james joint ;; taekook

24 | love without tragedy

Merhaba, ben geldim! Bol bol yorum yapın ve oy verin lütfen, diğer bölüme kadar 70k olalım istiyorum.

İyi okumalar!

Taehyung, sevgilisinin ona kapıyı açmasını beklerken derin bir nefes aldı ve gözlerini bahçede gezdirdi. Kendisini biraz gergin ve çokça heyecanlı hissediyordu ve kapının açılmadığı her saniye bu duygular katlanıyor, midesinin garip bir şekilde kasılmasına sebep oluyordu. Tanrım, sadece düşüncesinin bile onu bu kadar strese sokması normal miydi yoksa Taehyung'da bir sorun mu vardı?

Kapı, oldukça yavaş bir şekilde açıldığında esmer dudaklarını birbirine bastırdı ve bakışlarını karşısında beliren bedene çevirdi. Aralarındaki engel kalkar kalkmaz yoğun feromonlar Taehyung'un burnuna dolmuş, dişlerini birbirine bastırmasına sebep olmuştu. Sevgilisinin ne kadar berbat bir durumda olduğunu görebiliyordu. Gözleri yorgun bakıyordu, zar zor ayakta duruyordu ve oldukça sık nefes alıyordu. Şu sıralar Jeongguk mental açıdan zor zamanlar geçiriyordu, bu yüzden kızgınlığı daha da zorluyordu onu.

Taehyung, küçük bir gülümsemeyle ona doğru yaklaştı ve belinden kavrayarak evin içine doğru çekti Alfa'yı. Kapıyı boştaki eliyle kapatırken dudaklarını sevgilisinin alnına yasladı vücudunun ısısını kontrol etmek için. Yanıyordu, gerçekten yanıyordu.

"Rahatlayamadın mı hiç?"

Jeongguk bugün zorlanacağını bildiği için okula gitmemiş, kendini yatağına hapsetmişti. Biraz rahatlayabileceğini ummuştu, gerçekten, ama tek yaptığı yatağın içinde kıvranmak ve bedenini menilerle kirletmek olmuştu. O kadar boşaldıktan sonra rahatlamış olması gerekiyordu fakat yaşadığı stres ve üzüntü sanırım onu göründüğünden daha fazla etkiliyordu.

Alfa başını iki yana salladı ve bedenini beklenmedik bir hızla Taehyung'un bedenine yasladı. Oyalanmak istemiyordu, rahatlamaya ihtiyacı vardı ve saatler boyunca kıvrandıktan sonra Delta'sına kavuşmuş bir Alfa olarak sabretmeyi kesinlikle reddediyordu. Tek kolu onun bedenini sararken başını eğdi ve burnunu boynuna sürttü hafifçe. Okyanus feromonlarını içine çekti, ardından dudaklarını sanki buna muhtaçmış gibi bir aceleyle tenine yasladı. Öpücükleri oldukça minik, aceleci ve dağınıktı. Dudaklarının ulaşabileceği her yeri öpüyordu, Delta'nın tenine fena hâlde açtı ve bunu bastırmak için hiçbir şey yapmıyordu.

Taehyung, sakin kalmaya çalışarak dilini kurumuş dudaklarında gezdirdi. Onun yoğun feromonları ve dokunuşları altında sakin kalması imkânsızdı ama üst kata çıkmaları gerekiyordu. Kanepede sevişmekten hoşlanmadığından değildi elbette, sadece daha geniş bir alana sahip olmayı tercih ederdi, nihayetinde pek de sakin bir birliktelik olmuyordu onlarınki.

"Sevgilim, bekle," diye mırıldandı Delta, Jeongguk'un belindeki elini onu itmek için göğsüne doğru çıkarttı fakat küçük olan onu duymazdan gelerek Taehyung'u daha sıkı kavradı ve dilini esmer tende gezdirdi. Taehyung, kasıklarındaki hafif sızıyı görmezden gelmeye çalıştı ve bu sefer gücünü kullanarak onu kendinden uzaklaştırdı. Kızgınlık dönemindeki bir Jeon Jeongguk ile uğraşmak kesinlikle kolay değildi, bunu anlamıştı. "Yukarıda devam edelim, tamam mı?"

Jeongguk, esmerin üzerine atlama arzusunu bastırmaya çalışarak bileğini kavradı ve merdivenlere doğru ilerledi hızlıca. Kızgınlıktayken her zaman bu kadar gözü dönmüş olmazdı, fakat şimdi tatmin olamamanın getirmiş olduğu bir agresiflik vardı üzerinde. Sabrı, tahammülü, hiçbir şeyi kalmamıştı; sadece Delta'sının içinde olmayı arzuluyordu ve bunu aklından geçirmesi bile erkekliğinin sızlamasına sebep oluyordu.

Odasından içeri adım atar atmaz Jeongguk, büyüğünü duvarla arasına alarak dudaklarını birleştirdi. Yumuşacıktı, Taehyung'un dudakları yumuşacık ve o kadar nazikti ki Jeongguk'un onu mahvetme isteği daha da körükleniyordu. Daha önce Taehyung'un altına girmiş olabilirdi, bundan oldukça da zevk almıştı fakat kızgınlıktayken bunun tekrar yaşanması mümkün değildi. İçindeki alfa fazlasıyla baskın ve azgındı, menilerini eşi olarak gördüğü bu adamın içine bırakmak için fazlasıyla heyecanlıydı ve koşullar böyleyken Taehyung'un onu baskılamaya çalışması bir felakete yol açardı.