-çabuk sedye getirin!
-buraya biri baksın!
-hocam 3 numaralı ameliyathane hazır!!
Bulanık insanlar,bulanık sesler,zar zor seçebildiğim gözler...
Gözlerimi tekrar kırpıştırdım.
-hastanın bilinci açık!
Bana yaklaşan bir cift göz...
-sakin olun,iyi olacaksınız...
Sonra görüntüm tekrar bulanıklaştı.Göz kapaklarım ağırlaşırken tamamen kapattım.Kendimi uykunun kollarına bıraktım...Yazardan;
Herkes farklı yerlere koşuşurken Simay stresten tırnaklarını kemiriyordu.Kafasını geriye doğru yasladı.Ameliyathanenin önünde oturuyordu.Çaresizce...
Ada'ya milyonlarca kez söylemişti ameliyat olması gerektiğini.Ameliyat başlayalı yaklaşık iki saat olmuştu.Miraç ortalarda gözükmüyordu.Adayı hastaneye bırakıp gitmişti.Ondan haber alanda olmamıştı,ameliyathanenin kapısı açılınca Simay ayağa kalktı.
"Hastanın yakını siz misiniz?"
"Evet,benim."
Simay kötü bir şey duymaktan korkuyordu.Elleriyle oynuyor ve sabit bir yere bakıyordu.
"Hastanın durumu stabil ne iyi diyebilirim ne kötü,geldiğinde kalbi durmuştu,2 hafta boyunca yoğun bakımda kalacak,iyileşip iyileşmeyeceğinede kesin bir şey söyleyemem,her şeye hazırlayın kendinizi..."Doktor boneyi eline alıp gitti.Simay yavaşça çömdü yere.Kendisinden çok sevdiği kardeşi,canı,her şeyi ölüm tehlikesiyle karşı karşıyaydı.doktor her şeye hazırlayın kendinizi demişti.
"Her şeye hazırlayın kendinizi,her şeye hazırlayın kendinizi,her şeye hazırlayın kendinizi..."Ulundan...
Arabadan inip hastaneye doğru ilerledim.resepsiyona Adanın kaldığı odayı sorup asansöre ilerledim.Ada'nın kaldığı odanın önünde oturan Simay'ı buldu gözlerim.Bir şey fısıldıyordu,o kadar dalmıştı ki beni farketmemişti,hızla yaklaştım ona.
"Her şeye hazırlayın kendinizi,her şeye hazırlayın kendinizi,her şeye hazırlayın kendinizi..."Simay'ı kollarıma aldım aniden.Simay irkilip başını kaldırdı.
"U-ulun?"
"Geldim güzelim her şey geçecek..."
Aniden ağlamaya başladığında iyi bir şey olmadığını kavradım.Simay'ı biraz daha sararken kafasının boynuma gömülmesine izin verdim. Gözyaşları t-shirtimi ıslatırken burnumu boynuna yasladım.
"Şşş geçti güzelim..."
"Ulun,Ada ölebilirmiş..."Hıçkırıklara boğulurken söylediği cümleyi hazmetmeye çalıştım.
Ada ölebilirmiş.
Ada ölebilirmiş.
Benim çocukluk aşkım,ilk sevdiğim,gülüşüne yandığım benden gidebilirmiş.
Sevdiğim beni bırakabilirmiş.
Ada ölebilirmiş ! Hah! İnanmam
O karanlıktan çok korkar,hem soğukta sevmez. Ölmez dimi??
Karanlıkta kalmaz dimi?
O karanlıkta kalırsa ben ışıklarla süslerim.Ben hep yanında olurum.Ben de karanlıkta kalırım.Yerin altında karanlıkta kalmaz dimi?
Gözyaşlarım akmaya başlarken bir hıçkırık çıktı ağzımdan sonra küçüklük anılarımız canlandı zihnimde...&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
"Şurdaki salıncağa gitmeye ne dersin!!"
"ama orda birisi sallanıyor zaten?"
"Olsun bekleriz?!"
Ada elimden tutup çekiştirmeye başladı.Salıncağa gittiğimizde beklemeye başladık.Sallanan çocuk kalkınca Ada oturdu.Ellerini zincirlere sabitledi.
"Beni sallar mısın Uluejderha!"
"Tabiki adaprensesim."
Adayı sallarken aynı zamanda konuşuyorduk.
"Uluejderha Adaprensesi beyaz atlı prense bırakmaz dimii??'
"Bırakmaz tabii!"
"Ve heeep korur!"
"Eveeet,canını bile verir!
"Vermesin ama,hemm ben senden önce ölmek istiyorum!"
"Saçma saçma konuşma."
"Eğer senden sonra ölürsem beni kim koruyacak ki?"
Bu soruya sessiz kalıp Adayı izledim uzun süre.
"Eve gidelim artık üşüdüm ben."
Üstümdeki hırkayı Ada'ya uzattım.Kollarını geçirip bana döndü.fermuarını kapattım.kafasındaki kedi kulaklığıyla ve bol gelen hırkayla çok tatlı duruyordu.
"Sen üşümüyor musun?"
"Üşümüyorum.Ejderhalar üşümez!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahte Anne
ChickLit03:46 kapının,gecenin bir yarısı çalması hiç normal değildi.kapı deliğinden dışarı baktım kimse gözükmüyordu.kapının üst kilitlerini açarken içimde bir ürperti vardı.kapıyı açtığımda yerde bir kundak vardı.Battaniyeyle sarılı bir bebek mışıl mışıl u...