Çocuk bakıcısı olan Hazal Çetinkaya, maddi açıdan iyi bir ailede büyümüş dört yaşındaki Melisa Alsancak'a bakıcılık yapmaktadır.
Melisa'nın yeni yaşını kutlamak için düzenledikleri partide her şey harika giderken, gizemli kişiden aldığı iltifat içer...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ben Hazal Çetinkaya. Sıradan bir ailede doğmuş on sekiz yaşında üniversiteye hazırlanırken istediği bölüm olan psikoloji bölümü için gerekli puanı alamamış hala üniversite sınavına hazırlanan, ailesini geçirdirmek için Alsancak Malikanesi'nde dört yaşındaki Melisa Alsancak'a çocuk bakıcılığı yapan yirmi bir yaşında bir kızım.
On sekiz yaşında burnu havalarda bir kız kardeşimle aynı odada kedi köpek gibi birbirini yiyen iki kız kardeşiz. Gözleri mavi renk olduğu için benden çok daha güzel olduğunu her gün iddia ederek ergenliğini yüzüme çarpan, Helin adında bir kız kardeşe sahibim.
Babam üniversiteyi yirmi senede kazanacağımı anladığı an şöförlüğünü yaptığı malikaneye çocuk bakıcılığı için beni işe aldırmıştı, annemse kaldığımız iki odalı evde gün boyu çekirdek çitleyip televizyon karşısında Seda Sayan programları izliyordu.
Ama şuan ki hayatımdan gayet memnundum. Aslında çocuk bakıcılığının bu denli eğlenceli bir iş olduğunu bilseydim daha önceden yapardım diyorum.
Şuan ne mi yapıyorum?
Alsancak Malikanesi'nin demir kapısını açmaya çalışan ellili yaşlarında olan Osman Ağabey'i izliyorum.
"Günaydın Osman Ağabey" diyerek gülümseyip selam verdim ona. O da aynı samimiyetle "Günaydın Hazal kızım." demişti bana.
Alsancak Malikane'sinde her zamanki günlerden birinde değildim. Bugün bakıcılığını yapmakta olduğum Melisa'nın dördüncü yaş günüydü. Bu sebeple her gün ki gibi babamla sabah sekiz gibi gelmemiştim. Sabah beş gibi kalkmıştım ve havanın zifiri karanlık oluşu saatin altı olduğunu belli ediyordu.
Bir insan işe gitmek için saat beşte kalkar mıydı? O kişinin dört yaşında bakmakla sorumlu olduğu bir kız çocuğu varsa, evet kalkardı.
Daha fazla oyalanmadan eve girdim. Serap Hanım bugünki görev listemi elime verdikten sonra gerekli talimatları yerine getirmeye koyuldum.
İlk iş olarak Melisa'nın kahvaltısını yaptıracaktım. Daha sonra dil için gelen Rus Hoca'sına Melisa'yı teslim edecektim. Serap Hanım, Melisa'nın Rusça'yı kesinlikle öğrenmesi gerektiğini eşi Oktay Bey'e ısrar edince adam da daha fazla Serap Hanım'ın ısrarlarına dayanamayıp çat pat konuşabildiği Türkçe'siyle Rus bir hoca tutmuştu.
Melisayı uyandırıp Serap Hanım'ın istediği kıyafetleri giydirdikten sonra saçlarına süslü tokalardan birini kondurdum. Kahvaltısını yaptırıp, dil hocası olan Elena Hanım'a Melisa'yı teslim edip bugünki hazırlıklara başladım.
Serap Hanım'ın verdiği listedeki tüm maddeleri eksiksiz yapmak üzere mutfak çalışanlarına hazırlanacak ikramlıkların yazılı olduğu listeyi uzattım. Daha sonra alınacaklar listesini de babama verdim.
Babamın getirdiği malzemeleri aldıktan sonra salona geçip Serap Hanım'ın tembih ettiği şekilde salonu Osman Ağabey'le balonlar, konfetiler, süsler ve happy birthday yazılarıyla süsledik ve salon şahane olmuştu.
Serap Hanım salona gelip, "Hazal." diyerek yanına çağırdı beni. "Buyrun Serap Hanım?"
"Al bak bu kağıtta çocukları eğlendirmekle görevli palyaçonun numarası yazıyor. Ara ve hemen gelmesini söyle."
"Baş üstüne Serap Hanım."
Serap Hanım'ın verdiği kağıdı alıp, üzerinde yazılan numaraları telefonuma girdikten sonra telefonun diğer ucundaki kişinin çağrılarıma cevap vermesini bekledim. Çağrılarıma yanıt verilmemişti. Bir kaç defa daha çaldırdıktan sonra bir erkek sesi geldi kulağıma.
"Alo?"
"Alo. Merhaba iyi günler ben Alsancak Malikane'sinden arıyorum. İsmim Hazal. Serap Alsancak'ın kızı Melisa Alsancak'ın bakıcısıyım."
"Hım. Evet buyrun?"
"Bugün Melisa'nın doğum günü olduğu için Serap Hanım sizi görevlendirmemi istedi. Sanırım palyaçoluk işiyle uğraşıyorsunuz?"
"Evet."
"Bugün akşam saat sekiz gibi sizi malikaneye bekliyoruz. Adınızı öğrenebilir miyim?"
"İsmimi kimseyle paylaşmıyorum hanımefendi. Siz bana kısaca Kırmızı Burun diyebilirsiniz."
"Kırmızı Burun mu?"
"Evet." dedi ve suratıma telefonu kapattı.
Dıt Dıt Dııt Dıııt
_______
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
_______
Bu arada hikayemin kurgusu tamamen bana aittir. Başka bir hikayede görürseniz lütfen bana mesaj olarak bildirin olur mu?
_______
KIRMIZI BURUN ARYA TUNA _______
İnstagram: aryatunaa Kitabın orjinal instagram adresi: krmzbrnorjinal
