Minik omega, karşısındaki manzaraya o kadar hazırlıksız yakalandı ki elindeki tableti yere savururken, kendisini çığlık atmaktan alamadı. Evde birinin olmasını, evde, yatak odasında hala ( yarı çıplak) uyuyan patronunun olmasını beklemiyordu.
Şaşkın omeganın yarattığı gürültüyle Jeon Jungkook suratını buruşturarak uyanmaya başladı.
Jimin, bir helikopterin rahatlıkla iniş yapabileceği büyüklükteki odada, keza yine haddinden fazla büyük, özel tasarım yuvarlak yatağın ortasında, siyah saten çarşaflara dolanmış vaziyette uyanmaya çalışan patronuna "Sajannim" diye seslendi. Eli, hala deli gibi çarpan kalbinin üstünde öylece kala kalmıştı.
Genç kurt yarı kapalı şişmiş gözler, dağılmış, karmakarışık saçlar ile yatakta oturur pozisyona geçti. Sanki nihayet Jimin'in varlığını algılıyormuş gibi, hırıltılı, sabah sesiyle "Jimin" diye karşılık verdi.
Omega, adamın sesini duyar duymaz hasta olduğunu anladı. Sesi kalın ve derinden geliyordu. Duvardaki düğmeye basıp perdeleri açtı, cam duvardan güneş içeri süzülürken genç kurdun solgun rengiyle daha da endişelendi.
"Hastayım, bugün ofise gidemeyeceğim" dedi Jungkook, görüneni açıklarken. Sonra yatağından kalkmaya çalışırken sendeledi ve yeniden yerine oturdu.
Minik olan telaşla yardım etmek için atıldı. "Sajannim!" Yatağın yanında diz çöktü ve "İyi misiniz?" diye sordu.
Jungkook başını ellerinin arasına aldı ve "Pek değil. Başım dönüyor" dedi.
Jimin daha da panikledi. Kaşları endişeyle çatıldı.
Jungkook yeniden kalkmak isteyince Jimin, içgüdüsel olarak kolunu uzun olanın beline doladı, alfanın kolunu da omzuna attı. Ani gelişen fiziksel yakınlıkla kalakaldılar, ama ikisi de garipsemediler. Jimin kolunu daha da sardı ve uzun olanın kalkmasına yardım etti.
Genç olan, şaşkınca kolunun altındaki omegaya baktı. Jimin'le bakışları kesişinceyse, başını aniden çevirip lavaboyu işaret etti.
Avucunun altındaki alfanın çıplak tenine temas ederken, adamın alev alev yandığını anladı. Teni o kadar sıcaktı ki içi sızladı. Nasıl böyle hasta olabilmişti?
Jungkook lavaboya eğildi ve soğuk suyla elini yüzünü yıkamaya başladı. Suyun soğukluğu ile biraz olsun ferahladı, kendini tazelenmiş hissetti.
Hasta olan lavabodan çıkıp havluyla kurulanırken, Jimin bakışlarını utanma bile duymadan alfadan ayıramadı. İlk gördüğü anda ve sonrasında jeton düşmemişti ama şimdi karşısında yalın ayak, sadece siyah Calvin Klein giyerken duruyordu. Göbeğinin altından başlayıp boxerın altında kaybolan ince tüy çizgisi, karın ve kasık kasları, kalın elle yontulmuş gibi bacakları, Jimin'in aç gözlerinin seyrine açık haldeydi. Hasta ve bitkin olsa bile şu anda tüm ihtişamı ile karşısında duruyor, yüzünü her sildiğinde sert pazıları açığa çıkarıyordu.
Jimin, utançla başını çevirmek isterken, içindeki omega arsızca alfanın varlığına yeniden hayran oldu. Dili, damağı hissettiği açlık ve dokunulma, dokunma arzusuyla kurudu, gözleri daha fazlasını görmek ister gibi açıldı. Tıpkı bir buda heykeli kadar hareketsizce, banyo kapısının önünde çakılı kaldı. Kuruyan ağzını ıslatmak için üst üste yutkundu.
Hasta kurt, havluyla işini bitirdi, put gibi dikilen asistanının boğazını, adem elmasını izledi. Jimin'in kendisini izlediğinin farkındaydı. Keza izlerken gözlerini bile kırpmıyordu. Omeganın bu tepkisine, Jungkook'un alfasının tepki vermesi çok uzun sürmedi. Sanki uzun bir uykudan uyanıyormuş gibi hareketlendi. Kendisinin bitkinliğine rağmen kurdu, omeganın varlığını sezerek enerji doldu. Omegaya ulaşmak için hazır vaziyette ulumaya, yuvarlanmaya başladı. Alfası omegadan gelen yoğun hormon, kokuya rağmen hala ona sahip olamadığı için öfkelendi. Omegası alfanın çağrısına cevap verirken, hala ona nasıl sahip olamazdı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONE HUG ONE OMEGA (Jikook/kookmin)
FanfictionJeon Holding 3.kuşak CEO'su alfa Jeon Jungkook bir gün asistanına sarılır. İlk kez o gün asistanının saf omega kokusunu duyar. Minik omega asistanına karşı koyabilmek için Ay Tanrısı'nın onu sınadığını düşünür. kapak için ayrıca @Stfandunx'a çok t...