3. Bölüm 'Ucuz Kız'

4K 88 4
                                    

(Uygar)

Sandalyenin üstüne çıkarken bacakları daha da açıldı bende sinirlenip adamlara bağırdım. Yanına gidip alayım mı diyecekken sandalyeden geriye doğru çığlık atıp düştü. Koşarak onu tuttum önce kokusunu içime çektim. Ciğerlerim bayram etmiş gibiydi.

Sonra gökyüzü mavisi gözlerine baktım. Huysuzca tepinmeye başladı. Her ne kadar istemesem de onu indirdim. Bu arada bana oğlum demişti kim bana oğlum demeye cesaret ederdi ki sadece Rosa cesaret edebilir. Sonra onu beni tanıyıp tanımadığını sordum televizyonlarda oldukça fazla çıkıyordum. Bana ilacı uzatıp cevap verdi. Sen bir katilsin ve elinde kim bilir kaç tane masumun kanı var dedi. Evet bir katilim ama masum olan kimseyi öldürmedim öldürmemde. Ona masum olan hiçkimseyi öldürmediğimi söyledim.
Bana tiksinircesine bakıyordu. Ve öyle bakmasını kesmesini ekledim. O da napacaksın beni de mi öldüreceksin dedi. Küçük çaplı bir şok geçirip hızlı toparladım. Gerekirse diye cevap verdim. Mavi gözleri öfke ile doldu eline ne geçerse fırlatmaya başladı. Bir yandan da bağırıyordu. Çıkın buradan diye. Çıkınca camdan ona baktım o da beni farkedip orta parmağını gösterdi. Kan beynime sıçramıştı sanki kim bu da bana hareket çekiyor.

Sakin ol Uygar sakin ol. Çenemi ve ellerimi sıkıyordum. Ben sana bunun hesabını sormazsam Rosa. Hızlı adımlarla arabama binip kapıyı hızlıca çarptım. Camı açtım hala bana bakıyordu. Büyükçe gülüp el salladı. Çok güzel gülüyordu. Kendine gel uygar kız seninle alay ediyor sen durmuş çok güzel gülüyor diyorsun. Direksiyona sertçe vurup gaza bastım. Yeni açtığım gece kulübüne gittim. Kendi odama girip biraz dinlendim. Lanet olsun hiç aklımdan çıkmıyordu gülüşü, gözleri, kokusu. Aklımı ancak viski ile dağıtabilirdim. Özel localardan birine gidip oturdum viskimi yudumlamaya başladım. Galiba hayal görüyordum.

(Rosa'in Anlatımı)

O adamın suratı aklıma geldikçe kendimi gülmekten alıkoyamıyordum. Oh olsun ona sinirden çatlasın inşallah. Eczanede işim bittikten çantamı alıp kapıyı kilitledim. Selo da tam zamanında gelmişti yine arabasına atlayıp yanağını öptüm.

"Eee gidiyor muyuz?" dedim gülerek.

"Hayırdır neşen pek bi yerinde." dedi muzipçe gülümseyip.

"Sonra anlatıcam. Önce bana uğrayalım üstümü değiştiriyim sende maşallah taş gibi olmuşsun." dedim.

"Saol Rozi o zaman sana gidiyoruz." dedi. Radyodan kopmalık bir şarkı bulup sesi açtım. Eğlenerek bize vardık. Selo arabada beklemek istedi. Bende hızlıca eve girip deri siyah etek ve göbeğimi biraz açık bırakan ve sırt dekoltesi olan atlet çıkarıp onu giydim. Saçlarımı salıp taradım. Makyaj yaptıktan sonra küçük bir el çantası aldım. Yüksek topuklu rugan ayakkabılarımı giyip kapıyı kilitledim. Arabanın kapısını açıp oturdum. Selo beni görünce ıslık çaldı.

"Vayy millet düşmekten bi hal olucak." dedi. İkimizde kahkahalara boğulduk. Oradan Batuyu almaya gittik.

Batu arabanın kapısını açıp arkaya atladı.

"Vay fıstıklar." dedi.

"Muhtişim olmuşsun." dedim.

"Saol Rozicik." dedi. Selo da bize katılarak.

"Harika olmuşsun Batu." dedi gülerek gözlerinin içi parlıyordu resmen Batu da aynı şekilde.

"Sizlere yaraşır olmaya çalışıyorum."dedi ve elini iki yana açtı.

Çok geçmeden geldik. Baya kuyruk vardı. Sonunda içeri girebildiğimizde şaşkın gözlerle etrafa baktım. Muhteşem ötesiydi. Tabi baya da kalabalıktı.

Gör BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin