"Beni neden buraya getirdiniz ya?"Jimin, "Mızmızlanma." diye homurdandı ve omuzlarımdan itti. "İki dakika çocuğu görüp, sonra da bize film izlemeye gideceğiz. Sen, o filmi bugün izleyeceksin!"
Oflayarak omuzlarımdaki ellerini ittirdim. "Beni çok yoruyorsun."
Sırıtarak Jongin'le aramıza geçti ve bana öpücük attı. Anında Jongin'den alnına tokat yemişti.
Jimin şokla ona dönüp, omzundan itti. "Ne vuruyorsun lan?!"
"Jungkook için."
Kaşlarımı çattım. Ne dediğini anlamamıştım ama Jongin omuz silkip, önden önden yürümeye başladığında kafamı iki yana salladım ve onu takip ettim.
Jimin okuldan sonra Jongin ve beni film izlemek için evine çağırmıştı ama ilk önce Jungkook'un yanına uğrayacaktık. Jungkook yarış için çok çalışıyordu ve bugünde okula gelmemişti. Bu yüzden onun yanına uğramak istemişlerdi ve beni de yanlarında sürüklemişlerdi.
Yüzme salonundan içeriye girdiğimde Jungkook yüzüyordu. Ondan başka kimse yoktu. Sırt çantamı sandalyelerden birinin üzerine bıraktım. Hemen yanında bir tane daha spor çantası vardı. Jungkook'un çantası olmalıydı.
Jongin havuza yaklaşıp, yere çöktü ve Jungkook'u beklemeye başladı. Jimin de onun hemen arkasındaydı. Ben onlardan biraz uzakta bekliyordum.
Jungkook yüzdü, yüzdü ve sonunda kafasını sudan çıkarıp, saçlarını hızla geriye attığı an, tam karşısında duran Jimin ve Jongin'i gördüğünde geriye doğru sıçradı.
"Ha'siktir!" Şokla havuzun kenarına tutundu. "Ne yapıyorsunuz anasını satayım!"
Jongin gülerek, "Korktun mu?" diye mırıldandığında Jungkook ona vurmak için hareketlendi ama Jongin hızla ayağa kalkıp ondan uzaklaştı.
O sırada Jungkook beni fark etmişti. Dudaklarını birbirine bastırdı ve Jongin bir şeyler söylerken onu dinlemedi. Gözleri parlıyordu. Bir süre benim üzerimde oyalandıktan sonra hızla havuzdan çıktı.
Üzerinde sadece şort vardı. Su damlaları saçlarından vücuduna akıyordu. Spor yaptığı kaslarından belli oluyordu. Göğsünün altındaki dövmeyi görünce kaşlarımı çattım. Fransızca bir kelimeydi ama ne yazdığını okuyamamıştım. Elinde de küçük bir kuş dövmesi vardı.
Saçlarını tekrar geriye attı ve arkamdaki sandalyelere doğru yürümeye başladı. Yanımdan geçerken göz göze geldik, bana hafifçe gülümsedi. Bu kalbimin hızla atmaya başladı. Derin bir nefes alıp, topuklarımın üzerinde sallandım.
Jimin, "Daha çalışacak mısın?" diye sordu Jungkook'a. "Biz buradan bana film izlemeye gideceğiz? Sende gelsen güzel olurdu."
Jungkook sandalyenin üzerindeki havlulardan birini alıp, saçlarını kurutmaya başladığında, Jongin'in yanına yürüdüm. Çeşmenin yanında hortumlarla uğraşıyordu.
Jungkook'un, "Bilmiyorum." diye mırıldandığını duydum. "Biraz daha çalışsam iyi olacak ama yoruldum da."
"Ne yapıyorsun?" diye sordum Jongin'e, yanına çöktüğümde.
Çeşmeyi açtı ve tüm hortumlardan su gelmeye başladığında, bir hortumu alıp yüzüme tuttu. Birden yüzüme gelen suyla kalçamın üstüne düştüm. "Gerizekalı! Ne yapıyorsun?"
Kahkaha atarak beni daha çok ıslatmaya başladığında, "Yapma!" diye bağırdım ve elimle yüzümü kapatmaya çalıştım ama faydasızdı. Çoktan sırılsıklam olmuştum.