You Can Be The Boss

Öpücük...

Yüzüme çarpan güneş ışıklarından rahatsız olup gözlerimi araladım.Üzerimdeki yorganı iteleyip ,üzerimdeki bol beyaz tişörtün kapatmadığı çıplak bacaklarımı inceledim. Bir saniye !!! Çıplak bacaklarım!!! kafamı kaldırıp etrafa baktım. Kesinlikle benim odamdan daha geniş olan odaya göz gezdirdim. Sikiyim nerdeydim ben ?Hızlıca yataktan inip , kıyafetlerimi aradım. Yoktu lanet olası kıyafetler  hiç biyer de yoktu.

Dün olan şeyler kafamda tek tek canlanırken nefesimi tutum.Odanın kapısına küçük admlarla yürüyüp açtım.Tam karşımdaki bordo kapıyla koca bir siktir çektim. Tabi ki beni evine getirmişti. Sapık Herif!! Hızlıca merdivenlere ilerleyip en alt kata indim. Mutfaktan gelen seslerle oraya adımladım.Tabiki bekledim görüntü bu değildi . Çıplak üstü ve unlu yüzüyle önündeki kasede birşeyler karıştıran sevimli bir Jeon Jungkook .

Yavaşça arkasını dönüp benimle göz göze geldiğinde. Beni baştan aşağıya süzdü . Yerimde rahatsızca kıpırdanıp parmak uçlarımla oynadım.''Uyandın demek . Nasıl hissediyorsun'' dedi.      '' Hak ettiğimden iyi '' dedim bakışlarımı ellerime indirerek.Bana son bir bakış atıp yaptığı işe geri döndü.'O kadar çok sorum vardı ki hangisinden başlıyacağımı bilemiyordum.''Beni sen mi soydun?'' bana doğru bir bakış atıp, yaptığı karışımı tavanın içine döktü. '' Fazla şansım yoktu üstün kusmuk doluydu '' utancımdan yerimde kıpırdandım. Yanaklarım alev almıştı.'' Sen nerde yattın ? '' '' Yanında'' dedi tek solukta.

'' Neden çok içtin?'' önündeki işle ilgileniyordu, bende onun çıplak sırtıyla bakışıyordum.'' Bilmiyorum sanırım gaza geldim'' sertçe boğazını temizleyip bana döndü.''Eğer benim olsaydın, kıçının üzerine bir hafta oturamazdın'' kirpiklerimi hızlı hızlı kırpıştırdım  .AZ önce ne demişti o .

Tavayı ocağın üzerinden çekip üzerime doğru yürüdü. ''Masaya geç'' arkamı dönüp hızlı adımlarla masaya yaklaştım .''Kıyafetlerim nerde?'' Elindekini masanın ortasına yavaşça yerleştirip sandalyeye yayıldı.Tabağına bir şeyler koydu '' Attım '' kendi tabağını benim önüme koyup '' Ye'' dedi.Bir tabağa bir ona baktım.'' Ben ne giyeceğim şimdi '' Seslice iç çekip ''Çok konuşuyorsun'' sert çıkan sesiyle tabağımı gösterek söylediğinde.Hızlıca çubukları alıp ağzıma birşeyler tıktım. Mağlum birazcık korkutuyordu beni .

Telefonunu alıp birşeylere tıkladı ve kulağına götürdü . '' Daniel,bu gün şirkete gelmiyeceğim. Takvimi boşalt '' telefonu kulağından çekip masaya bıraktı.Kendi tabağına bir şeyler alırken dudaklarımı ısırdım. Öyle hoş bir koku yayılıyordu ki teninden burnum sızladı.Tabağımdan bir şeyler daha ağzıma tıkıp onu izlemeye devam ettim. Tamda tahmin ettiğim gibi harika bir fiziği vardı .'' Hoşuna mı gittim'' cümlesiyle yutkunmaya çalıştığım şey soluk boruma kaçtı. Öksürüklerimi durduramazken yanaklarım alev topuna dönmüştü.

   Öksürüğüm kesildiğinde ona ters bir bakış yolladım.''Eve gitmek istiyorum'' sert çıkarmaya çalıştığım sesimle bağırdım ama kedi miyavlamasını andıran bir ses çıkmıştı. Umursamaz bir bakış yollayıp kapıyı gösterdi '' İyi git '' kaşlarımı çatıp ona yaklaştım yanında durup tıslayarak '' Şakamısın sen !!! Arabam burda değil ve telefonumla cüzdanımı da almışsın ver onları''dediğim şeyi aldırış etmeden ağzına bir şeyler attı.Ona bir adım daha yaklaşıp tepeden ona baktım.

''Hey!!sana diyorum '' omzuna elimi atıyordum ki beni bileğimden tutup kucağına çekti.Ne olduğunu anlamadan kendimi kucağında buldum.Kalkmak için çırpınırken belimi serçe kavradı tıslar gibi bir sesle ''Yerinde dur !''hareketlerimi kesip gözlerinin içine baktım. Elini kaldırıp yanağıma koydu ve baş parmağıyla hayali çizgiler çizdi .Ellerim göğüsünde öylece duruyordu ne itiyordum nede çekiyordum.'' Ben seninle ne halt edeceğim''söylenerek yüzünü yüzüme yaklaştırdı.Seslice yutkundum ve gözlerimi kapadım. Dudaklarımda hissettiğim yumuşak dudaklarla içimi kaplayan sıcaklık hissi beni soluksuz bırakmıştı.Alt dudağımı ,dudaklarını arasına alıp çekiştirdi.Sonra yavaşça emdi.Yirmi altı yaşıma kadar kurduğum ilk öpücüğümün hayalleri birden tozla bulut oldu.