"Okul sensiz çok sıkıcı."Sweatimin kollarını çekiştirerek ellerimi sweatimin içine soktum ve kollarımı bacaklarıma dolayarak, kafamı bacaklarıma yasladım.
"Kesinlikle." diye mırıldandım gözlerimi Nayeon'un ince tişörtünde gezdirirken. "Bugün bütün gün sınıftan çıkmadım."
"Ben de!" diye bağırdı bir anda. "Sınıftakiler arada yanıma geldi, onlarla konuştum ama diğer gibi o kadar sıkıcıydı ki patlayacaktım!" Bilgisayarı tutup, kendinden uzaklaştırdı ve yüz üstü uzanıp, ayaklarını sallamaya başladı. "Yeni okul iğrenç bir şey! Gerginlikten ölecektim!"
Gülerek çenemi dizlerime sürttüm. "Keşke taşınmak zorunda olmasaydınız. Buna nasıl alışacağım bilmiyorum."
"Neyse ki 21. yüzyıldayız!" Göz kırptı. "Her gün görüntülü konuşabiliriz."
"Ve..." diye mırıldandım tekrar ince tişörtünde göz gezdirerek. "Kış günündeyiz. O ince tişört ile ne halt ettiğini sanıyorsun?"
"Hey!" diye bağırdı. "Kombiler sonuna kadar açık. Sıcaktan patlamak üzereyim."
"Bizde de öyle!" Somurttum. "Ama ben donuyorum."
"Sen her zaman donuyorsun. Yazın bile!"
Dudaklarımı büzerek çenemi tekrar dizlerime sürttüm. Elimde olan bir şey değildi. Kansızdım. Bedenim asla ısınamıyordu. Çok sinir bozucuydu.
Nayeon'un annesinin sesini duyduğumda, Nayeon ofladı ve "Annem çağırıyor. Görüşürüz." diye mırıldanarak görüntülü aramayı sonlandırdı. Cevap vermemi bile beklememişti. Deli kız.
Kendi kendime, "Görüşürüz." diye mırıldandım ve dizlerimi indirip, önce sekmeyi sonra bilgisayarımın kapağını kapattım.
Bilgisayarın yanındaki telefonumu alıp, saate baktım ve on ikiyi geçtiğini görünce ayağa kalkıp terliklerimi giydim. Odamdan çıkıp, küçük adımlarla salona ilerledim. Büyükannem bana seslenmediğine göre kesinlikle televizyonun karşısında uyuyup kalmış olmalıydı.
Tam da tahmin ettiğim gibi büyükannem salonda, televizyonun karşısında uyuyup kalmıştı.
"Büyükanne."
Elimi koluna koydum ve korkmaması için yavaşça uyandırdım onu. Gözlerini kırpıştırarak doğruldu ve bir süre kendine gelmek için bekledi.
Sonra ayağa kalktı ve "İyi geceler." diye mırıldanarak kendi odasına ilerledi. Gülmeden edemedim.
Televizyonu kapattım ve dişlerimi fırçalayıp, bir bardak su içtikten sonra sonunda bende yataktaydım. Tam uykuya dalmak üzereydim ki, yastığımın altına koyduğum telefonum titrediğinde oflayarak telefonu aldım ve mesajı açtım.
bilinmeyen numara: geçen yaz ne yaptığını biliyorum
•
shinobi naku: bir kimsenin ağladığını saklamak için sessizce gözyaşı dökmesidir