⚪︎7

64 11 5
                                    

"Bir fısıltı gibi sessiz ve geriye bıraktığı kaybolma hissiyle, burada yaşayacaktı özgürlüğüm."

Bedenim, yaşadığım olaylardan ötürü halsizdi. Hareket edemiyordum sanki.

Bileğimin iç yüzüne takılan derimin altındaki küçük çipin yanıp sönmesi ,
beni huzursuz ediyordu. Saatler öncesine nazaran varlığını dahi bilmediğim çip, bileğimde kaşıntı hissi uyandırmıştı. Diğer elimle kaşıdığım sıra Lavinya ile göz göze gelmiştik.

"Merak etme, yakında alışırsın." dedi Lavinya. Kafamı onu onayladığıma dair salladığımda, aslında alışmak istemediğimi söylemek istiyordum. Alışmak için burada ki insanları sevmem gerekiyordu. Benimse buraya dair güzel yaşanmışlıklarım yoktu.

Elimdeki ucu sivri sopayla beraber torbanın ağzını düğümledim ve herkes gibi koyulması gereken birikmiş torbaların yanına bıraktım. Arkamdan gelen Lavinya, benim yanımdan hiç ayrılmamıştı. Beni gözetleyen bir havasını sezgilediğim an yanımdan uzaklaşıyor, bakışlarını başka yere odaklıyordu.

Yanıma gelerek elindekileri herkesin bıraktığı yığına bıraktı ve eliyle beni kızların olduğu bölgeye yönlendirdi. Adımlarımı gösterdiği bölgeye hiç düşünmeden ilerlettim. Benim için açtığı yolda ilerlerken Âgah'ın grubuna baktığım sıra; Cantekin, Bora ve Barkın'dan başkası yoktu.. Gözlerimi tekrar onlardan ayırdığımda Bade ve Zeynep'in yanına kısa sürede varmıştık.
Bade, keyifle bize bahçe görevinin süper geçtiğini anlatmaya başladığında ona bedenimle yorucu bir gün olduğunu söylemek istemiştim.

"Bahçe görevi bittiğine göre herkesin 30 dakika dinlenebileceği söylendi. Biz de kimseye fark ettirmeden buradan uzaklaşalım." dedi Zeynep.

Bade, Lavinya'nın koluna girmek için adım attığında Lavinya, "Bunlar hala neden gitmedi hayretler içindeyim. Bora ve grubu olduğu sürece biz nereye saklanırsak saklanalım bizi o delikten çıkarırlar." Bade'nin koluna girmesi için alanı sağladı.
Zeynep, " Aslında şu an dikkatleri üzerimizde değilken saklanırsak pekte fark edeceklerini düşünmüyorum." diye mırıldandı.
Lavinya, "Dikkatli olun!." dedi. Badeyle beraber Bora ve diğerlerinin bulundukları bölgeden ters tarafa doğru ilerlediler.
Onlar ilerlerken biz de ağacın gövdesine doğru oturmak için ilerledik. Daha doğrusu ben sadece  Zeynep'i takip ediyordum. Ağacın altına oturan Zeynep'in bakışları bana yöneldiğinde, güldü.
"Benim yanıma neden geldin?" sorusuyla omuzlarımı salladım ve Zeynep'in yanına çömelip oturmuştum.

"İkimizin burada olması ve onların o tarafa gitmesi çok doğal karşılanabilir. Hem beraber gözetleriz." dediğimde kafasını salladı.
"Onlarla gitseydin daha iyi olurdu. Fakat sorun değil. Birlikte daha sonra buradan ayrılırız. Şu üçlü içeriye girerse her şey daha kolay olabilir." Bakışlarımın izin verdiği bölgeye doğru baktığımda Bora'nın gözleri endişeli bir şekilde çevreyi tarıyordu. Bora'nın omzuna vuran Cantekin sayesinde kısa sürede endişeli bakan gözlerinin ilgi odağı; Cantekin ve Barkın olmuştu.

"Birazdan gideceklerini düşünüyorum." Zeynep, sıkıntılı bir nefes verdiğinde eliyle yerdeki uzun dalı kopardı ve onunla oynamaya başladı. Yaptığı bu hareketle elindeki oynadığı dala tüm dikkatimi verdim.

"Aslında Lavinya böyle biri değil. Buraya gelmeden önce onunla tanışsaydın inan bana onu çok severdin." dediğinde iki eliyle oynadığı uzun dalla oynamayı kesmişti. "Buraya Lavinya ile birlikte geldim. Lavinya aslında benim kuzenim." yutkundu, "Birbirimize benzemiyoruz değil mi?"

"Aslında sen söylemesen aklımın ucundan  bile geçmezdi." küçük itirafıma karşı güldü. 
"Aslında aynı soydanız fakat Lavinya ile o kadar farklıyız ki.." bakışlarında derin bir duygu vardı.

Dolunayın ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin