Yeni bir güne daha gözlerimi araladım. Kendimi zinde ve mutlu hissediyordum.Uzun zamandır böyle şeyler hissetmemiştim . Hızlıca banyoya koşup günlük rutinimi hallettim. Yüzümden eksik olmayan gülümsemeyle dolabın karşısına geçtim bu gün içimde onun için hazırlanmak vardı.Birine ait olmak böyle hissettiriyorsa,kendimi onun kollarına atmaya hazırdım.
Dolabın içinden bulduğum ve ne zaman aldığımı hatırlamadığım.Siyah ve yarı trasparan olan gömleği üstüme geçirdim.Altına dolabı birbirine katara bulduğum.İkinci bir deri gibi duran siyah kotu giyip gömleğimi içine tıkıştırdım.Belim taktığım deri kemerle artık hazırdım. Aynamın karşısına geçip morluklarıma kapatıcı uyguladım. Cidden morun en sevdiğim tonu buydu artık.
Evden hızlıca çıkıp , araba atladım. Şirkete iki gündür uğramıyordum. Hem bu yüzden hemde onu görüceğim için heycanlıydım. Sessiz bir yolculuğun ardından.Şirketin önünde ilk gün ki gibi dikildim. Bu sefer yüzümde silik bir gülümseme vardı. İçeri geçip gördüğüm herkesi selamladım.
Asansörlere ulaştığımda gülümsemem genişlemişti.Tanrım!! Tae beni böyle görse kalp krizinden öbür tarafı boylardı . Onu aramıştım ve o gün bardan haber vermeden ayrıldığım için özür dilemiştim. Başımdan geçenleri ona anlatıcaktım ama şuan önceliklerim faklıydı. Kata geldiğimde asansörü hızlıca terk ettim. Karşılaştığım Mina'nın yüzünü düşük görünce yanına adımladım. '' Hey, sorun ne ?'' omuz silkip dudaklarını büzdü'' Yarın Bay Jeon'un doğum günü , parti düzenleniyor ve ben ne alıcağımı bilmiyorum. Her şeyi olan birine ne alınır ki. Kıravt!! evet-evet kıravat alıcam.''söylenerek yanımdan uzaklaştığında.
Aptal aptal sırıttım.Ben ona ne vereceğimi çok iyi biliyordum.Odama doğru ilerlerlerken dudaklarımı kemirdim.Cevabım ona güzel bir hediye olurdu ama afilli bir şeyler bulmalıydım.Odamdaki birikmiş dosyaları toparlayıp kendimi koltuğa bıraktım.Düşünürken aklıma gelen fikirle kıkırdadım.Şarkı söylemekte iyiydim ve ona cevabımı böyle vere bilirdim.Evet bu güzel bir plandı ve bunu gerçekleştirmem için şarkıyı bulmalı ve izin almalıydım .' Tamam!! Hadi bakalım Park mütüşmel Jimin.Fighting!!!'.
Telefonumu alıp Mina'yı odama çağırdım.Bir kaç dakika sonra kapıyı tıklatıp odaya girdi.Boğazımı temizleyip ''Mina bana bir konuda yardımcı olman gerek '' dikkatini bana yoğunlaştırıp gözlerini kocaman açtı'' Evet!Dinliyorum.''Dudaklarımı dişleyip '' Parti organizatörünün kim olduğunu biliyormusun'' kafasını hızlıca aşağı yukarı salladı.''Onunla görüşmem lazım. Nerde bula bilirim.'' Biraz düşündü ve ''senin için arayıp bir görüşme ayarlarım''dedi.Mutlulukla gülümseyip teşekkür ettim. Odadan çıkıp yarım saat sonra geri geldi.
''Jimin, görüşmeyi ayarladım.Adresi sana mesaj atıyorum'' .Heycanla yerimde kıpırdanıp attığı adrese göz attıp.Bir teşekkür daha mırıldanıp minnettar olduğumu söyledim.Araba anahtarımı kapıp şirketten hızlıca uzaklaştım.
Adrese geldiğimde soluklanıp lüks offise girdim. Beni yönlendiren sekreterle parti organizatörün kapısında durduk. Yanımdan ayrılan sekreterle kapıyı tıklatıp içeri girdim.Pembe saçlı ve bebeksi yüzüyle bana gülmseyerek bakan adama sevimlice gülümsedim.Masasını önünde duran pudra rengi koltuğu göstererk''Lütfen, oturun'' nayif sesiyle mırıldandığında işaret ettiği yere oturdum. Boğazımı temizleyip '' Sizden bir şey rica etmek için gelmiştim.'' Kıkırdadı ''Lütfen sadece Jin de ve saygı ekleri ekleme'' sevecen bir ifadeyle söyledikleriyle gülümsedim.''Ben bu sıralar ilgilendiğin Jeon Jungkook'un partisiyle ilgili konuşmak için gelmiştim''.Şaşkın bir ifadeyle bana bakıp ''Jungkook'un partisi mi? Ne konuşmak istiyorsun tatlım .'' Derin bir nefes alıp '' Doğum gününde şarkı söylemek istiyorum.Bu benim hediyem olucak''.Şaşkın ifadesine birde gülüş eklendi.'' Seni tavladı demek'' Gözlerimi kocaman açıp Jin'e baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Can Be The Boss
FanfictionŞiddetle başlayan hazlar.Şiddetle son bulur.Ölümleri olur zaferleri.Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.