*10* Boşluk *10*

10.1K 322 39
                                    

Bu sefer bir açıklama yazmayacağım, mazur görün lütfen.

***vote vote vote yorum yorum yorum***

Kafasını omzuma koymuş, sağ eliyle gözlerimi kapatıp sol eliyle de belimden tutup kendine çekiyordu.

"Çok korktum... Sana bir şey oldu diye çok korktum."

Odada sadece ikimizin nefesi duyulurken aynı zamanda onu omzumda hissetmem kalp atışlarımı hızlandırıyordu. Onu bu denli hissetmek hem mutlu ediyor hem de beni üzüyordu. Ona, onlara daha fazla devam edemeyeceğimizi söylememe rağmen ikisi de bana yaşanan olaylardan önce davrandıkları gibi hala çok yakınlardı. Buraya gelme sebebimi baştan aşağıya değiştirmeye çalışıyorlardı ve benim buna engel olmaya gücüm yetmiyordu.

"Kuzey, lütfen bırakır mısın?" dedim titreyen sesimle. Bunu kabul etmeyeceği apaçık ortadaydı fakat ilk gün, geldiğim günde yaşanan olayları tekrar yaşamak istemiyordum. Ona kendimi hemen teslim etmeyi istemiyordum, hafızamdan ve kalbimden nasıl sildiysem öyle devam etmeyi istiyordum. Daha fazla kendimi yıpratmamak, geçmişi düşünmemek istiyordum ben. Sadece tek bir konuya odaklanmayı, zihnimi daha fazla şeyle bulanıklaştırmamayı, onu yormamayı. Kalbimin sesindense zihnimi dinleyebilmeyi. Bulunduğum ortam bunu her ne kadar zorlasa da kendime bu ortamı yaratmak istiyordum ben...

Söylediğim cümlenin üzerinden en az üç dakika geçmişti. Aynı şekilde duruyorduk. Kuzey, beklenildiği gibi soruma cevap vermemişti. Ona sarılmak tıpkı geçmişteki gibi beni rahatlatıyordu, bunu fark etmiştim. Dolup taşacakmışcasına gelen ağlama hissi yerini sakinliğe bırakmıştı.

"Buradan gidemeyeceğini biliyorsun, değil mi?"

Sustu.

Sustuk.

Daldığım derin düşüncelerin arasına bir anda giren Kuzey, bana o günü tekrar hatırlattı.

"Gidemezsin, buraya gelirken bunu kabul etmiş olman gerekirdi. Seni elini kolunu sallayarak göndermezler. Ki senin gibi yetenekli birini hiçbir şekilde göndermezler. "

"Sadece ölürüm, değil mi?"

"Eğer seni sevdiğin bunca şeyden koparan, hedeflerini gerçekleştiremeyeceğini gösteren ölümün sana bir anlamı yoksa burada bırakmalısın zaten."

"Kuzey, yine yanlış anlıyorsun."

"Bana anlamam gerekeni anlat Lara."

"Yaptığım şeylerin sonucunda zarar görmeni, görmenizi istemiyorum sadece. Bunu bil yeter."

"Lara, sen... Sen cidden." gidişatın doğru olmadığını söyleyen beynimle iç sesim aynı kanıya vardığında birkaç adım ondan ayrıldım. İlerlerken aynı zamanda onu ellerimle ittiriyor, canımın yanmasına rağmen kendimi ondan ayırıyordum. Geçtiğim onca yılın üzerine, onu unuttuğum yıllardan sonra burada ilk defa gördüğümde onu tanıyamamam yakıyordu canımı. Eskiden istediğim gibi yakın olabilirdim, fakat buna beynim izin vermiyordu. Daha önceden bu duygularını bilseydim her şey farklı olabilirdi. Fakat bu saklama arzusu ikimizi de yıllar boyu kendine tutsak etmişken ondan ayrılmak çok zordu.

Sarhoş (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin