Kızardığında yanaklarında kırmızı çiçekler açardı.
Uzun uzun anlatmayı da severdi, cümleleriyle gözlerime maviler, yeşiller çizerdi.
Mırıldanmaya başlamadan çiçek balı yerdi, papatya kadar yumuşak sesiyle duvarlara ezgiler örerdi, o söyler odamdaki cam fanus titrerdi.
Kitaplarını öper sayfalarıyla dans ederdi.
Mısraların elinden tutup şiirler kasabasında kaybolmayı severdi.Bağlamasıyla denize iner, dalgaları ve balıkçı kuşlarını taklit ederdi, balıkçı kuşlarının kanatları bağlamanın ezgisiyle titrerdi.
Gri dumanın vücudundaki seyahatini sever, dudakları arasındaki izmarit bozmasının kırık tadını, tatlı bi elmalı turtaya değişmezdi.
M.ERKEK