15.08.19
"Sevgili Günlük,
Biliyorum seni azıcık ihmal ettim. Yaklaşık altı gün seni benden, beni senden mahrum bıraktığım için üzgünüm. Merak ediyorsan evet bugünde ağlamış olarak uyandım. Ama boş ver dostum bugün bambaşka bir şey anlatacağım. Biliyor musun bugün kendimi her zamankinden daha mutsuz hissediyorum neden mi keşke bilsem de sana da anlatsam. Zaten böyle değil midir? Sadece bir his var içinde neden olduğunu ya da olduğunda ne yapacağını bilmediğin bir his. Biliyorum acıtıyor hemde çok. Sanki zaten hiç bir şey yolunda gitmezken o his sana 'asla hiç bir şeyi yoluna sokamayacaksın' diyor. Sanki karnında uçuşan kelebeklerin kanatları dikenli ve kanat çırptıkça dikenlerini sana batırıyorlar gibi hissettiriyor o his. Gökyüzünde bir bulutmuşsun ama güneş sürekli sana çarpıp seni kavuruyormuşçasıma berbat bir his. Her yerin ağırırken üstüne yüz bin kilogram demir atmışlarcasına ağır, o denli zulmedici bir his. Yerlere kadar uzanan hür saçların ayaklar altında çiğneniyormuş gibi acıtan bir his. Bir his bir his diye bahsettim peki ne mi o his? Bir adı yok sadecr hissetirdikleri ağır, küçük düşürücü. Ve sevgili günlük ben galiba bu hisle baş etmeyi öğreniyorum. Sabırsızlanma yakında bu beyaz sayfalarına yazacağım bu hisle mücadelenin sırrını. Bugünlük görüşürüz mutsuzluğumun günlüğü. Söz, arayı bir daha hiç açmayacağım^^"ÖZGÜN AYAZ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutsuzluk Günlüğü
Teen FictionÇok mutsuzum çok! Ağladım, ağlamaklar yetmedi. O anı yaşadıkça biraz daha akıyor gözyaşlarım. Hem güldüm hem ağladım. Hep terkettiler peki neden? Neden meydanı boş bıraktı mesela dizideki kız? Veya dizideki oğlan niye 'Gitme seni seviyorum' diyemedi...