Beni Deli Ediyorsun

Ananas Reçeli

       Ertesi sabah kahvaltıya ananas reçelleri bitmeden yetişmek isteyen James’in bağırtıları  ve Sirius uyanana kadar üstüne zıplamasıyla o bile küfrederekte olsa hazırlanmış, 4’lü ortak salona girmişlerdi.

      Ama gelin görün ki gerçekten kendilerini aşarak o kadar erken gelmişlerdi ki (Kendilerine göre tabi) normalde girdiklerinde tüm sıralar tıklım tıklım doluyken şimdi salonun ancak yarısı doluydu.
       James neşeyle masanın pek dokunulmamış bir kısmına atlarken ağzına eline geçen her şeyi tıkıyordu.
      Tabi buna Sirius’ta eşlik ederken ağzının dolu olmasına aldırmadan homurdandı.

-Ben demiştim çok erken diye. Höm-

-Sirius aşkım! Sen ne kadar sevimli yiyorsun o salatalık dilimli, salçalı ve üzüm reçelli ekmeği öyle!
   Bununla Remus öksürmüş, James ise Sirius buna alışamazken ve hayvan gibi yerken açık ağzından hala meyve suyu akarken iğrenç göründüğünü kendi bile kabul ettiği arkadaşına aşkla bakan çocukla gülmeye başlamıştı.

      Sirius ise lokmasını zorla yutarken çoktan yanına oturmuş ve elindeki peçeteyle çenesini dikkatle silen kendine odaklanmış kara gözlere baktı. Bununla aklına dün kendi söyledikleri geldi.
        Onunla sonradan uğraşacağı anları ve herkesin ortasında küçük düşürme planlarıyla ona sırıtarak karşılık verirken yinede iğrertiyle kendini geriye çekti.

    Elinden peçeteyi kaparken ağzını sildi.

     -Eee sümsükus benim için her şeyi yapar mısın şimdi?
    
        Siyah saçlı oğlan gözünün üstüne düşen saçı kenara çekerken aşık olduğu surata bakmak için zeytin tanesi gözlerini dikkatle açmıştı.
      -Tabiki. Çünkü seni seviyorum.
   Bu sözlerin ve onun samimiyetinin etkisiyle hafif öksürsede alaycı planları için buna katlanmalıydı. Yani bu hoşuna gittiğinden filan değildi, sonuçta bunu kendine sümsükus’un söylemesi iğrenç ötesiydi canım.
        James’e döndüğünde onunda alayla kıkırdadığını görerek kendide gülümsedi. Onunla uğraşmak istercesine döndü.
  
       -Sümsükus ama ben bir erkeğim ve sende sanırım sümsükus kategorisinde pek dişi sayılmazsın. Bu da seni ibne yapar ha, ibne misin sen?
  
        Ondan duymayı bekledikleri sözcükle sonrasında bunu ona koz olarak kullanmak için James onun sesini kaydecek bir büyü yaptı.
        Normale döndüğünde her gün onun dediklerini çocuğa dinleterek rezil edeceklerdi. Ancak çocuk ona ciddiyetle bakarken kaşlarını masumca kaldırdı, Sirius ondan daha önce hiç duymadığı kadar yumuşak ve sevgi dolu tonla kendine yönelen çocukla istemsizce sırıtışını kaybetmişti.

       -Bence sevgiyi cinsiyet kavramlarına ayıramazsın. İnsanlar hep kendinden farklılarla hakaret etmek ve uğraşmak için acınası sözler aramışlardır. Lakin söyledikleri bu iğrenç sözler karşılarındakini küçük düşürmekten çok kendilerinin içindeki nefret ve iğrençliği vurgular. Ayrıca bunu diyecek bir Homofobiğin kalbinde içten içe kendinin dahi bilmediği gizli bir hayranlık gizlidir. Yani ben kendimi başkalarının söylediği iğrenç sözlerle tanımlayamam. Ben sadece sana aşığım. Sen çok harikasın Sirius, sen dünyadaki en mükemmel insansın.
   
       Bununla göğsü belli bir şekilde kabaran genç elinde olmadan sırıtırken elini saçına atarak James’e döndü.
       -Eh sümsükus bile bazen doğru şeyler diyebiliyor ha Çatalak? Ben cidden mükemmelim lan!
  
       Bununla gözlüklü göz devirerek öfledi.
  
      -Bu gidişle seni kendine aşık edecek gibi Patiayak.
   
      Onun sitemli sesiyle Sirius daha da sırıttı.

       -Ben kendime zaten aşıkken bir daha aşık olamam ki Çatalak.
  
       Bununla gözlerini açarak seni manyak dercesine gerileyen James’le Remus ve Peter bile gülmüştü.
     Sirius’un kahkahasını bölen ise dudağına değen şey olmuştu. Eğer bu zeytin soslu pekmezli ve çikolatalı ekmeğin üstüne limon sıkılmış en sevdiği karışım olmasaydı kesinlikle geri çevirirdi ama ekmeği kocaman ısırırken hemen eline almış, diğer eliyle ise kendine uzatılan ayran ve şerbetin karıştırıldığı bardağı kapmıştı.
         Ağzının hala dolu olmasına aldırmadan, ekmek taneleri içtiği sıvıyla çenesinden damlarken konuşmaya çalışmıştı.