Eskiden olsaydı yeterdi.Beni seviyor olması ona güvenmem için yeterdi. O Jeon Jungkook'du sonuçta. İyi kalpli, nazik, zeki. Tüm iyi şeyler ondaydı. Herkes tarafından sevilirdi. Kimseyi kırmaz, kimseye ihanet etmezdi.
Ama aradan üç yıl geçmişti.
Hala beni seviyor olması beni heyecanlandırıyor, mutlu ediyordu ama bir türlü anlamıyordum. Beni sevmesine rağmen neden bir sevgilisi vardı? Bu hem Lalisa'yı kandırmaktı. Eski Jungkook bunu asla yapmazdı.
Kötü zamanlar geçirmişti. Bir olay olduğu belliydi ve ben bunu bilmiyordum. Bir şey bilmeden onu suçlayıp duruyordum ama yine de mantıksız geliyordu. Eğer üzgünse niye bir sevgili yapıyordu ki?
Sorularımın cevaplarını alabilmek için onu dikkatlice dinlemem gerekiyordu. Bugün onunla konuşacaktım. Daha fazla dayanamıyordum artık.
Nayeon elinde pastayla salona girdiğinde gözlerimi devirdim. "Daha az önce yemek yedin, ayrıca birazdan çıkacağız."
Omuz silkerek kendini yanıma attı. İki tane çatal getirmişti. Çatallardan birini bana uzattığında sanki az önce laf eden ben değilmişim gibi çatalı aldım ve pastadan küçük bir dilim yedim.
"Takipçin hala artıyor."
Kafamı geriye atıp, ofladım. "Dün gece kapatmalıydım o hesabı."
"Neden öyle düşünüyorsun ki?" diye homurdandı. "Bence bu güzel bir şey."
"Saçmalama Nayeon." Bir dilim daha pasta aldım. "Çok korkunç. Şimdiden on bin takipçim var."
Nayeon bir anda öksürmeye başladığında hızla sırtına vurdum. Pastayı sehpanın üzerine koyup, içi su dolu bardağı aldı ve bir yudumda içti.
"İyi misin?"
"On bin ne?!" diye bağırdı ve bardağı geri koyup, derin bir nefes aldı. "Cidden korkunçmuş."
Bu sefer pasta tabağını ben aldım. "Ünlü olduğunu biliyordum ama onlarla takıldığım zaman hiç ünlülermiş gibi değildi." Durdum. "Onu tam olarak tanımıyormuşum gerçekten."
"Birlikte olduğunuz her an kavga ediyorsunuz çünkü."
"Dün konuştuk!" diye isyan ettiğimde ters ters baktı.
"Ve onu da bir kavgaya dönüştürdüğünü söyledin." Pastadan sertçe bir dilim aldı. Ofladım. "Çok başarılı bir yüzücü, yakışıklı ve birkaç reklamda da oynadığını duymuştum. İnsanlar ona deli oluyor Chaeyoung." Dudağını ısırıp, alayla güldü. "Ve o çocuk dün gece seni sevdiğini söyledi."
"Ve iki gün önce Lalisa ile bardan birlikte çıktılar."
O da ofladı. "Tekrar sevgili olduklarını mı düşünüyorsun?"
Tabağı onun kucağına verip, "Hayır." diye fısıldadım. "Sevgili değiller ama birliktelerdi işte."
"Sevgili olmadıklarını biliyorsan bunu neden sorun ediyorsun ki? Arkadaş olabilirler ve bunun senin için bir sorun olacağını sanmıyorum."
"Tabii ki olmaz!" diye bağırdım. "O kadar aptal değilim."
Nayeon tabağı sehpanın üzerine bırakıp, "Anladım." diye mırıldandı. "Sorun Jungkook'un seni beklememiş olması. Değil mi? Diğer hepsi bahane."
Sorun Jungkook'un beni beklememiş olması. Dudaklarım titredi. O an anlıyordum. Nayeon doğruyu söylüyordu, diğer her şey bahaneydi. O zaman verdiğim sözün hiçbir anlamının olmadığını biliyordum ama yine de beni beklemesini isterdim. Jongin'e bir şey söylemediğini, Lalisa ile birlikte olmadığını da, hepsini biliyordum.