Ben geldiiiiim🙌🙌
Çok bekletmedim inşallah❤😘 Multimedya önerisi için selfinaz52 teşekkür ederim😘💓
*******************************
"Ne yapıyorsunuz burada?"
Asya dişlerini sıkıp gözlerini zorlukla çekti Yaman' dan. Abisi gelmemiş olsa... Çıldırmak üzereydi. Bu o adamdı, yani Yaman oydu. Burada ağaçtan düşürdüğü, taşla kaşını yardığı adamdı. Atla karşısına çıkan, laf dalaşına girdiği de oydu. Yaman' dı.
"Biraz dolaşmaya çıkmıştık Harun, tarladan mı dönüyorsun?"
Harun bacısının yüzüne bakıp tekrar Yaman' a döndü. "Evet de," diyerek parmağıyla Asya' yı gösterdi. "neyi var bunun, niye cin çarpmış gibi bakıyor."
Yaman' ın da gözü dalgınca yere bakan Asya' ya döndüğünde kendine engel olamayıp güldü. "Cin değil ben çarptım galiba."
Harun' un bakışları ikili arasında gidip geldi bir an, o mu anlamıyordu yoksa bu ikisi mi garipti. "Her neyse, iyi oldu sizi gördüğüm. Anam yarın akşam yemeğe çağırmak istiyor sizi. Müsaitseniz buyrun gelin."
"Elbette, yarın akşama orada oluruz."
Harun yine sustuğunda bu sefer kendinden şüphe etmiyordu çünkü gerçekten bu ikisi garipti. "Karanlık çökecek, gidelim isterseniz." diye öneride bulundu, yoksa bunların yerinden kıpırdayacağı yoktu.
Yaman, "Ben atları çözeyim." diyerek gittiğinde Harun elini Asya' nın omuzuna attı. "Asya, çık bacım girdiğin kuyudan."
Asya başını kaldırıp abisine bakarken aklının neredeyse hepsi geçmişe dalmıştı. "Ne kuyusu?" diye mırıldandı kendince.
Harun baktı ki olmayacak, en iyisinin hiç bulaşmamak olduğuna karar verdi. "Yok bir şey güzelim, yok bir şey."
Bir atı Yaman, diğerini Harun çekerken aralarına Asya' yı alıp ilerlediler. Artık ayrılmaları gereken yola geldiklerinde Harun kardeşimin saçlarını öpüp atın dizginlerini ona verdi. "Hadi hayırlı akşamlar, yarın bekleriz."
"Sana da hayırlı akşamlar."
Harun yanlarından uzaklaşırken Asya bir şey dememişti, aklı hâlâ gidip geliyordu. İnanamıyordu şu düştüğü duruma. Nasıl tanımamıştı, gerçi nasıl tanıyacaktı ki? Sadece 2-3 kez görmüştü hepsinde de sinirini bozmuştu.
"Neden en başından söylemedin?"
Yaman Asya' nın sonunda konuşmaya karar vermesine sevindi, bir an hiç konuşmayacak sanmıştı. "Kendin hatırlarsın diye düşündüm, baktım olmuyor bende kendimi hatırlattım."
"Oraya bilerek götürdün beni." diye kendince mırıldandı yine. Hâlâ ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. O zamanlar karşısına çıkıp her defasında sinirleriyle oynayan adam şimdi kocasıydı. Kaderi ona nasıl bir oyun oynuyordu?
"Ne oldu, neden susuyorsun?"
Asya başını çevirip biraz yukarı kaldırdı ve yanında yürüyen adama baktı. Güneş kaybolmuştu ama hâlâ aydınlıktı. "Bilmiyorum. Sence de bu çok garip değil mi?"
Yaman dizginleri daha sıkı tutup durduğunda Asya' da durmuş ve karşı karşıya kalmışlardı. Yaman onun gözlerinde yanan ışığın göz kamaştıran güzelliği karşısında eridi, bitti, yandı, kül oldu. "Kader be Asya, kader. Araya kimler girerse girsin, başımıza ne gelirse gelsin değişmez kaderimiz. Ne yazıldıysa anlımıza, onu yaşarız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELİNCİK (Tamamlandı)
General FictionBir kadını en çok ne üzebilir, ne yıkar... Yuvası için nelere göğüs gerebilir? Neleri görmezden gelebilir? Hor görülmek, küçümsenmek, sevgisizlik, güvensizlik... birçok şey sayılabilir. Peki kocasını paylaşmak? İşte buna asla sessiz kalmayacaktı. Y...