*15* Teras *15*

5.8K 233 46
                                    

selam bebeklerim, umarım evlerinizden çıkmıyorsunuzdur. Lütfen kendinize çok ama çok dikkat edin, sizleri seviyorum.

Multimedya: Lara ve Kuzey

-Düzenlendi.

***

"Buğra..." gözlerimin kocaman olduğuna eminim. Onu, tekrar görmek...

"Evet Vanilya, ben geldim."

"B-Buğra..." ağlamam durmayacakmış, o sanki beni bırakacakmış gibi ağlamaya devam ettim. Derin bir iç çekişten sonra yatağın kenarına, yanıma oturdu ve ben ellerimle göz yaşlarımı silmeye çalışırken başımı göğsüne yasladı. Ne zaman düştüğünü bilmediğim saç havlum yoktu, o ıslak saçlarıma aldırmadan okşamaya devam ediyordu.

"Sorun yok Vanilya, hepsi geçti. Hepsi geçecek." bunları o kadar yumuşak ve rahatlatıcı bir sesle söylüyordu ki, kalbimi daha da çok attırıyordu. Odada artan kalp ritmimin sesleri hızlanmaya devam ediyor, normalde kesik kesik gelen o ses art arda gelmeye başlamıştı. 

"Ahh, sende bu kadar etki bırakabildiysem ne mutlu bana Vanilya." derin bir iç çekiş. Söyledikleri beni geçmişe tekrar tekrar götürüyor, ağlamamı şiddetlendiriyordu. 

"Buğra, beni bir daha asla ama asla öyle korkutmayacaksın." titreyen sesim o kadar gülünç çıkıyordu ki. 

"Evet Vanilya."

"Beni bir daha bırakmayacaksın." cümlemin sonuna doğru sesim çığlığa dönüşüyor, göz yaşlarımın onun üstünü kirletmesine sebep oluyordu. Kendisini benden ayırdı ve eliyle çenemden tuttu. Ona baktığım zaman donakalmış, hareket bile edememiştim. 

"Ben her zaman burada olacağım Vanilya." göğüs boşluğuma işaret parmağı ile dokundu.

"Diyafram kası üzerinde, 4. 5. ve 6. Costae'ların arka yüzünde olacağım." gülüyordu. Kendimi tutamadım, ben de ona katıldım. Her zamanki Buğra'ydı işte kim olacaktı ki. Bir süre ikimizin kahkahaları odayı doldurdu. 

"Çok özür dilerim, sizi tanıştırmayı unuttum." Kuzey'e döndüm ve devam ettim.

"Kuzey, bu Buğra. Buğra, Kuzey."  Buğra ayağa kalkmış, Kuzey'in elini sıkmak için elini uzatmıştı. Kuzey ise, siniri gözlerinden okunuyordu. Dışarıda, yaşananları bilmeyen biri gelse bile Kuzey'in sinirini görebilirdi. Ona bakınca adeta korku içinize işliyordu.

"Selam! Çok geç kalmadım değil mi?" Helin, sonunda... Kurtarıcım gelmişti sanki. 

"Siz neden biraz dışarıda konuşmuyorsunuz. Ben de üstümü giyinirim." üstümdeki yorganı yavaşça kaldırdım ve Buğra'nın olduğu tarafa doğru ayaklarımı aşağı indirdim. 

"Değil mi, Kuzey?" Buğra havada kalan elini çoktan çekmiş, kapıya yönelen Kuzey'in arkasından gidiyordu. Son anda Kuzey'e yaptığım köpek yavrusu bakışlarının işe yaradığını düşünmek sevindiriciydi aslında. 

"Doğru bir anda mı geldim?" dedi Helin elindeki büyük çantayı içeri zar zor taşıyarak getirmeye çalışırken. 

"Evet, kesinlikle gelebileceğin en iyi anda geldin." cümlemin sonunda oh dememden anlayan Helin rahatladı. 

"Gerçekten, üzerinde sadece bir havluyla mı oturuyorsun. Kuzey kendini iyi tutmuş belli." sonunu kıkırdayarak söylemesi geceyi hatırlattı. Zaten alacağını oradan almıştı, biraz da elindekiyle yetinsin. 

Sarhoş (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin