05.09.19
"Sevgili Günlük,
Açıkçası aklımdakileri şu an buraya yazmaktan çekiniyorum. Kendi içimin sessizliğine sığınmak istiyorum. Sessizlik bir elementmiş. Ne gariptir ki insam sessizliği bir kabulleniş sanar, sanmaktan ziyade öyle kanmak ister sanki. Aslında doğa, sesslik üzerine kurulmuştur. En güzel sesler, herkes sessizken duyulur, en tatlı gözyaşları sessizce akar gözlerden ve en suskun yürek asıl suskun ve sessiz sandığımız anda bağırıyordur.
Sessizlik gecenin bir yarısında ortaya çıkan kar gibidir. Bizi sevindirir ama yeri göğü üşütür. Ürkülmesi gerek bir duygudur sessizlik. Evet bir duygudur diyorum çünkü geçenlerde gördüğüm bir yazı beni çok etkiledi. Diyordu ki,
'BAZEN İNSANLARI SADECE İZLERSİN.
KIZAMAZSIN. ÜZÜLEMEZSİN. KIRILAMAZSIN. HİSSETTİĞİN SADECE SESSİZLİKTİR.' Sen gözyaşı akıtırken ne oluyor biliyor musun? Kalbin, yüreğin, yer, gök susuyor. Onlarında hissettiği tek şey sessizlik oluyor.
Sessizlik, kuzunun olmayan karasıdır. Kabulleniş değil baş kaldırıştır. Tercih değil ihtiyaçtır. Sessizliğimiz, gecemizin bizleridir.
Hayata karşı sessiz, savaşlara sessiz olmak dugusuzluk değildir aslında en büyük duyhudur.
Evet sessizlik en büyük duygu belirtisidir. Bizdir sessizlik. Dirençtir.
Sesslizği günlerde aramayın zira sessizlik zaman dilimlerinde değil bizim gökyüzümüzdedir.
Gökyümüz umarım hiçbir zaman gürültülü olmaz. İzninle ben sessizliğime gömülmehe gidiyorum.
Görüşmek üzere sevgili günlük."ÖZGÜN AYAZ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutsuzluk Günlüğü
Teen FictionÇok mutsuzum çok! Ağladım, ağlamaklar yetmedi. O anı yaşadıkça biraz daha akıyor gözyaşlarım. Hem güldüm hem ağladım. Hep terkettiler peki neden? Neden meydanı boş bıraktı mesela dizideki kız? Veya dizideki oğlan niye 'Gitme seni seviyorum' diyemedi...