Gör Beni

26.Bölüm 1. Kısım

Media: O şarkı

Uygar'ın cipinin kapısını açıp oturdum.

Yüzüne bile bakma gereği duymadan ellerimi çantamın üstüne koydum.

Bi an bana bakıp gülümsediğini hissettim. Hemen ardından da gelen vites sesleriyle birlikte araba yola koyuldu.

Camdan geçen binaları izlerken bi ses duyuldu.

Şarkı sesi...

En sevdiğim şarkı..

'Birden geldin aklıma'

Tuna kiremitçi'nin sesini beklerken Uygar'ın sesi duyuldu.

"Sen yağmuru çok seven küçücük şey
Ben kendine geç kalan bir kadın
Beni sevmesen de görmesen de hayat sürerdi yine."

Sesinin huzur verici tınısı ve güzelliği ile gözlerimi kapattım. Ve yüzümde hüküm süren gülümseme peydah oldu.

"Ama kendimi sevmezdim şimdiki kadar
Beni seçmesen de yok desen de ateş yanardı yine
Ama gülmeyi bilmezdim şimdiki kadar
Birden geldin aklıma yakıverdin ışıkları
Hayret ettim kalbime bazen mutluluktan
Birden geldin aklıma yakıverdin ışıkları
Hayret ettim kalbime bazen mutluluktan"

Ağzımdan dökülen şarkının sözleriyle ne yaptığımı şaşırdım. Sonra hemen elimi ağzıma koyup sustum.

Sonrada arabanın dokunmatik ekranından şarkıyı durdurup Uygara döndüm.

"Tuvalet... Tuvalete gidicem." dedim. Uygar bi kaç saniye kaşlarını çatıp baktıktan sonra sola saptı ve durdu.

Ben hemen arabadan inip çantamı koluma taktım. Hızlı adımlarla benzinliğin marketine girdim. Sonra durup Uygara baktım.

Arabaya dayanmış benzinin dolmasını bekliyordu.

Her geçen gün beni daha da etkilemeyi başarıyordu. Ve her geçen gün ona daha çok kapılmaya başlıyordum.

Marketin içindeki kızlar tuvaletine girdim.

Çantamı lavabonun üzerine bırakıp musluğu açtım ve yüzümü yıkadım.

Bi kaç peçete alıp kuruladıktan sonra oyalanmak adına telefonumu çıkardım.

Sosyal medya hesaplarımda dolandıktan sonra kalçamı lavabonun tezgahına dayadım.

"Bi götünü paylaşmadığı kalmış diycem de onu da paylaşıyo."

Telefonu çantama tıkıp koluma taktıktan sonra çıktım.

Markette biraz dolandıktan sonra soğuk kahve alıp ödedim.

Açıp bi yudum aldıktan sonra açılıp kapanan kapıdan çıkarken sert bi göğüse çarpmamla elimdeki soğuk kahve döküldü.

"Çok afedersiniz." diyerek başımı kaldırdım.

Kumral yeşil gözlü bi adam üstündeki tişörte baktıktan sonra bana baktı ve çatılı kaşlarının yerini garip bi gülümseme aldı.

"Affederim ama telefon n-" cümlesini tamamlayamadan yüzüne ne ara indiğini şaşırdığım yumrukla adam yere yığıldı.

Küçük bi çığlık atıp bi adım geriye gittim.

"Uygar n'apıyorsun?" dedikten sonra onun yanına varıp kollarını tuttum.

"Şu sana yav-" baş parmağını dudağına bastırdım. Vücudumu saran aleve esir olmuşken mekan herşey önemini yitirmiş gibiydi.

Elimi hızlıca çekip.

"Küfür yok." dedim.

Uygar beni nazik bi şekilde ittirdikten sonra arkası kesilmeyen yumruklarını sıralamaya başladı.

Etrafa baktım en sonunda bi görevliyle göz göze geldim.

"Ne duruyosun yardım etsene!" dediğimde görevli ellerini iki yana açtı.

Ulan sizin yapacağınız işe diyerek bağırmak istiyordum.

2 adımda yanlarına varıp eğildim. Ve Uygar'ın yumruk yaptığı elini tuttum.

"Senin erkek kavgan mı daha önemli yoksa benim kardeşim mi?"

Uygar kanlı ellerini benim elimden çekti. Sonra bana omuz atıp yanımdan geçti ve sanırım tuvalete girdi.

Yüzü kandan görünmeyen adama iğrenerek baktım. Kollarımı birbirine bağladıktan sonra

"Senin affetmene kaldım sanki aptal." dedim. Ve marketten çıkıp arabanın yanına gittim. Ve bindim.

Bi kaç saniye sonrada Uygar geldi.

"Sanki ben ona haddini bildiremicektim." diye mırıldandım. Ve Uygarın direksiyonu tutan ellerine baktım.

Direksiyonu sıkmaktan parmak boğumları beyazlamıştı.

"Lütfen sus Rosa seni kırmak istemiyorum!" dedi dişlerinin arasından.

Bende omuz silkip kafamı yine cama çevirdim.

Sanki ben dedim adama gel bana ya*şa diye.

Selamlaaar

Bu sefer bölümü 2 kısma bòldüm arkadaşlar çünkü 3. bi silinme vakasını kaldırabileceğimi düşünmüyorum.

2. kısım ne zaman gelir bilmem ama şunu bilin isterim ki gerçekten ama gerçekten çok yoğunum.

Neyse Oy ve yorum yapmayı unutmayın.

Bu arada Gör beni ile ilgili duyurulardan haberiniz olsun istiyorsanız beni takip edebilirsiniz.