Gece

212 20 31
                                    


       Gece uyanmak gibi alışkanlığı olan gözlüklü çocuk uyanarak komidinin yanına bıraktığı gözlüğünü taktı.

        O zaman ayaklarını kıpırdatabildiğinin farkına vararak sevindi. Madam bu uyuşukluğun zaten 1 saat 1 gün yada en fazla 1 hafta süreceğini söylemişti.

        O sırada karşıdaki yataktaki iki kişinin uyuduğunu kontrol etmesinin ardından sessizce en köşedeki perdelerin içinden sızdı.

        Ay ışığı açık camdan yataktaki beyaz tene vururken karşısındaki beden rahatça elinin birini yastığının yanına sarmış diğer eliyle ise kucakladığı başka bir yastığa sarılırken nefesleniyordu.

      Toz pembe dolgun dudaklar aralanmış ve koyu maviye dönüşen saçlar yastığa dağılmıştı.

     Yan tarafındaki bir sandalyede Slytherin armalı cübbesi katlanarak konmuş ve şuan üstünde her zamanki gibi ilk düğmelerini açmayı alışkanlık haline getirdiği gömleklerden biri duruyordu.

       Usulca yatağın kenarında dizlerinin üstüne çökerek onun nefes alışverişini izledi. Alnına düşmüş bir tutam saçı usulca parmaklarıyla kenara itmesinin ardından elini çekmeyerek hafifçe yanağını okşadı parmaklarıyla.

       Sonra tüy gibi bir dokunuşla uzandı pembe dudaklara.

     Alt dudağı hafifçe okşarken yumuşak hisle kalbi hızlandı.

     Sanki parmağının ucunda pamuk şeker varmış gibiydi.

    Parmaklarını istemeyerek çekerken yavaşça başını eğerek tam yüzüne nefesini verdi.

      Ardından hafifçe dudaklarının bitimindeki sağ noktaya dudağını bastırdı. Usul bir öpücük koyup çekilecekken bir anda açılan gözlerle maviler ona bakıyordu.

     Sonuna kadar açılmış gözler şaşkınlığını gayet belli ederken ateşe dokunmuşçasına geriledi gözlüklü.
 
     -Ne yapıyorsun Potter?!

     Ortamı toparlamaya çalışarak onun fısıltısına cevap vermeseydi iyi olacaktı gerçi.

    -Nefes alıyor musun diye kontrol etmeye gelmiştim de.

    -Cidden mi?! Ne zamandan beri insanların nefesini öperek kontrol ediyorlar?

   Bahane bulmaya çalışırcasına gözleri fıldır fıldır dönerken ne derse inandırıcı olmayacaktı zaten.

    Sonuçta Lucius’un uyuduğu aklına gelince aydınlanırca gözlerini açtığında şu an mavi saçlı olan sarışın bu manyağın ne diyeceğini merak ederek bakıyordu.

     -Uykunda beni kendine çektin çünkü tabi, yoksa niye ben yanlışlıkla dudaklarımı senin o mükemmel dolgun tatlı pamuk şeker gibi görünen dudaklarına yaklaştırayım ki?!
 
   Lucius dudağının kenarı hafifçe kıvrılırken karşısındaki dediklerinin yeni farkına vararak  kendini daha da batırarak açıklamaya girişirken zevkle izliyordu onu.

     -Yani… yani öyle düşündüğümden değil. Yani seni öpmek filanda istediğimden değil. Hem kim senin gibi sinir bozucu, her şeyi ben bilirim havasında takılırken aşırı sevimli duran, saçları gün ışığı gibi parlayan birini öpmek ister ki? Hayır! Yani demek istediğim-

       -Başından beri uyanıktım Potter!

     -Siktir! O halde insan en azından bir işaret verir, sen baya uyuyordun. Bu aldatmaca!

      -(Tek kaşını havaya kaldırdı.) Sadece ne yapacağını merak ettim. Ayrıca uyumasamda uykuluydum ve kaçmasını istemedim ama sayende kaçtı. Aferin Potter.

Beni Deli EdiyorsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin