27 Aralık Salı
Bugün onun yanımdan ayrılışının ikinci yıl dönümü,bu iki yıl içinde neler değişti bir bilse gitmekten vaz geçermiydi acaba.Cenazesinde sevdiği adamın ağlağını görseydi yaşarken ona açılırmıydı,yada patronunun ona kocaman begonyadan bir çelenk gönderdiğini bilseydi hâlâ canına kıymayı düşünür müydü?.Düşünmezdi hemde hiç düşünmezdi.
O,ölümün korkusunu bilirdi çünkü yaşadığı her saniye,uyandığı her gün onun için yaşam mücadelesi verdiği bir gündü.Onun oksijeni bile pahalıydı ve bedelini almayarak canıyla ödedi.Canım sevgilim...Ben onu uzaktan seven biriydim o gözlerimin önünde solarken, hiç bir faydam dokunmuyordu ona aksine daha da dibe batmasına yardımcı oluyordum. çünkü o hastaydı bana göre.Kendi cinsinden hoşlanıyordu,kendi cinsini seven adam mı olur?
Böyle diyordum çünkü böyle eğitilmiş,böyle öğrenmiştim.İnandığım dine de aykırıydı bu durum.Bu nedenle onu kendi değimimle çok ama çok sevsem bile,aşkın yetmediği sorunları çözmeye kalkışırdım.Ona hasta ve pis bakan insanların tarafında oldum.Onun iplerini kesmesine izin verdiğim için... bende suçluydum.Onun toplum içinde herkes gibi yaşamasını engelleyenler kadar bende suçluydum.O sadece sevmekle hata yapmıştı.Ama yanlışı sevmişti.Yanlışları doğrularını götürdü ve onu aldı benden.
Aslında sevmenin cinsiyeti yoktu,bir hayvanı sevebilirdi insan,bir çiçeği,bir taşı bile sevebilirdi eğer değerliyse (!) Ama kendi cinsini sevemez dedi büyükler.O da karşı gelemedi.Kesti hayat ağacındaki iplerini ve sevmek uğruna,sevgisi uğruna uçtu gitti ellerimden.Sevgisinin bedelini canı ile ödedi o diğer kardeşleri gibi...
Ama toprak doymadı daha fazlasını istedi.Kendisiyle beraber kendisi gibi olan diğerlerini de -sevgisi uğruna öleneri- yanına aldı.Hâlâ da doymuyor.Her geçen gün onun gibi zararsızların evindeki bir tabak eksiliyor.Geleceğe olan bir umut sönüyor.Ama toprak(!)(?) doymuyor,doymak bilmiyor...Onun ölmüyle anladım sevmeyi,ona karşı hissettiğim şey sadece onun davranışlarına olan sempatimmiş anladım.Çünkü eğer onu gerçekten sevmiş olsaydım onun yaptığı gibi sevgimin uğruna ölmeyi bile göze alırdım.Ama yapmadım benim yerime onun ölmesini (!) Tercih ettim.Pişmanım ama bu fayda getirmiyor.Ona yardım etmeliydim ama korkak olduğum için etmedim.Onu düştüğü zaman kaldırabilirdim ama elalem ne der diye düşündüğüm için uzatmadım elimi.
Onu hep genç fidanım diye severdim çünkü benden gençti de...finadım darbeler sonucu kırıldı ve yer yüzünde beni gölgesiz bıraktı.Ama onun gidişiyle çok önemli bir şey öğrendim,her şey insanlar için var ve korkaklık etmek bazen ağır bedeller ödetebilir insanlara.
Onu her zaman özleyeceğim...
Beliciaa ağlayarak ıslattığı sayfaya baktı derince,yazdıklarını okuyacak kadar cesaretli değildi bu yüzeden yüzünü avuçları içine aldı ve biraz daha ağladı rahatladığını hissettiğinde yazdıklarını okudu,cebindeki begonyayı sayfanın arasına sıkıştırdı.
Selamlar,söyleyeceğim tek bir cümle var;
Mevlana bile "ne olursan ol gel"demiş sen daha neyin peşindesin insanoğlu?Konu hakkındaki görüşlerinizi bilmem ama tüm insanlar yaşamayı hak ederler bence.Şimdi konuyu dağıtmak için ("tacizciler pedofililer ölmesin mi yani diye vızırdamayınız zira insanlar dedim")
Onların Yaşamı hak etmediğini düşünüyorsanız vicdanınız sizi terk etmiş olabilir arama ilanı vermenizi öneririm
-saygılar.
*ipleri kesmek tabiri "intihar " kelimesi yerine kullanılmıştır .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni yumuşakça öldür (Gerçek Hikâyeler )
Historia CortaBU KİTAPTAKİ HİKÂYELER GERÇEK HAYATTAN ESİNLENİLEREK KURGULANMIŞTIR. Bu kitaptaki karakterler dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan kızlardır.Hepsinin farklı bir hikayesi vardır ama tek bir isimleri vardır "Belicia." (+ olarak erkeklerin bakış açısı i...