Alarm sesi odayı doldururken yaratıcı küfürlerimi sıralayıp ,gözlerimi arladım iki kişilik cüsseme göre kocaman olan yatağımın yanındaki,şifonyere uzandım ve alarmı kapadım saat daha beşdi hadi ama kargalar bokunu yapmamıştır bile. Hızlıca yataktan kalkıp odamın içindei banyoya girdim.Bu gün ilk iş günümdü Seoul 'un önde gelen iç ve dış mimarlık şirketi 'Nightblue' ya haftalar önce CV 'mi gödermiştim ve tam pes etmişken dün işe kabul edildiğimle ilgili kısa bir mail almıştım . Kısa bir duşun ardında lavabonun önüne geçip rutin işlerimi halletim ve banyodan çıktım sıcak suyun buharıda ardımda odaya dağıldığında gülümsedim . Üzerimdeki sarı bornozu odanın herangi bir yerine atıp beyaz gardırobumun alt çekmecesinden siyah bir boxer çıkarıp bacaklarımdan geçirdim , dolabın kapağını açıp annemle aşırı beğenerek aldığımız takımı çıkardım be hızlıca giydim sarı tutamlarım yarı kurumuş durumdayken makyaj masamın önüne geçip kutuda duran küpelerimi kulaklarıma taktım şık görünüceğini düşündüğüm yüzüğümüde alıp küçük parmağıma geçirim. Çilekli lipsimide dudaklarıma yedirdiğimde işte hazırdım gardırobumun kapağında asılı olan aynamın önüne geçip kendime göz kırptım .Evet yine mükemmelim.
Arabamın anahtarlarını ,cüzdanımı ve telefonumu ceplerime hızlıca yerleştirip odamdan çıktım. Merdivenleri koşar adım inip evin anahtarlarınıda bulduktan sonra sırıtarak evden ayrıldım .Jeep 'mi her gördüğümde mutluluğumun artığını hissetmeye bayılıyordum .Arabama atlayıp yarım saat uzaklıkta şirkete doğru sürmeye başladım, müzik çalardan yükselen Lana Del Rey 'in you can be the boss şarkısına eşlik etmeye başladım .Bu kadına bayılıyordum . Şirketin önüne geldiğimde cidden kocaman olan binaya göz gezdirdim ,boş bir yer bulup arabamı park ettim . şirkete doğru yürüdüm ve son bir kez binaya dışarıdan göz attım cidden siktimin binası kocamandı.
(BÖYLE BİRŞEY )
İçeri girdiğimde eteğini görmediğim bir kadın yanıma adımladı. '' nasıl yardımcı olabilirim? ''. İnce sesiyle mırıldandığında üzerindekileri süzmeyi bırakım bakışlarımı yüzüne kitledim '' Ben yeni tasarımcıyım '' dediğimi kısa bir sürede anlayıp '' Ah ozaman sizi Bay Jeon 'un odasına götüreyim '' heycanlı çıkan sesinden bir bok anlamasamda takma tırnaklı elleriyle omzuma dokundu ve önümden yürümeye başladı kısaca nefes verip onu takip ettim asansörle bindiğimizde yirmi dokuzuncu kata tıklayıp bana döndü '' adınızı öğrene bilirmiyim'' kızıl saçlarını savurup bana birazdaha yaklaştı '' çok genç görünüyorsunuzda acaba kaç yaşındasınız ? '' gençsem sanamı gencim diye çığırmak istesemde yutkumdum ve gülümsemeye çalışarak '' Park Jimin ve yirmi altı '' diyip geçiştirdim .Tam ağzını açıyordu ki asansör bir çın sesi çıkardı ve kapı açıldı asansöre içimden teşekkür sıralarken bordo mat bir kapının önünde durduk kadın kapıyı iki kez tıklatıp gel komutunu bekledi içerden boğuk bir ses geldiğinde heyecandan terlemiş ellerimi üzerime sildim 'hadi ama sen PARK yüce JİMİN sin kendine gel hadi aslanım sadece tanış ve çık ' kendimi pohpohlarken kadın kapıyı araladı ve eliyle içeriyi işaret etti . Derin bir nefes çekip içeri girdim. Odadaki çoğu eşya siyah ağırlıklıydı etraftaki bakışlarımı çekip cam masanın arkasında oturan bedene baktım . Tanrım o neden bukadar nefes kesici görünüyor .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Can Be The Boss
FanfictionŞiddetle başlayan hazlar.Şiddetle son bulur.Ölümleri olur zaferleri.Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.