Dilaraya ithafen :)
Adres karşıya aitti. Boğazda trafik vardı ve bu iş böyle olmıycaktı. Gördüğüm manzarayla birden ampul yandı. Boğazda kontağı kapatmamla arkamda ki tüm sürücüler sinir krizine girmiş gibi kornaya yüklendi.
"İn abicim, in, in,in."
"Oğlum zaten trafik var nereye amk."
"Ayaz bi kere de dediğimi yap be."
Ayaz'ı bekkemeden arabadan fırladım. Karşıda duran boynunda ki dövmelerden ve üzerinde ki deri ceketten metalci tipini ortaya seren herifin yanına koştum ve altında ki motora bakıp kontağını kapattım.
"Naptığını sanıyorsun lan sen?"
"Usta motorun bana lazım, hayat memat meselesi al şu anahtarları şu karşıda ki BMW'ye geç beyaz olan."
Adam bi an deli olup olmadığımı anlamaya çalışıyor gibi bir yüz ifadesine bürünse de buna zaman yoktu.
"Hadi be abicim merak etme getiricem makineni geri."
Adam tek kelime daha etmeden anahtarları elimden alıp uzaklaştı. Ayaz arkama atladıgında çoktan kontağı cevirmistim.
*************************************************
Verilen adrese vardığımızda hava iyice kararmıştı. Ayaz kimlere bulaştı bilmiyorum ama burası beklenen izbe bir yerin aksine şehrin dışında yer alan bi villaydı ve koruma sayısı çok fazlaydı. Fakat fazla olması karşımızda pek bir işe yaramıycaktı. Evin bahçesine girmeden 4 koruma vardı ve büyük ihtimal silahlılardı. Ayaz montunun cebinden susturucu çıkardınca gözlerimi açabildiğim kadar açtım.
"Lann! Buraya cinayet işlemeye değil, İlaynayı kurtarmaya geldik. Bak Ayaz ne bok yiyorsun bilmiyorum ama şuan ne İlayna'yı ne de beni bu işe karıştırma."
Gözlerimden gözlerini çekmeden susturucuyu taktı, çevirdi ve sabitlemek için sıktı.
"Eren korkuyorsan siktir git. Şu an en son ihtiyacım olan bir gerizekalıya açıklama yapmak."
"Ayaz bu işin açıklaması mı olur katil misin oğlum sen." bunu bir soru olarak sormamıştım ama derin bir nefesi dışarı verdi ve bana döndü.
"Tek amacımız kimseye zarar vermeden içeri girmek ama bu sırada ölmemeliyiz. Bu yüzden tehlike anında sıkmamız gerek, bu silahları oyuncak olsun diye almadık. Ama sen o silahı adamın bacağına sıktığında herkesi başına toplamaman gerek. Şimdi tak şunu."
Bana attığı susturucuyu hemen silahıma takıp onu izledim. Lanet olsun ki haklıydı ama bu konularda bilgim olmamasından dolayı mutluydum. Kapıdaki 4 adam her seferinde ikisi sağa ikisi sola olmak üzere volta atıyorlardı. Geleceğimizden haberleri vardı ve bu nedenle etrafa göz atmaktan geri kalmıyorlardı.
Geniş alandan etrafı çevirip adamları iki iki paylaştık. Ayılmaları kısa sürmezdi zaman kazanmalıydık şimdi Ayaz'ın depodan çıkarken aldığı sirt çantasını amacını anlıyordum. Önce telefonlarını aldık sonrada önce el ve ayaklarını sonra da ağızlarını bağladık. Bahçe duvarları yüksekti bu yüzden aklıma ilk gelen fikirle bahçe kapısının kilidine ateş ettim. Ateş etmemle omzumda bir el hissetmem bir oldu.
"Aferin aferin öğreniyorsun."
Bahçedeki adamları da akladıktan sonra geriye sadece evin girişindeki iki kişi ve sayısını bilmediğimiz içeridekiler kalmıştı. Ama şüphesiz iyi bir ikiliydik ve buradan sorun çıkmadan İlayna'yı alıp çıkacaktık.
İlayna'nın ağızından
Saatlerdir bir yerde bağlıydım ve tek kelime ses duymamıştım. Ayıldığımdan beri çok yorgun ve bitkin hissediyordum. Bağırıp çağırmak için halim yoktu. Bende beklemeye kadar verdim tam o sıralarda yanıma yaklaşan ayak sesleri ve konuşmaları duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİSEDE AŞK
Novela JuvenilLiseli olduğu halde hayat yüzünden erken olgunlaşmış odun ve psikopat bir adamın acı öyküsü... İhanet, dostluk, aile...