Üç kardeş aynı duygular içinde sedirde yan yana oturmuş annesinden gelecek bir sözü bekliyordu. Tarladan eve gelir gelmez daha terleri kurumadan analarının karşısına dizilmiş merakla onun ağzından çıkacak bir sözü bekliyorlardı.
En büyükleri olan Rıza boğazını temizleyip altına aldığı ayağını sedirden sarkıtıp öne eğildi. "Ana, hayrola neye çağırdın bizi?"
Azize kadın oğullarında göz gezdirip göğsünü şişirdi. "Asya' ya görücü var." dedi tek seferde.
Üç kardeşte analarına şaşkınca bakarken ilk söze giren yine en büyükleriydi. "Ana Asya daha yeni..."
"Ne olmuş! Ömür boyu bu evde kalacak değil ya. Ben düşündüm taşındım kararımı verdim. Yaman beyle evlenecek Asya."
Bu sefer en küçükleri atıldı. "Hangi Yaman?"
Azize kadın yaşlılığında getirdiği huysuzlukla sert ifadesini hiç bozmadan konuştu. " Kaç tane Yaman bey var bu civarda? Haberci yollamış Sultan hanım, bizden hayırlı haberi bekler."
Ortanca kardeş Ramazan abisinden sonra söze girdi. " Anam, iyi hoş dersin de biraz daha zaman geçseydi. Hem Asya' da iyice toparlanır..."
Azize kadın elini kaldırarak susturdu oğlunu. " Yeteri kadar toparlandı, dul kadına çok laf gelir bilmez misiniz? Ben münasip gördüm, bitti."
Rıza ve kardeşlerinin, bu durumdan memnun olmadıkları yüzlerinden okunuyordu. Her ne kadar Asya onlarda iyileşmesi zor yaralar açmışsa da onlar kardeşti, aynı kandan aynı candandı.
" Bu iş olmaz ana, daha erkendir."
Rıza' nın itirazı diğer kardeşleri de cesaretlendirdi. " Abim doğru der ana, bizim buna müsaademiz yoktur."
Azize kadın oturduğu ahşap sedirden hızla kalkıp bir elini beline attı. " Hele bakın hele! Ne zamandan beri bu evde benim sözüm çiğnenir oldu? Eliniz ekmek tuttu diye kendinizi adam mı bellediniz?" Boştaki elini göğsüne iki kez sertçe vurdu. " Ölmedim daha ben, ölmedim. Kız benim kızım, bir kere beni, ağasını çiğneyip bu kapıdan çıktı. Gene bu çatıya geldiyse eğer, ben ne dersem o olacak!De haydi işinize."
Oğullarını odada bırakıp kendini odasına atan Azize kadın, sinirini göstermek için kapısını sertçe kapattı. Kapattı kapatmasına ama hemen arkasında yere çömelip sessizce ağladı. Ana yüreği işte, Asya' sı onu yok saymışsa bile o hâlâ kızının mutluluğu için çabalıyordu. Biliyordu, oğulları kızıyorlardı ona ama birgün onlarda anlatacaktı Yaman beyin Asya' nın kaderi olduğunu.
Büyük evin iki odasında bunlar yaşanırken, aynı katta bulunan odada Asya ve yengeleri oturmuş bugün gelişen olayları konuşuyorlardı.
" Kız bu anam kesin verecek seni. Rızamı bile dinlemedi. " diye üzgünce söylenen, evin büyük gelini Meryem' di.
" Valla ben anamı ilk kez bu kadar sinirli gördüm. Pamuk gibi kadının içinden ne çıktı kız abla." Bu da ortanca ve evin yeni gelini Ayşe' ydi.
Meryem, Ayşe' yi hafifçe başıyla onaylayıp gözleri boşluğa dalan Asya' ya baktı. 3 ay oluyordu eve geleli, son zamanlarda daha iyi olsa da don günlerde pek içine kapanıktı. "Asyam, niye konuşmuyorsun kuzum? Bak eğer istemiyorsan..."
" İstiyorum yenge." dedi Asya. Aklında birkaç gün önce evlerine gelen kadınların sözleri ve öğlen anasıyla yaptığı konuşma vardı. Evlenmeyip ne edecekti.
Ayşe çekinerek de olsa konuşmaya katıldı. O bu eve gelin geldiğinde Asya yoktu, kim olduğunu ve olayları elbet duymuştu ancak ne konuşmuşluğu ne de görmüşlüğü vardı. " Abla, Yaman beyin bir oğlu varmış. Bebe daha, haberin var değil."
Asya hafifçe başını salladı ve bacaklarını kendine çekip kollarını sardı. Onun konuşmak istemediğini anlayan Meryem, Ayşe' ye kaş göz yaparak çıkardı odadan. Evin işi çoktu, hele ki evden kız çıkıyorken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELİNCİK (Tamamlandı)
Aktuelle LiteraturBir kadını en çok ne üzebilir, ne yıkar... Yuvası için nelere göğüs gerebilir? Neleri görmezden gelebilir? Hor görülmek, küçümsenmek, sevgisizlik, güvensizlik... birçok şey sayılabilir. Peki kocasını paylaşmak? İşte buna asla sessiz kalmayacaktı. Y...