Jungkook sabah kasları tutuk ve lanet bir baş ağrısı ile uyandı. Elini saçlarının arasında dolaştırdı ve başındaki şişliği fark etti, dokununca canı yandı. Yatağında oturdu, varoluşsal krizin ardından en sonunda hala dünkü takım elbisesini giydiği fark etti. "Dün akşam noldu?" diye düşünmeye başladı. En son hatırladığı şey annesi ve babasıyla vedalaştıktan sonra rahatlamak için yarım konyak şişesiyle ofisine çıktığıydı. Ancak ne kadar düşünse de evine, odasına nasıl geldiğini bir türlü hatırlayamadı. Başındaki zonklama da hatırlamasına hiç yardımcı olmuyordu. En sonunda Sejin'in kendisini getirmiş olduğuna karar verdi. Sonra da kendini duşa attı.
Şirkete gitmek için otoparka indiğinde jeepi hazır onu bekliyordu.
"Günaydın sajannim" dedi Sejin.
"Günaydın hyung" diye cevap verirken CEO, korumasının bıyık altından sırıttığını gördü.
"Nasılsınız, baş ağrınız var mı?" dedi bu defa arabayı çalıştırırken.
Jungkook, korumasının tavrından ve tonundan şüphelenerek "İyiyim, sadece baş ağrısı o kadar" dedi.
"Anlıyorum" dedi Sejin ve biraz daha hızlandı.
"Hyung bir şey mi oldu?" diye sordu sonunda genç olan. Garipliğe daha fazla dayanamadı.
"Dün akşam başımıza sorun çıkarmanız haricinde mi? Yo hayır efendim" dedi bariz şekilde sırıtırken.
"Sorun mu? Ne sorunu?"
"Biraz sarhoş oldunuz, yani biraz fazla, kontrolü alfanız ele aldı ve herhangi bir alfayı yanınıza yaklaştırmadınız."
"Nasıl yani?" dedi Jungkook panikle.
"Evet, ne ben ne de başka bir alfa görevli size yaklaşabildi."
"Peki, beni eve nasıl taşıdın? En son masamda kendime konyak doldurduğum haricinde hiçbir şey hatırlamıyorum."
"Haa, o konu mu? Jiminie taşıdı canım sizi" dedi sanki dünyanın en bariz, en gereksiz konusu gibi.
"Jiminie?" diye tekrarladı CEO. kelime dudaklarına o kadar yabancıydı ki garipsedi. Tabi ayıkken...
"O anda şirket tek alfa olmayan kişi oydu ve siz de ondan başkasını yanınıza yaklaştırmayınca sizi eve kadar o taşıdı.
Genç olan ne dese bilemedi. Söylenecek söz bulamayınca "Teşekkür hyung" dedi ve sessizce telefonuna gömüldü.
Ölüm sessizliğinin çöktüğü birkaç dakikanın sonunda CEO, "Peki herhangi bir istenmeyen davranışım oldu mu?" diye sordu başını kaldıracak cesareti bulamadan. Utancından ne yapacağını bilemedi.
Sejin "Hayır, sajannim" dedi. Jimin'in dağılmış halini CEO'ya nasıl anlatsa bilemediğinden öylece "Hayır" demeyi seçti.
Şirkete geldikten sonra Jimin'den çekindiği için, asistanının selamına bile doğru düzgün karşılık vermeden, kaçar adımlarla ofisine girdi. Jimin'den odasına gelmesini istemedi, kahve bile istemedi. Önce ofisinde tamamen ayıldı, gelen tebrik mesajlarından cevap verebildiklerine teşekkür etti, maillerinde gezdi. Çalışma kısmı biraz bekleyebilirdi. Sakin, sessizce tembellik yapmayı umdu.
Ta ki öğleden sonra asistanı arayana kadar...
"Sajannim, büyük babanız şimdi şirkete giriş yaptı, birazdan odanızda olur."
"Teşekkürler Jimin-shi" dedi ve kapattı.
Dedesini dün görmüşken bugün neden şirkete geldiğine anlam veremedi Genç CEO.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONE HUG ONE OMEGA (Jikook/kookmin)
FanficJeon Holding 3.kuşak CEO'su alfa Jeon Jungkook bir gün asistanına sarılır. İlk kez o gün asistanının saf omega kokusunu duyar. Minik omega asistanına karşı koyabilmek için Ay Tanrısı'nın onu sınadığını düşünür. kapak için ayrıca @Stfandunx'a çok t...