1-Silah

25.4K 535 47
                                    

Hayat; bize oynadığı oyunlara kanıp doğruları ve yanlışları karıştırdıktan sonra yaptığımız hataları geleceğimizde acımasızca yüzümüze vuran bir süre dilimiydi bana göre.

Hayatıma hoş geldiniz...

Düşüncelerimden kurtulup derin bir nefes aldım ve yavaş bir şekilde gözlerimi açıp önümdeki cesede baktım. Morarmış olan aralık dudakları, açık gözleri, solmuş ten rengi, göğsünde ki kurumuş kan izleri, yerdeki kan çukuru ve burnuma buram buram gelen bayat kan kokusu. Artık kan kokusuna ve ölü insanlar görmeye alışmış, hayatıma hiçbir şey olmamış gibi devam etmeyi çok iyi öğrenmiştim. Evet, bu kadar da soğukkanlı biri olmuştum, Allah bana bu yaşam şeklini uygun görmüştü.

O kadar alışmıştım ki bu olanlara, kan kokusunu içime çekmek bile iğrenç gelmiyor aksine çok sıradan günlük bir rutinmiş gibi geliyordu. Sıra geliyor ne tür bir psikopat olmaya başladığımı ben bile çözemiyordum. Her ceset gördüğümde kendi ölümümü düşünürdüm fakat bunu düşünmek bile bu soğukkanlılığımı etkilemiyordu. Hayat işte herşeye alıştırıyordu insanı.

Derin bir nefes aldım, kan kokusu ve cesedi taşımaya çalışan adamların yoğun ter kokusunu içime çektim. Gözlerimi cesede dikip iğrenircesine yüzümü buruşturdum. Ceset görmeyi sevmiyordum soluk bir ten ve açık olan gözler...  Siyah saçlı, bronz tenli, kalçalarını zor kapatan elbisesinden belli olduğu kadarıyla güzel fizikli, benden bir yada iki yaş daha büyük olduğunu tahmin ettiğim bir kız.

Gözlerimi cesetten çekip, cesedi taşıyacak adamlara diktim. Esmer olan adam uzun bir poşet getirdi ve yere serdi. Kumral olan adamsa esmere bakış daha iriydi. Kumral olan kızın kollarından tutu, esmer olansa kızı bacaklarından tutup yerden kaldırdılar. Seri hareketlerle kızın yanında serili olan poşete doğru ilerleyip kızı yavaş bir şekil de poşetin üstüne yerleştirdiler.

Gözlerimi adamlara dikmiş ne yapacaklarını gözümü kırpmadan izliyordum. Kızı döndürerek rulo gibi sardılar ve uzun özel diktirildiği belli olan çuvalın içine dikkatli bir şekilde cesedi yerleştirdiler. Esmer olan adamın eli pantolonunun cebine gitti ve yavaş bir şekilde elini cebinden çıkardı. Şeffaf olan poşeti açıp içindeki büyük yuvarlak olan naftalinleri eline alıp çuvalın içine attı. Bu işlemin cesedin kokmaması için olduğunu az çok biliyordum fakat birisini öldürüp bu işlemleri onun üzerinde asla uygulayamazdım.

Kumral olan adam çuvalın ucunu bağladı ve yere eğilip çuvalı sırtına attı. Kumral ve yanındaki esmer olan adam gözlerini bana dikip baktılar ve hemen ardından kafalarını eğip yavaş adımlarla yürümeye başladılar. Kimse konuşmuyordu sadece ayakkabıların çıkardığı tok sesler vardı. Tam yanımdan geçecekleri sırada boğazımı temizledim ve durmaları için uyarı verdim. Adamlar oldukları yerde durdular hala kafaları eğik ve konuşmuyorlardı. Ben ise onların tersine onlara gözlerimi dikmiş en küçük hareketlerini dikkatle izliyor ve aklımın bir köşesine yazıyordum. Sesimin güçlü çıkması için boğazımı bir kez daha temizledim.

''Neden öldürüldü?''

Kısa ve net bir soruydu o iki adam cevap vermek konusunda tereddütte kalmış olmalılar ki bir an birbirine baktılar. Esmer olan kafasını kaldırmadan sırtını dikleştirdi ve gür olan sesiyle anlatmaya başladı.

'' Abinizin fahişelerinden biri efendim. Size detay verme konusunda bir yetkim yok bu yüzden abinize sormalısınız fakat şunu diyebilirim ki abiniz birlikte olduğu kızın gizli bir ajan olduğunu öğrenmiş. Rakibimiz olan bir şirketin başına geçecek olan herifin kız kardeşi. Bizi arayıp kızın işini bitirmemizi söyledi. Şimdi cesedi bir kenara atacağız. ''

ESİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin