5 | consideration

14.5K 1.2K 1K
                                    

Saat sabahın erken saatleriydi ve yollar tuhaf bir sakinliğe ev sahipliği yapıyorlardı. Taehyung'un kaldırımlarda attığı her adım elindeki market poşetini sallandırıyor, ara sıra bacaklarına çarpmasına sebep oluyordu. Bu yollar, Taehyung'a ve onun elindeki poşetlere alışalı çok olmuştu. Ucu Jeongguk'un evine açılan bu sokaklar, Taehyung'un en büyük durağı hâline gelmişti son zamanlarda. Onun için bu yollarda gidip gelmek normaldi, sanki olması gereken buymuş gibi. Fakat kendine bazen soruyordu, "Ben neden Jeongguk'u önemsiyorum ki?" Sahi, neden önemsiyordu? Jeongguk onun yeni tanıştığı, normal bir alfaydı ve üstelik kendisinden pek de hazzetmiyordu. Ah, tabii, bu kısımlar birazcık karışıktı. Elbette Taehyung'un kolları arasında bir bebek gibi uyumayı seven Jeongguk'un Taehyung'dan rahatsızlık duyduğunu söylemek pek mantıklı olmazdı, Jeongguk'u iten başka bir şey vardı ve Taehyung bunun çokça farkındaydı, bu yüzdendi Jeongguk'a cephe almadan onu sarmalamaya gidiyor olması.

Taehyung, Jeongguk'tan etkilenmişti. Jeongguk güçlü, kararlı bakışlara sahip bir alfaydı. Kendini ezdirmezdi, sevdiklerini de ezdirmeyeceği gibi. Ayakta durmasını bilir bir duruşu vardı, henüz küçücüktü aslında Jeongguk fakat sanki herkesten büyükmüşçesine güven toplamayı başarmıştı. Fakat Jeongguk yalnızca güçlü değildi, küçük olan aynı zamanda da kırgındı, kimseler anlamıyordu.

Taehyung anlamıştı, bir tek o anlamıştı belki de. Dostu için büyüttüğü endişeler ve tüm hüzün, Taehyung'un onu kollarının arasına alıp uyutmasıyla uçup gitmişti ve o an fark edilmişti zaten, Jeongguk'un sevgiye ihtiyacı vardı, o sadece sevgiyle iyileşirdi.

"O benim canım, Taehyung," demişti ona. "Nasıl uyurum o yatağında ağlarken?" Ve Tanrı şahit, Taehyung'un o büyük kalbi teklemişti.  Jeongguk'u kollarının arasına alıp dakikalarca öpmek istemişti fakat anlam veremedi buna, neden ona karşı bu kadar şefkatliydi bir türlü anlam veremedi.

Oysa şimdi Jeongguk'un evine aldığı çilekli dondurmayla beraber yürürken, bir şeylerin farkına varabiliyordu. Ondan etkileniyordu, Taehyung ondan hoşlanıyordu. Kimse bulamamıştı, ama o görebilmişti işte. Jeongguk'un nasıl sevilesi bir çocuk olduğunu görebilmişti, belki en korkuncu da buydu. Jeongguk, ne kadar soğuk yapmaya çalışsa da büyük olana çekiliyordu işte. Elinde değildi, bazı kalpler bağlantılıdır ve insanlar bunları kontrol edemez, tıpkı Jeongguk ve Taehyung gibi.

Taehyung, ona yaklaşırken çekinmiyordu çünkü Jeongguk'un kendisini itiyor olmasından güç alıyordu. "Yakınlaşsak dahi birlikte olmamıza izin vermez," bu düşünceler tek tesellisiydi çünkü biliyordu, birbirlerine karşı büyüttükleri hisler kabul görmezdi. Bir deltaydı Taehyung, onun için sadece omegalar ve betalar eş olarak görülebilirdi. Alfalar ise ya dostlardı, ya da düşman.

Fakat ne olmuş yani, bir alfa onun için aşk olmaya başlıyorsa? Engel olabilirler miydi?

İki katlı, geniş bahçeli evin önüne geldiği zaman derin bir nefes alarak yüzüne minik bir tebessüm oturttu ve adımlarını kararlı bir şekilde attı kapıya doğru. Her zamanki gibi zili çaldı ve gözlerini kapıda gezdirdi. Aklından geçen sorular hep aynılardı. Jeongguk ağlamış mıdır, uykusuz mudur, aç mıdır? Her seferinde aklında bu düşüncelerle içeri giriyordu kapıdan, daha sonrasında küçüğünü kontrol ediyor, eksiklerini kapatıyordu. Fakat yine de görüyordu Taehyung, Jeongguk zayıflıyordu ve yüzü eskisi kadar pürüzsüz değildi. Teni solgun, gözlerinin altı mordu; yüzünü eskisi gibi jellerle yıkayacak hâli kalmadığından alnında minik sivilceler ve siyah noktalar baş göstermişlerdi. Saçları da dökülüyordu, görüyordu Taehyung.

Açılmayan kapıya karşılık tekrar zile bastı Taehyung. Yoksa evde değil miydi? Evde olmalıydı, grupta öyle konuşmuşlardı. Zaten Jeongguk'un bir yere gittiği yoktu, o henüz mutfağa zar zor gidiyordu, dışarı çıkması düşünülemezdi. Taehyung, içinde endişe biriktirirken durum aslında çok daha farklıydı.

james joint ;; taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin