8. Bölüm:Sevgilisi...

2.8K 66 1
                                    

2 saat sonra:

Gözlerimi ayıramadığım uğursuz kapı açıldığında yandaki koltuğun kol koyma yerinden destek alıp jet hızıyla ayağa kalktım.

Orta yaşlı erkek doktorun önüne geçip umutlu ve yaşlı gözlerimle doktora baktım.

"O-o iyi mi?" dedim. Doktorda gözünü benden kaçırıp başını yere eğdi sonra tekrar gözlerimin içine bakıp.

"Bilmiyoruz buna zaman karar verecek. Sonuç olarak hayati durumu kritik biz elimizden geleni yaptık gerisi hastanın isteği." dedi.

Doktorun söyledikleri kulaklarımda çınlarken gözümden bir yaş firar edip yanağımda yol alıp yere düştü. Üzgünce yere düşen yaşa bakarken başımın ağırlaştığını hissettim.

Ardından başıma saplanan ağrıyla tek elimi başıma götürdüm. Ve ardından başım dönmeye başladı.

"Hanımefendi iyi misin-." doktor sözünü bitiremeden yer çekimi beni kendine yapıştırdı. Tüm sesler görüntüler birbirine karışırken gözlerimden hala yaşlar akıyordu. Bana bakan doktora onu anlamak ister gibi gözlerimi kısıp baktığımda. Sadece dudakları kıpırdadı ne dediğini anlayamıyordum.

Ağırlaşan göz kapaklarım ile birlikte görüntü karıncalaşırken gözlerimi yumdum ve akan son damlanın yol almasına izin verdim.

***

Etrafa baktığımda denizde olduğumu gördüm. Başımı yere eğip üzerimdekilere baktım. Uzun beyaz bir elbise.

Başımı kaldırıp tekrar etrafa baktım ve denizin büyüleyici kokusunu içime doldurdum.

Çıplak ayaklarımla denize yaklaşıp ayaklarımın ıslanmasına izin verdim.

Gözlerimi kısıp uzakta gördüğüm adama odaklandım.

"Uygar!" dedim şaşkınca sonra gülümsemeye başladım.

Uygar kollarını açmış bana gülümsüyordu.

"Rosa'm." dedi sesinin güzel tınısıyla.

İsmim ilk defa kulağa bu kadar güzel gelmişti.

Tek elimle elbisemin eteğini tutup ona doğru koşmaya başladım.

Sonra yavaşladım çünkü yanına bir kadın geldi.

Kadın kahverengi gözlü ve kumral saçlıydı üstünde siyah uzun bir elbise vardı. Gülerek Uygar a yaklaştı.

Sonra Uygar bana üzülerek baktı ve kadına bakıp gülmeye başladı. Açtığı kollarını kadının beline dolarken kadında ona sarılıyordu.

Bu mutlu görüntüyle gözlerim doldu. Ve kaşlarımı çatmaya başladım.

"UYGAR!" diye bağırdım ama beni duymadı.

Gözlerimdeki yaşları silip tekrar var gücümle bağırdım.

"UYGAAR?"

Tekrar eteğimi tutup koşmaya başladım.

Önümde beliren siyahlı adamla kendimi zor durdurup ona baktım.

"Sevgilim." dedi adam bana gülerek.

Kaşlarımı çatarak "Sevgilim mi?" dedim.

Adam kollarını sıkı sıkıya bana sararken ben onu ittirmek istiyordum ama olmuyordu ellerim izin vermiyordu. Ellerim benim kontrolüm dışında adamın sırtına dolandı.

Adamın omzundan arkaya baktım o kadın ve Uygar birbirlerine adeta aşkla bakıyorlardı.

Yaşlar gözlerimden akarken haykırdım acıyla.

"UYGAAR!!"

***

"UYGAAR!" sıçrayarak yataktan kalktîğımda gözlerim Uygar'ın korumasını buldu.

"Rosa hanım iyi misiniz?" dedi. Etrafıma bakıp hastane de olduğumu anladım. Iğrenç havası ciğerlerime doluşurken kaşlarımı çatıp adama baktım.

Olanlar yavaş yavaş aklıma doluştu. Rüya olduğuna sevinecekken Uygar'ın durumu aklıma geldi.

"Uygar iyi mi?" dedim.

"Bilmiyoruz." dedi.

Oturur pozisyona gelip içimden 3'e kadar sayıp damar yolumdaki serumu çat diye çıkardım.

Hızlıca ayağa kalktım. Ama şiddetli baş dönmem ve zonk zonk ağrıyan başımla yerime oturdum.

"Gidemezsiniz daha doktor gelmedi." dedi adam önüme geçip.

"Sanane?" dedim bende çat diye.

"Abim beni öldürür yoksa Rosa hanım." dedi.

Bende gözlerimi devirip tekrardan ayağa kalktım yine dönüyordu ama daha az.

Adama omuz atıp odadan çıktım. Ameliyathaneye giderken bir adam beni durdurdu.

"Rosa hanım böyle çıkamazsınız!" dedi.

"Çıktım işte." diyip yoluma devam edecekken.

" Uygar Bey hayati tehlikeyi atlattı bende onu söylemeye geliyordum."

Durup sırıtmayla adama döndüm.

"Görebilir miyim?" dedim.

"Şu anda içerde sevgilisi var. Bu arada siz neyi oluyorsunuz?" dedi Doktor.

'Sevgilisi' kelimesiyle anlayamadığım bir şekilde gözlerim doldu. Yakışıklı zengin adam tabiki olur.

Siz neyisiniz sorusuyla ikinci bir sarsıntı geçirdim.

Ben onun nesiydim ki arkadaş mı değil dost mu tı. Sen onun hiçbirşeyisin.

Gözlerimi kırpıştırıp doktora cevap vermeden geldiğim yolu geri döndüm.

Kaldığım odaya girip dolaptaki kıyafetlerimi ve çantamı aldım. Üstümü değiştirdim. Içimdeki ağlama isteği almış başını giderken çantamı takıp odadan çıktım lanet koridorlarda yürüyürken gözüm bir camda takıldı. Uygar iyiydi karşısındaki sevgilisine aşkla bakabilecek kadar gözlerime kıza çevirdiğimde şaşkınlığımı gizleyemedim bu rüyamdaki kız. Kız Uygara gülerken gözümden akan bir damla yaşı silip hızlı adımlarla hastaneden çıktım.

Gözlerimi etrafta gezdirdim. Ambulanslar ağlayan insanlar. Ve telaşlılar.

Taksi durdurup bindim. Adresimi verip dışarıyı izledim.

Eczanem, eczanem mi artık senin bir eczanen yok senin neyin varki hiçbişeyin.

Parayı ödeyip hırsla kapıyı kapattım.

Binadan içeri girip zemin kattaki evime girdim. Üstümdekileri çıkarıp pijamalarımı giydim. Yatağıma yatıp gözlerimde biriken yaşları akıttım. Neden ben?

Sevgilisi, Uygar'ın sevgilisi. Neyseki aşık olup ya da hoşlanıp anlamayacak tiplerden değildim. Ne kadar inkar etsem de Uygardan azcık hoşlanmıştım. Neyseki bunların daha başında olduğum kurtulabileceğimi düşünüyordum.

Yastığı ağzıma bastırıp

"Sevgilisi var!" diye bağırdım sonra ağzımdan çıkıp derin nefesler aldım. Tekrar yastığı ağzıma bastırıp.

"Eczanen yok." dedim ardından "Bu hayatta hiçbi bokun yok artık."

"Sen kimsin ki bişeyin olsun senin." "Lanet olsun bu dünyaya." Gebersemde kurtulsam."

Yatağa yüzüstü yatıp tekrar ağladım. Çarşaf sırılsıklam olsada umursamadan sadece ağladım. Dumanları düşünüp ağladım.

Sonra aklıma Eczanem yandığında Uygar gelmişti. Ben yapmadım demişti. Tabi ya beni kaçıranlar yaktı. Boşyere suçladım onu.

Selağğmm yeni bölüm sizlerle bebeklerim Vote (oy) atmayı unutmayın yorumlara uğrayın haa.

Gör BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin