and then

27.2K 1.2K 1.5K
                                    

          Jungkook, kendisine çarpan trenin etkilerinin ve ciddiyetinin tam olarak farkına varmış gibi görünmüyordu. Tohumlarının son damlalarını omeganın rahmine saçmaya devam ederken, rut 'unun da başlamasının mükemmel bir tesadüf, başına gelmesi olabilecek en nadir olay gibi düşündü. Rut ve heat döngülerinin böylesine çakışmış olması, tadabileceğin en pahalı şarapmış gibi onu keyiflendirdi.

Evet, neden-nasıl-niçin olduğunu bilmediği için, bilinmezliğin verdiği endişe ve tedirginliği iliklerine kadar hissetmiş, kanının donmasına sebep olmuştu. Ama şişkin düğümünün etrafında Jimin'in sıkı duvarlarını hissettikçe tüm soruları, endişeleri erimiş, sanki aklını meşgul eden 'yarın ne yesem' gibi bir düşünceymiş gibi hızla kayboldu. Alfa kurdu tamamen insan bilincinin devreye girmesini engellemiş, onu kurt içgüdülerinin vahşiliğine hapsetmişti.

Genç kurdun ilk düğümünün inmesi çok uzun sürmedi. Rut dönemlerinde genelde bu şekilde olurdu. İlk düğümleri hızlıca çözülür, sonrakiler ise daha uzun süre devam ederdi. Bu sürelerde de Jungkook dinlenme fırsatı bulurdu.

          Jimin, içindeki alfa düğümünün tamamen sönmesiyle Jungkook'un kolları arasında döndü ve zevkten yaşarmış gözleriyle ona baktı. Alfanın kollarında kedi mırladı.

Jimin'in kelimelerle tarif edilemez yoğun bakışları karşısında Jungkook, doyurulamaz açlıkla pembe dudaklara atıldı. Genlerinde saklı olan tüm yabani istekleri bir volkan gibi açığa çıkmış, elleriyle omeganın çıplak tenini okşuyor, avuçluyor ve sıcaklığını daima avuçlarında hissetmek için çıldırıyordu.

Omega, alfasının dokunuşlarıyla mest olurken, ağzını onun için açtı ve dilini diline doladı. İkisi de tıpkı ahtapot gibi kolları, bacakları birbirine dolanmış, tenleri ve dilleriyle sevişmeye devam ettiler.

Ta ki hem Jimin'in hem de Jungkook'un sert aletleri birbirine sürtünüp aldıkları zevki arşa çıkarana kadar. İkisi de beklemenin anlamsız ıstırabına, çektikleri can acısına son verip yeniden birleştiler.

Alfa sırt üstü uzandı, minik adamı üzerine çekti ve kucağına oturttu. Minik olan, alfanın sert göğsüne uzanıp alfasının rahat erişebilmesi için kalçalarını kaldırdı. Jeon alfası, omegasının kulağını ağzında emerken, aynı zamanda sertçe kavradığı şişkin aletini, az önce doldurduğu, şimdi yeniden doldurmak için o deliğe iteledi.

Jimin, içindeki omega kurdu gibi alev alev yanan deliğine alfayı yeniden aldığı için tatmin olmuşken, aynı anda tahriş olan deliğinin acısıyla tısladı. Ne var ki alfası tarafından doldurulmuş olmanın tatmini ve sevinciyle tüm acılarını, ağrılarını geri plana attı ve kulağını emen alfayı en iyi şekilde doyurmaya odaklandı.

     Neden olduğunu kendisi de bilmiyor olsa da Jungkook'un rut 'unun tetiklendiğinin farkındaydı. Bildiği bir diğer şey ise, rut alfasının tatmininin çok zor olduğu, onu doyurup acısına mâni olacak omeganın dayanıklı olması gerektiği idi. Jimin alfası için dayanıklı olmaya kararlıydı. Ona en iyi şekilde uyan, eşlik eden, onu tatmin eden omega o olmalıydı.

"Hareket et omega. Göster bana, beni ne kadar istiyorsun, göster" diye fısıldadı minik adamın boynuna. Sıcak nefesi, ardından yakıcı dili okşadı adamın boynunu. Jimin her bir noktasında hissettiği kıvılcımlarla, alfasının isteği ile hareket etmeye başladı.

**

              Kasıklarında hissettiği inanılmaz gerginlik, kalçalarının arasındaki yoğun ıslaklık olmasa Jimin gözünü açmayı bile denemezdi. Ama kalçalarının arasından sızan slick nerdeyse ayak bileklerine ulaşmışken daha fazla dayanamadı ve gözlerini açtı. Şişmiş gözleriyle anlamsızca etrafına bakındı. Perdeyi kapatmadıkları cam duvardan gelen ışığı fark etti ancak güneş doğuyor mu batıyor mu kararsız kaldı. Zaman mefhumunu kaybedeli çok olmuştu.

ONE HUG ONE OMEGA (Jikook/kookmin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin