🍳Özel Bölüm-4🍳

1.9K 225 152
                                    

~Kwon Ji Dam~

Film bok gibiydi.

Bu kadar.

Kesinlikle başka yorum yapmaya gerek yoktu.

Yönetmenler bunu çekerken ne düşünüyorlardı acaba? Hayır, ne düşünmüşlerse bayağı manyak bir şeyler olmalı, çünkü filmin konusu karmakarışıktı. Ne olduğu hiç anlamıyordum.

Peki benim gerizekalı kuzenimin gerizekalı sevgilisi Yeonjun bizi bu filme getirirken kafası neredeydi? Gerçekten 'imdat' diye bağıracağım artık.

Buraya gelebilmek için babamdan izin alma çabalarıma yazık yemin ediyorum...

Romantik bir filme girsek bundan daha iyiydi. Ki ben romantizm içerikli filmlerden nefret ederim, o derece yani...

"Hey, neyin var?"

Yanımda oturan Soobin'e döndüm. Nasıl bir bıkkınlık ile izliyorsam anlamıştı garibim halimi. Karanlıktan dolayı pek iyi algılayamasam da etrafı, perdeden gelen ışık yüzünü aydınlatmaya yetiyordu.

"Filmi mi beğenmedin yoksa?"

Anında kafamı salladım.
"Gidip filmi çeken yönetmeleri bulmak ve beşinci kattan aşağı çekmek istiyorum."

Güldü. Filme odaklanmış Yeonjun ile Soo Ah'a bir bakış dönüp bir şeyler söyledi ve elimi tutup ayağı kalktı.

"İzlemek zorunda değiliz sonuçta." Deyip göz kırptığında rahat bir nefes aldım. Boş koltuktaki ceketimi aldıktan sonra salondan çıktık. El ele ilerliyorduk mağazada.

"Diğerlerine ayıp olmamıştır değil mi?"

Soruma karşılık kafasını iki yana salladı. "Yeonjun da Soo Ah da filmi sevmiş gibiylerdi. Bizi hiç sallamazlar. Taehyun ile sevgilisi de zaten sinemadan çıktıktan sonra ayrı takılmayı planlıyorlardı."

Anladığımı belirtircesine kafamı salladım ve iç çektim. Hala o saçma filmin etkisindeydim. Onu unutmak için Skam Espanol'un tüm bölümlerini bir gecede tekrar izlemem gerekiyordu sanırım.

Canım Alejandro'm, akşam abur cuburlarımı alıp geleceğim merak etme.

"Peki biz ne yapalım?"

Soobin biraz düşündükten sonra yanıtladı.
"Kai ile Beomgyu'nun yanına gidelim mi?"

Gülümsedim.
"Olur."

~

"Ya yenge ayıp ediyon ama ya!"

"Konuşma be! İkidir bana ateş ediyorsun, fark etmedim sanma!"

Kai sızlanarak oyuna yeniden başladığında Beomgyu kahkaha attı.

"Kai Ji Dam'ı öldürmeye çalışırken kendini ele verdi gerizekalı."

Alayla güldüm. Bilgisayar oyunlarının kraliçesi vardı onun karşısında.
İnternet kafede bizden başka çok fazla kişi olmadığı için rahattık. Oyunumuzu oynuyorduk keyifle. Kapkaranlık bir salonda o aptal filmi izlemekten daha eğlenceli olduğu kesindi.

Tuşlara hızlı hızlı basıyor ve karakterimi yönetiyordum ki aniden öldüğümü fark edince çığlık attım. Çok ilerlemiştim! Rekora yetişiyordum lan!

"Kim?!"

Gözlerim Soobin'in gözleriyle buluşunca sırıttığını gördüm. Benden sadece birkaç adım gerideydi ve kazanması için benim ölmem gerekiyordu. Öyle de olmuştu. ŞEREFSİZ!

"Hayda... Soobin mi kazandı lan şimdi? Turnuva bitti, baştan başlayalım mı?"

Beomgyu'nun teklifine karşılık sinirle arkama yaslanıp "Gerek yok!" dedim. Soobin ise pişkin pişkin gülmeye devam ediyordu. Birden elini uzatıp yanağımdan makas aldı.

"Yaa, o işler öyle olmuyormuş değil mi sevgilim?"

Ona bakıp gözlerimi kıstım.
"Seni oyundaki karakter niyetine döverim."

İç çekti.
"Biliyorum, yaparsın."

"Oho~ Siz böyle aşk böcekleri halinde takılacaksanız işimiz var, olmuyor yani. Tch tch tch..."

Kai'ye dönerek elimi kaldırdım tersiyle.
"Bana bak, zaten sinirim bozuldu almayayım senden hıncımı! Kimmiş aşk böcekleri?!"

Kedi gibi yerine sinerek Beomgyu'nun arkasına saklandığında gözlerimi devirdim. Aniden Soobin elimden tutup ayağı kalktı ve beni de kaldırarak eşyalarımızı topladı.

"Sap olduğunuzu yüzünüze vurmak istemem ama sevgilimi alıp buradan ayrılıyorum."

İnternet kafeden ayrılmadan önce Beomgyu'nun bağırışını duymuştum.

"Aman ne güzel vurmadın ya yüzümüze!"

Sahil tarafına ilerliyorduk. Öğlen sıcağı yerini serin bir rüzgara bırakmıştı. Şu havada odamın geniş balkonunda uzanıp müzik dinlemek vardı ama ben yanımdaki uzun bir kalas ile vıcık vıcık sevgili halleri yaşıyordum. Büyük konuşmamak lazımmış demek ki...

Bir bankta oturmuş konuşmadan denizi izliyorduk. En azından ben izliyordum. Soobin bakışlarını benim üzerimde tutmaya devam ettiğinden dönüp ona baktım.

"Ne var?"

"Hiç..."

"Niye bakıyorsun o zaman?"

Oflayarak geri çekildi re arkasına yaslandı. "İki dakika şu romantik anı bozmasan olmaz değil mi Ji Dam?"

"Ne bileyim ben romantik bir an olup olmadığını anlamıyorum ki."

Ufak bir kahkaha atarak gamzesinin ortaya çıkmasını sağladı. Hafifçe tebessüm ettiğim esnada omzuma elini atarak beni kendisine çekti ve sıkıca sarıldı. O şekilde anın tadını çıkarmaya baktım. Kokusu güzeldi, sarılışı da.

"İyi ki varsın sarı kafa."

Görmeyeceği için rahatça gülümsedim. Eli sırtımı sıvazlıyor, saçlarımı öpüyordu.

"Sen de sırık... Sen de iyi ki varsın."

SİZ DE İYİ Kİ VARSINIZ BEH

5. Özel bölümü de attıktan sonra bu kitaba veda edeceğiz :')

Ardından taslaktaki Soobin kurgumu yayımlamayı düşünüyorum. Ancak ufak bir uyarıda bulunayım şimdiden.

Hafif, azıcık, minnacık da olsa cinsel içerik barındıracak :) (:

Ehxjwnwjdjk

Beklemede kalın, sizi seviyorum!
💛💛💛


 Gudetama! | Choi YeonjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin