Beni cezalandırıcağını söyleyen adam gitmişti.Lanet bir mesaj almış ve kasılmış yüzüyle apar topar çıkmıştı evden.Öylece oturduğum koltukta bacaklarımı kendime çektim.Mesaj kimdendi?Bir sorun mu vardı?Aklımdaki soruları kışkışlayıp üvey babamı aradım.
-Baba?
-Jimin, efendim oğlum.
-Annemle sorunun hakkında konuşmak için aramıştım.
-Jimin-ah o senin yanındamı kafayı yemim.Çıkıp gitti heryeri aradım ama..
-O iyi uyuyor şimdi.
-Jimin vazgeçtim istemiyorum çocuk.Benden gidiceğini düşünmemiştim o sözleri söylerken.
-Ona ne söyledin bilmiyorum ama annemi ilk kez böyle gördüm.
-(Hıçkırık)Çok pişmanım.O-ona ba-başka biri olup olmadığını sor-sordum.Ben ne halt ye-yedim.Tanrım!!
-Baba ağlama yarın buraya gel ve konuşun olurmu?
- T-tamam,gelicem.Seni seviyorum.
-Bende seni.
Telefonu kulağımda çekip yanıma attım.Aklımda hala Jungkook vardı.Çok hızlımı gelişmişti ilişkimiz , onu tamıyordum bile . Ne sever , nelerden hoşlanır, en sevdiği renk ah belkide bordodur değilmi .O kapının ardında olanlar hakkında meraklanmaya başlamıştım.
Sahi bana o odada dediği şey neydi.Aklımı biraz daha yoklayıp düşündüm. Evettt!! telefonuma uzanıp arama motoruna girdim. Telefonumun ekranında parmaklarımı kaydırıp görsellere tıkladım.Önüme çıkan onlarca resimle sertçe yutkundum .İşte şimdi koca bir SİKTİR!!
Bunları benim üzerimde kullanamazdı HAYIR asla.Çekiceğim fiziksel acıdan bahsetmiyorum bile. Beni o şekilde görmekten , zevkmi alıcaktı. '' Bebeğim'' annemin sesiyle aniden irkilip telefonumun güç düğmesine bastım. Porno izlerken yakalanan liseli ergenler gibi hissediyordum. Bok gibi bir duyguydu.
'' Anne uyandınmı?'' yüzünü buruşturup '' Kocam olucak bok aradı.Buraya geliyormuş?'' kıkırdayıp ayaklandım. Annemin elinden tutup mutfağa çektim. '' Hadi canım babama yemekler yapalım'' bana dilini çıkartıp '' Çamur yesin o hayır hayır!! FARE ZEHRİ YESİN!!'' gözlerimi büyütüp anneme baktım cidden mi ?
******************************************************************************************
Babam geleli bir kaç saat olmuştu.Babamın geldiğini duyan Tae'de eve damlamış ve kahkahalar eşliğinde ve annemin laf sokmalarıyla masada birşeyler atıştırıyorduk. Nerdeyse gece oluyordu . Jungkook'u defalarca aramıştım ama ne mesaj atmış nede aramalarıma geri dönmüştü. Merak ediyordum onu . Masadan yavaşça kalkıp hava alıcağımı söyledim. Kendimi dışarı atar atmaz numarasını tuşlamıştım bile.Çaldı çaldı ve kapandı.Bir kaç defa daha tekrarladım bunu. Pes edip kapıya yöneldim . Anahtarı kapıya takacakken telefonum çalmaya başladı. Hızlıca açıp kulağıma götürdüm:
- Bebeğim.
- Jungkook nerdesin sen.Merak ettim.
-(Kıkırdar)Bir kaç işim vardı yeni bitti.
- Gülüyormusun sen. Burda ödüm koptu!!
- ( Arkadan gelen ses: Jungkook-ah hadi buraya gel!) Kapatmalıyım.
Arkadan gelen kadın sesiyle yüzüme kapanan telefon bir olmuştu. Yanlış anlıyor olmalıydım. Yanlış olmalıydı.Sadece iş içindi öyle değilmi? Elimden kayıp yere düşen telefonumla ellerimin titrediğini yeni anlamıştım.Eğilip telefonumu aldım ve çabucak eve girdim. Kahkaha yükselen salonu es geçip odama çıktım.Kendimi yatağa bırakıp yorganımı üzerime çektim. Sadece yanlış anlamaydı. Bir kadınla işten başka ne yapabilirdiki değilmi?Gözlerimi kapadım. Düşüncelerden herzaman kaçış yolum uyumak olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Can Be The Boss
FanfictionŞiddetle başlayan hazlar.Şiddetle son bulur.Ölümleri olur zaferleri.Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.