chaeyoung: sen benimle dalga mı geçiyorsun
bilinmeyen numara: ne oluyor
bilinmeyen numara: çorbayı içtin mi
chaeyoung: hayır içmedim
chaeyoung: sapık
chaeyoung: sen benim evimi nereden biliyorsun
bilinmeyen numara: sapık mı
bilinmeyen numara: cidden mi
bilinmeyen numara: seni eve girerken gördüm?
chaeyoung: yalancı
chaeyoung: beni takip ettin
bilinmeyen numara: neden bu kadar paranoyaksın
bilinmeyen numara: bir iyilik yaptım işte
chaeyoung: seni tanımıyorum
bilinmeyen numara: çorbayı içtin mi
chaeyoung: sen cidden benimle dalga geçiyorsun
chaeyoung: tanımadığım birisinin kapımın önüne bıraktığı çorbayı içecek değilim
bilinmeyen numara: yani içtin
chaeyoung: nereden çıkardın bunu
bilinmeyen numara: beni tanımıyorsun ama yine de benimle konuşuyorsun
chaeyoung: seni şimdi engelliyorum
bilinmeyen numara: umarım ilaçları da içmişsindir
bilinmeyen numara: gitmem gerekiyor
bilinmeyen numara: iyi geceler chaeyoung
chaeyoung: bekle
bilinmeyen numara: efendim
chaeyoung: bu nereye kadar böyle gidecek
bilinmeyen numara: nasıl
chaeyoung: bana ne zaman kim olduğunu söyleyeceksin
bilinmeyen numara: bilmiyorum
bilinmeyen numara: belki bir gün söylerim
bilinmeyen numara: iyi geceler chaeyoung
Çorbayı ve ilaçları içmiştim. Çok aç ve hastaydım, çorbayı kimin kapıma bıraktığı umrumda bile değildi. Yine de bu korkutucu olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Ama en korkutucu olanı ise onun hakkında kötü bir şey hissetmiyor oluşumdu. Onu tanımıyordum, o çorbayı içmemeli, onunla konuşmamalı ve onu engellemeliydim. Doğru olan buydu ama hiçbirini yapmıyordum. Çünkü bu çok utanç
verici olsada ben de artık sevilmek istiyordum. Yalnız olmaktan bıkmıştım. Birileriyle konuşmak, arkadaş olmak istiyordum. Kendimi sevmek istiyordum.Zor olsada ayağa kalkıp, ılık bir duş aldıktan sonra pijamalarımı giydim ve siyah saçlarımı kurutup, yatağıma uzandım. O kadar halsizdim ki anında uykuya dalmıştım.
Uyandığımda saat dokuzdu. Okula gitmeyecektim, bu yüzden yavaşça yataktan kalktım ve üstümü değiştirmeden kendime kahvaltı hazırladım.
Kahvaltımı yaptıktan sonra tekrar ilaçlardan içtim. Düne göre biraz daha iyiydim ama hala halsizliğim vardı. Zaten bu hastalığın kısa sürede geçeceğini de sanmıyordum.
Akşama kadar yatağımda yattım ve dizi izledim. Sadece arada tuvalete kalkmıştım.
Akşam olduğunda bir şeyler atıştırmak için mutfağa ilerledim ama hiçbir şey yoktu. Bu yüzden montumu üzerime geçirdim ve evden çıkıp, markete ilerledim.
Market iki sokak arkadaydı ve ben deli gibi üşüyordum. Montuma sarılıp, beş dakikalık yolu iki dakika da yürüdüm hızla.
Markette yavaşça yürüyüp, sepetimi doldururken çikolata raflarının önünde Jungkook'u görmem ile durdum ve kısaca onu inceledim.
Üzerinde gri bir eşofman, beyaz bir kazak ve siyah ceketi vardı. Saçları dağınıktı. Nayeon'un söylediği gibi o cidden çok yakışıklıydı ve hayranlarının olmasına şaşırmak saçma olurdu.
Dikkatini çekmemek için yürümeye başladım ve yanından geçtiğim sırada kafasını kaldırıp bana baktı. Kafasıyla selam verdiğinde, ben de kafamla selam verdim ve yanından uzaklaştım.
Kasada hemen arkamdaydı. Aldıklarımı kasadan geçirip, poşetledim ve ona hiç bakmadan marketten çıktım. Eve yürürken hala arkamdaydı.
Beni takip ediyor olamazdı değil mi? Bilinmeyen numaradan sonra her şeyden şüphelenmeye başlamıştım ama onun bilinmeyen numara olmadığını da biliyordum. O benim için fazla yüksekteydi.
Yine de korkutucuydu ve beni takip ettiğini düşünmeden edemiyordum çünkü iki sokak boyunca benim arkamdan gelmişti. Evime sadece birkaç adım kala, arkamı dönüp, "Sen beni takip mi ediyorsun?" diye bağırmadan edemedim.
Anında durdu. "Ne?"
Elimdeki poşeti sıkıca tutup, ona doğru bir adım attım. "Niye peşimden geliyorsun?"
Kaşlarını kaldırdı şaşkınlıkla. "Çünkü burada oturuyorum?"
"Yalan söyleme. Burada oturuyor olsaydın seni görmüş olurdum."
Güldü ve kollarını göğsünde birleştirip, "Öyle mi?" diye sordu
"Öyle."
Gülerek kafasını salladığında, kaşlarımı çattım. "Beni görmemiş olman çok normal çünkü buraya fazla gelmem."
"Nasıl yani?"
Omuz silkip, hemen yanındaki mavi evi gösterdi. "Büyükannem."
Hiçbir şey söylemedim.
Güldü tekrar. "Seni korkuttuysam üzgünüm Chaeyoung. İyi geceler."
Küçük adımlarla eve yürüyüp, içeriye girdiğinde hala orada hiçbir şey söylemeden dikiliyordum.
Rezil olmuştum. Bilinmeyen numara yüzünden Jungkook'a rezil olmuştum!