8🍳

2.9K 358 297
                                    

Uyumadığına şükrederek çantamı sırama koyup Soo Ah'ın yanına ilerledim. Beni fark edince kafasını camdan ayırdı ve gülümsedi.

"Tebrik ederim, iyi işti." gülümsedim. "İzlemeye geldiğin için teşekkürler... Desteğin önemliydi."

Yanakları kızarırken gözlerini benden çekti. Onu öpmek istiyordum.

"İlk yarıda neden gelmedin? Baktım ama seni göremedim." Oflayarak yanaklarını şişirdi.

"Derslerde uyuduğum için Bayan Jung annemi çağırmış. Görmen lazımdı, kadın beni öyle bir kötüledi ki akşama dayak yesem şaşırmam artık."

Güldüm. "Bayan Jung'un tam bir çatlak olduğunu herkes biliyor, dert etme."

En azından gelmemesinin sebebini öğrenmiştim. Gelmek istemişti, beni umursuyordu.

Of... Yine deli gibi umut biriktiriyordum! Ancak bu kız benim sağlıklı düşünmeme engel oluyordu.

Birden sınıf kahkaha patlatınca bakışlarımızı kapıya çevirdik. Gördüğüm manzara ile ben de gülmekten kendimi alamamıştım.

Bu neydi lan?

Çocuklar resmen palyaçoya dönmüştü. Ji Dam gerçekten bulaşılmaması gereken bir kızdı!

"Gülmeyin lan! Ananızı Allahu Ekber dağlarına asarım bak!" (Kai)

Yerlerine geçtiklerinde hızla yanlarına gittik Soo Ah ile. "Oğlum bu haliniz ne lan?"

Soo Bin sıktığı yumruğunu masaya vurdu "O aptal kuzenine söyle onun hayatını zehir edeceğim!"

Soo Ah şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı "Ji Dam'ın işi mi?"

"Biz duştayken formalarımızı alıp klozete sıkıştırmış. Çıktığımızda pis pis sırıtıyordu. O da yetmezmiş gibi Soo Bin'in bacak arasına vurdu! Hayır yani kızda vicdan yok ki. Ya çocuğu olmazsa ilerde bu garibimin?" (Kai)

"Kai kes sesini!" (Soo Bin)

"Biz de kayıp eşya bürosundan ne bulduysak giydik." (Taehyun)

Soo Ah ile birbirimize baktık "Bu kadarını ben de beklemiyordum." dedi. Ben ise böyle bir yaşamama izin vermediği için ona minnet ile bakıyordum.

*****

Yemekhanedeydik. Çocuklar tıkınmak ile meşgul iken ben karşı masadaki Ji Dam ile Soo Ah'ı izliyordum.

Ji Dam ona yemek yemesini söylüyor ancak Soo Ah kafasını koymuş uyukluyordu.

Bu hallerine sırıttığımda Soo Bin kaşlarını çatarak benim baktığım yere bakmış ardından sert bakışları ile bana dönmüştü.

"Bakma şuraya, miden bulanmasın."

"Yoo, iştahım açılıyor benim bir kere."

"Ha, tabi yenge de orada değil mi?" dediği şey ile kıkırdadım. "Aklında bir şey var mı?"

Tek kaşını kaldırdı "Aklımda bir şey var mı?"

"Yani Ji Dam için. Benim bildiğim Soo Bin bunu o kızın yanına bırakmaz."

"Var tabi oğlum. Şu halime bak! Kadife lacivert eşofman, çiçekli beyaz tişörtle kaldım ortada! Klozete attığı formaların hesabını ayrı, bunların hesabını ayrı soracağım."

Ofladım "Yapma ya, kapatın konuyu bitsin. Sen durmadıkça o da durmayacak."

"Hayatta durmam! Rezil olmuşum bir kere."

Soo Bin'in yanındaki Kai atladı "Elin değmişken benim için bir hesap sorsana Binnie."

"Sen ne alaka lan?"

Çubuklarını masaya vurdu "Ya şu üstüme başıma bak! Pembe şort giydim ya pembe şort! Kayıp eşya bürosu değil sirk malzemeleri dükkanı sanki..."

Kahkaha attım. Pembe şortu bir yana, Mickey Mouse'lı sarı tişört fena çıldırmalık duruyordu.

"Ya ben? Ayrıca anlamıyorum, hangi gerizekalı üzerinde 'kıçını salla sabaha kadar' yazılı bir tişört giyer ki?!"

Taehyun'un üstündeki 'Shake your ass until morning' yazılı tişört sabahtan beri gülmekten yerlere yatmamı sağlıyordu. Ancak dikkatim Beomgyu'nun mutlu mesut gülüşündeydi.

"Gyu?" hepimiz ona bakarken kafasını yemeğinden kaldırdı ve bizde gözlerini gezdirdi.

"Valla ben halimden memnunum kardeşim. Mor bana çok yakıştı. Hem sarı şortumda hiç fena durmuyor bence?"

Beomgyu, hala aynı Beomgyu...

Kafamı iki yana sallayarak güldüm ve karşı masaya geri odaklandım. Soo Ah'ın bana baktığını görünce gülümseyerek selam verdim. Karşılık verip yemeğine döndü.

Bazı şeyler yolunda gitmeye başlıyordu sanırım.

Nasıl da sevindi yavrucak
😂💕

 Gudetama! | Choi YeonjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin