(Medyayı anlamsızca çok seviyorum)
Dün olanlardan sonra apar topar çıkmıştım o lanet olası evden. İşe gitmek istemiyordum.O herifin yüzüne bakmak istemiyordum . Son cümlesi hala kulaklarımda yankılanıyordu. Dün beni öpüşü ve diyer aptalca şeyleri tekrar tekrar gözümün önüne getiriyordum. Ben ne halt yiyecektim şimdi.
Kendimi yataktan zorla çıkarıp hızlıca hazırlandım.Evden çıkarken kendimi son birkez yoklayıp arabaya atladım. Şirkete yaklaştığımda içimi kaplayan huzursuzlukla arabadan inip şirkete giriş yaptım.
Hızlı adımlarla asansöre ilerliyordum. Üstümde bana çokça bol gelen kazağın parmak uçlarını çekiştirip avuç içlerimde topladım . Gergin olduğumda bunu yapıyordum ve şuan fazlasıyla gergindim. Asansörün içine girip tuşa tıkladım . Demir kapı yavaşça kapanıyorken , bir elle durduruldu. Bakışlarım damarlı elin sahibini bulduğunda başımı kokuyla eydim.
Öyle şanssızdım ki onunla aynı ortama yine düşmüştüm . İçeri girip tuşa tıkladı . Nefesimi tutuyordum tanrım beni öyle çok korkutuyordu ki. Asansör katta durup kapılarını yavaşça açtı, hızlıca çıkıyordum ki sesi beni olduğum yere çiviledi '' Bay Park, odama. Sizinle konuşmamız gerek ''
Başımı yerden kaldırıp ona baktım. Durgun bakışlarıyla önüme geçip yürümeye başladı ,küçük adımlarla peşine takıldım. Kimseye birşey söylemeyeceğimi anlamış olmalıydı benden hala ne istiyorduki bu herif .
Odasının kapısını açıp içeri geçmem için bekledi. Hemen önünden geçip odaya girdim ardından kapanan kapıyla yerimden sıçradım. Yanıma geçip karşıma dikildi öyle sert bakıyordu ki titrememe engel olamıyordum ''Ba-bay Jeon yemin ed-ederim kimseye söylemedim '' dudaklarımdan dökülen cümleyle dudağının sağ tarafı yukarı kıvrıldı.
Aramızdaki bir kaç adımlık mesafeyi kapatıp o gün olduğu gibi çenemi kavradı . Yüzünü , yüzüme yaklaştırdığında sıcak nefesi yüzümü yalıyordu '' Öyle saf ve korkaksınki ,seni bırakmalıyım '' sanki bu cümleyi kendine söylemiş gibiydi .'' Ama istemiyorum , benim olmalısın Jimin '' çekingen bakışlarımı onunla buluşturdum . O az önce 'benim olmalısın' mı demişti.
Burnumun üzerine küçük bir öpücük bıraktı . İstemsizce kapanan gözlerimi geri araladım . Gitmek istiyordum , aynı zamandada delice kalmak .'' Benden korkuyormusun Jimin '' karanlık bir girdabı andıran gözbebeklerine odaklandım . Kafamı aşağı yukarı salladım . Tehlikeli bir şekilde kıkırdadı '' Güzel! zaten korkmalısın '' dedi.
'' Ba-bana zar-zararmı vericekin '' korkakça mırıldandığımda başını iki yana salladı '' Hayır,sana zara vermek istemiyorum , düşüne bildiğim tek şey belki benimle olabilirsin ama eğer olursanda canını çok yakarım hem fiziksel ,hem ruhsal '' . Değişen ses tonuyla bakışlarımı kaçırdım '' Be-ben gitmek is-istiyorum..''bir kaç dakika sessizlikten sonra bir-iki adım geri çekildi.
Arkamı dönüp hızlıca kapıyı açtım . Koşarak çıktığım şirkete dönüp baktım buraya birdaha gelmeyi düşünmüyordum. Araba yerleşip , şuan tek isteğim eve gidip kendimi odama kitlemekti. Yarım saat süren yoldan sonra kendimi eve attım. Sikiyim düşüne bildiğim tek şey oydu şuan. Odama çıkıp üzerimdekilerden kurtuldum . Yatağa uzanıp yorganı kafamın üstüne kadar çektim şuan tek isteğim uyumak ve uyandıktan sonra herşeyin bir rüya olduğunu görmekti .
...................
Çalan telefonumun sesiyle gözlerimi araladım. Odanın içi tamamen kararmıştı kaç saattir uyuyordum acaba . Şifonyerdeki telefona uzanıp kimin aradığında bakmadan kulağıma götürdüm .
Alo?
Civcivim, evdemisin eğer evdeysen hemen çıkıp geliyorsun. Bizimkilerle hep gittiğimiz bardayız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Can Be The Boss
FanfictionŞiddetle başlayan hazlar.Şiddetle son bulur.Ölümleri olur zaferleri.Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.