşkınlıkla "NEE?" diye sormasına engel olmadı. "İşe başladığı günden beri ne kadar hızlı, sistemli, özverili, sıkı çalıştığı ile ilgili susmak bilmeyen, asistanını her zaman öven ve gurur duyan sen onu kovdun öyle mi?"

ONE HUG ONE OMEGA (Jikook/kookmin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin