Jeon holding ana binasının lobisi kutlama için dizayn edilmiş, beyaz orkideler haricinde hiçbir dekorasyon malzemesi kullanılmadan sade ve şık bir atmosfer oluşturulmuştu. İş kutlaması için böylesi çok daha uygundu. Atıştırmalıklar ve kokteyllerden oluşan açık büfe misafirleri beklerken, cam yuvarlak masalar geniş aralıklarla konumlandırılmıştı.
Görevliler son hazırlıkları tamamlarken Jimin ise elinde tablet ve telefonu ile gerekli düzenlemeleri organize ediyordu. Tüm bunlar yetmezmiş gibi huysuzluğu üstünde olan patronunun isteklerini yerine getirmekle meşguldü.
Jeon Jungkook, hafta sonunu hastalıktan dolayı dinlenerek geçirdikten sonra dinç ve mutlu olması gerekirken, cumartesi sabahından beri iç huzurunu yakalayamamış gibi pazartesi, haftanın ilk gününde sabahtan beri huysuz ve memnuniyetsizdi. Kahve istiyor, Jimin her gün içtiği kahvenin aynısını götürdüğünde tadını beğenmeyip yenisini talep ediyordu. Dosya istediğinde götürüyor ancak içinde eksik belge olduğunu söyleyip, Jimin'i odasındaki dosya dolabının önüne oturtup belgeyi bulmasını istiyordu.
Jimin ilk defa genç CEO'nun bu kadar anlaşılmaz olduğunu düşündü. Haftanın en önemli ve meşgul gününde patronunun bu kadar talepkâr olmasına anlam veremedi. Talepkâr ve memnuniyetsiz...
Ancak davet saati yaklaştıkça Jimin, patronun olası tüm ihtiyaçlarını karşılayıp hazırlıklarla ilgilenmek için lobiye inmeyi başarmıştı.
**
Jeon Jungkook sabah huysuz uyandı. İşe geldiğinde devam ediyordu bu huysuzluğu. Omegası sabah kahvesini verdikten sonra onu bir kez olsun görememiş, onunla ilgilenmemişti bile. Genç iş adamı bu fikrinin saçma ve gereksiz olduğunun fazlasıyla farkındaydı ancak hislerini değiştiremiyordu. Odaklanmaya çalışırken motivasyonunu kaybetmeye başladı. Asistanın ilgisizliğine katlanamadı, üstelik kahvesi bile tatsızdı. Yenisini istedi. Jimin yeni sıcak fincanla gelince ciğerlerini o tatlı kokuyla doldurdu. Bu biraz olsun onu sakinleştirdi. Ancak kısa sürdü bu sakinlik. Jimin'in işini zorlaştırdığını bilse de onu dosya dolabının önüne oturttu. Bir süre onu gözünün önünde tutabilirdi. Ancak Jimin yakınmaya çalıştıkça Jungkook tek bir şey söyledi. "Senin önceliğin benim, davet sensiz de organize edilebilir."
Jeon Jungkook nihayet işlerini bitirebildiğinde, davet başlamadan yarım saat önce lobiye indi.Gazeteciler kendilerine ayrılan alanda fotoğraf çekip iş dünyasının katıldığı toplantıyla ilgili olabildiğince kaynak toplamaya çalışıyorlardı.
Davetin başlamasına az bir zaman kala Dong Il-Song ve eşi de binaya giriş yaptılar. Onları kapıda karşıladı Jungkook ve Jimin.
Davete katılanlar iki alfanın tokalaşarak selamlaşmasını beklerken yaşlı kurt, genç alfayı kucaklayarak herkesi şaşırttı. Sert ve resmi tavrıyla anılan Dong sajan için fazlasıyla beklenmedik bir selamlamaydı. Orada olan herkes bu hareketle sadece iş ortağı olmadıklarını, onları bir araya getiren şeyin daha samimi bir şey olduğunu anladı.
Genç patron daha fazla beklemedi ve kendisini bekleyen kürsüye çıktı. Katılan herkese teşekkür etti önce ve sonrasında bir alkış koptu.
Jimin kenarda, en arkada kendine bir yer buldu ve yüzündeki geniş gülümsemeyle alkışladı o da. Genç CEO dahil tüm Jeon çalışanlarının yüzünde zafer tebessümü vardı. Jeon ailesinden Bay ve Bayan Jeon aynı zamanda büyükbaba Jeon da zafer duygusunu oğullarıyla paylaşıyordu. Kürsüde kendinden emin, dominant ve sanki dünyaya hükmedermiş gibi duran ve konuşan genç alfayla iftihar ettikleri açıktı. Her alkışa coşkuyla eşlik ettiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONE HUG ONE OMEGA (Jikook/kookmin)
FanfictionJeon Holding 3.kuşak CEO'su alfa Jeon Jungkook bir gün asistanına sarılır. İlk kez o gün asistanının saf omega kokusunu duyar. Minik omega asistanına karşı koyabilmek için Ay Tanrısı'nın onu sınadığını düşünür. kapak için ayrıca @Stfandunx'a çok t...