07.09.19
"Sevgili Günlük,
İçim, benden sanki hep uzaktı biliyor musun? Sanki dışım bambaşka biriydi içim bambaşka. Neden bilmiyorum ama bu durumdan dolayı yorgun ve güçsüz hissediyordum. Böyle olaylar üstüne birde hayat zorluk çıkarıyordu. Hep, beynimin içinde bir örümcek varmışta beynime ağ örüyormuş gibiydi. Hayat benim için gözlerimin önüne çekilen bir sis perdesinden farksızdı. Gecem, gündüzüm yoktu, ne yaptığımı bilmeden veya umursamadan ne yapmak zorunda hissediyorsam onu yapıyordum ve en kötüsü bu olaya 'hayat' diyordum. Oysa hayat her ne kadar bezdirici de olsa bu tarif ettiğim şey değilmiş. 'Gerekli' olduğu için bir şeyleri yapmak hayat tanımından uzakmış. Evet belki sürekli mücadele içinde olman gerek belki zorluklara göğüs germek gerek bazende kanayan bir yerinizi peçeteyle değil de ellerinizle silmek gerek. Evet, zor ama güzel yanlarıda var. Hayat dediğimiz zorunluluklardan değil isteklerimizden oluşurmuş. Sana bir keresinde hayatın içinde neler olduğunu söylemiştim. Doğru hayatın içinde her şey var, her şey olabilir ama hayat, içindekilerden farklı bir dünyadır. Yani, 'HAYATIN İÇİNDE HER ŞEY VAR AMA HAYAT HER ŞEYİN İÇİNDE YOK.'
Hayat, bir yaşamda kanat bulmuş kuştur. Biz gerekenlerden uzak olanlara yakın bir şekilde yaşarsak o kuş kanatlarını çırpıp bize bir hayat sunar. Yaşamadığımız sürece hayat yoktur. Hayat olmadığı sürece yaşayamayız.
Seni seviyorum sevgili günlük, görüşmek üzere."ÖZGÜN AYAZ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutsuzluk Günlüğü
Novela JuvenilÇok mutsuzum çok! Ağladım, ağlamaklar yetmedi. O anı yaşadıkça biraz daha akıyor gözyaşlarım. Hem güldüm hem ağladım. Hep terkettiler peki neden? Neden meydanı boş bıraktı mesela dizideki kız? Veya dizideki oğlan niye 'Gitme seni seviyorum' diyemedi...