Plan

180 23 14
                                    

       Girdikleri kehanet dersinde öğretmen sınıfı kontrol ederken Slytherin’den göremediği öğrenciyle bölüm başkanına döndü.

     -Bay Malfoy, Bay Snape nerde?

     Sarışın öfkeyle yan ön sırada oturan ikiliye bakış atarken kadına döndü.

     -Bugün biraz rahatsız efendim. Bölüm öğretmenimiz olan Bay Slughorn ona izin verdi.

    Öğretmenin onu başıyla onaylamasıyla yerine oturduğunda sınıfta fısıldaşmalar duyuluyordu. Ravenclaw’lı bir kız Hufflepuf’lı bir oğlana eğilip sordu.

     -Ne oldu? O dersi kaçırmayan az öğrenciden biriydi, niye gelmedi aceba?

    -(Oğlan yüzünü buruşturdu.) Snape aşk iksiri yüzünden Gryffindor’lu Black’a tutulmuş diyorlar. Yanlışlıkla olmuş ama Black resmen onun duygularını kullanarak ona işkence ediyor. Sabah kahvaltıda garip şeyler yedirdiğini görmüştüm. Zavallı çocuk sabahtan beri erkekler tuvaletinde kusup duruyor.
 
       Bunu duyan Malfoy onlar daha çok konuşmadan öyle bir bakış atmıştı ki ikili anında susmuştu.
   
       Dersin sonunda kadar James’in gözü ise nedenini bilmesede Malfoy’dan ayrılamıyordu.

      Öğretmen tahtaya birşeyler geçirirken hareretle anlatsada James başını kollarına almış uyuyor gibi yaparken yan arka sıradaki Lucius’a bakıyordu.

     O sarı saçları bugün yine omuzlarına dökülmüş ve mavileri tahtada ve elindeki kitapta giderken yanağını diğer eline yaslamış dinliyordu.

      O dolgun dudaklar nefeslenirken veya esnerken açıldığında pembenin en tatlı tonundaki dili çilek gibi ısırası geliyordu insanın.

     Burnu bile fındık gibiydi. Yanakları ise öpüp durmak için yaratılmıştı sanki.

     Bembeyaz boynu ise yeşil gömleğin saklamadığı ve hala açık olan birkaç ön düğme ile göğsüyle aynı tondaydı.

     Zil çaldığında sırasından hızlı ama süzülürcesine kapıya yönelen sarışının vücudu da oldukça formundaydı.

Hele ki o sımsıkı ama ele gelir gözüken kalçalar.James onları tokatlama arzusuyla dolarken onu tüm bu bilinçsiz kurulan hayallerinden ayırarak bilincinin kapılarını aralayan Sirius’un sesiyle yine sövdü.

      Ancak bu sefer kendine mi yoksa aklındakileri durduran Sirius’a mı bilmiyordu.
      -James hadi kalk!

       -Of sus iki dakika. (Derken yeni uyanır gibi gerindi. Sirius ise sırıtmıştı.)

      -Daha sümsükus için pembe gömlek ve etek bulucaz Çatalak.

         Demesiyle James’in de keyfi yerine gelerek aklı dağılmıştı.

      -Hadi o zaman, Gryffindor’lu kızlara git de yakışıklılığını göster Patiayak.
   
     Omzuna vurulmasıyla tökezleyen Sirius sinirle ona döndü.

    -Tüm zor işide bana yüklüyorsun ama fikri bulan sendin!

   -Of hadi çatalak.

     -Tamam, tamam. Ama sadece bizim bölümdeki kızları işe katarsak zor olur. Bizimkiler inatçı keçi gibi bir şey demeden gömlek değil bir çorap bile vermezler.

      -Hufflepuf kızları çok naziktir. (Diyen Remus’la dörtlü hep beraber kapıya yönlendiler.)
       
     Akşam yemeğinden biraz daha önce ortak salona girdiklerinde bekledikleri gibi dolu olan salonda bir sürü kız vardı.
     
      Otururken kimden isteyebileceklerini kesiyorlardı. Yanlarından üst sınıf bir Ravenclaw kızı geçtiğinde Sirius iç çekti.

     -Kızlar çok ateşli.

     James o sırada köşede tatlı bir şekilde karşı masada önüne gelen saçıyla poflayan Lucius’u gördü.

      -Dostum, Erkekler de çok ateşli. 

     Diğer üçü bir an ona şaşırarak baksalarda Sirius bir an düşünüp kaldırdığı tek kaşıyla başını salladı.

      -Bencede hepsi çok ateşli

     -(Remus ikiliye omuz silkerken) Küresel ısınmadan olmalı.
     
     Dediğinde ikili anlamazca baktılar. O da açıklar gibi elini döndürürken cevapladı.

     -Hani şu Muggle’ların dediği şey. Dünyadaki kutupların erimesiyle oluşan ısınma filan.

     Anlamasalarda başını sallayan ikili o sırada önlerinden geçen tanıdıkları tek kızı kolundan tuttular.

     -Hey! Noluyor?

      -Marry lütfen tatlım bize pembe bir gömleğini ve rengi önemli olmayan bir etek bulup verir misin?
  
     Sirius’un yakarışıyla kız şaşkınlıkla baktı.

     -Etek tamam da pembe gömleği nerden çıkarıyorsun ki? Yok bende.

    -Seni yalancı daha geçen ay senin üstünde pespembe bir gömlek vardı.

    -(Kendine yapılan bu hakaretle kız öfkeyle elini çekmeye çalıştı.) Defol Black sana çorap bile vermem.
  
     Sirius göz devirdi. Sonra doğrudan kızın gözlerine bakarken irislerinde tehlikeli birşeyler çaktı.  

      -Bak Marry tatlım, eğer şu kıvırcık kafalı Jack’i sevdiğini Ravenclaw masasına çıkarak 20 dakika boyunca bağırmamı istemiyorsan yemek başlamadan koşa koşa gidip getirsen iyi olur.
 
    Resmen mosmor olan kız ağzını açamadan gülümseyen James onu uyardı.

     -Bilirsin Sirius bir şeyi yaparım dedi mi yapar canım, biraz hatta baya delidir de o.
 
      Bununla kız bir şey demeden ve çığlık atmamaya ek onu yumruklamamaya çalışırcasına salondan koşarak çıktı.

      Ardından yemek başlamadan gelen kız elindeki bir poşeti Sirius’a fırlatırken diğer öğrencilerin meraklı bakışlarına aldırmayan kumral genç zaferle elini yumruk yapıp evet derken karnına doğru seri bir şekilde kırdı.

      Bu iş tamamdı. Artık Severus Snape kendine geldiğinde bu okuldan koşarak kaçacaktı.
  
Evet, James ve Sirius yaramaz birer pislik xhhxhddjdj. Ama onları bu yüzden seviyoruz 🤣😂.❤

Beni Deli EdiyorsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin