İnsanlar benzer durumlarla karşılaştıkları üzere daim bu anı önceden de yaşadığını söyler durur. Bu, yıllardan beridir aynı yerlerde aynı şeyleri yapan gelen insan da içinde bulunduğu dakikalarda aynı olayı aynı kişiler ile yaşayabilmektedir.
Böyle olmasının sebebi şudur. Bizler robotlar gibi belli süre içerisinde ,belli kişilerle veya tek olarak bir yerde olmamız ve bir işi yerine getirmemiz konusunda görevlendirilmişizdir.
Her gün aynı saatte Kalkan insanlar ve aynı otobüse binen insanlar ile aynı zamanda aynı şekilde aynı işleri yapmak durumu söz konusu olunca "Bu ânı daha önce yaşamıştım" düşüncesinin oluşması hiç de imkansız değildir.
Bu durum bu şekilde düşünüldükten sonra anlaşılması o kadar da zor değildir.
Toplum birçok örgüt ile birleştirilmeye çalışılır. Bu örgütler insanların sosyolojik açıdan desteklediği,birlik ve beraberliği öğretmeyi amaçladığı savunulur.
Bu amaç altında toplanan insanlara birtakım sivil toplum örgütlerine katılırlar.
Bu sivil toplum örgütleri Türkçülük milliyetçilik yardımseverlik gibi birlikteliği ve birleşmeyi amaçla Seda ayrımcı ve tam anlamıyla hedefine ulaşamayan bir durum söz konusudur Çünkü Türk olmayanı dışlama,Türkse yardım etme ve bunu Türkçülük, yardımseverlik diyerek ırkçılığı aşılamakta ya da buna sebep olmaktadır.
Böyle olmaması için öncelikle her işte olduğu gibi samimiyet ve dürüstlük önemlidir. Bizler sözde yardımsever isek sırf böyle örgütlerin üyesiyiz diye yardımsever olma zorunluluğu hissetmek ve onun için böyle yardımsever bir tavır sergilemek doğru,samimi ve dürüstlükten uzaktır.
İçten gelen samimiyet duyguları ile yardım edet ve işimize gelince ya da herhangi bir kutsal veya önemli günde değil de her zaman bu dürüstlük ile hareket edersek İşte o zaman doğru bir iş yapmış oluruz.
Toplumda birleştirici güç olarak betimlenen şey hakkında Farabi şöyle söylemiştir:" Toplum sevgi ile kaynaşır adalet ile yaşar dürüst çalışmakla ayakta kalır"
Böylelikle bu sivil toplum kuruluşları da amaçladıkları şeyler de doğru bir şekilde amaçlarına ulaşacaktır.
Bizler toplum içinde kalkıştığımız işlerde birçok kişiden destek görürüz.
Aslında bu gerçek değildir. Sanki bizi destekliyor gibi görünen kişiler,bizlerin ayağımızın takıldığı anda bizi terk edecektir.
Ancak biz bunu anlamayı ve ne kadar çok destekçimiz olduğu konusunda göğsümüz kabarır, adeta güçlü hissederiz.
Bu durum bizim ne kadar güçsüz olduğumuzu gösterir.
O anda anlamasak bile yarı yolda bırakılmışken derinden hissettiğimiz o duygu bize her şeyi gösterir adeta.
Bu durumu en güzel anlatan söz de şudur mutlaka:" En zayıf olduğumuz an, bütün herkes tarafından desteklenir gibi göründüğümüz andır.
Aslında hiç kimseye desteklememektedir sizi.
Size verilen" Evet" sadece bekleyişi dile getirmektedir ve o "Evet"in ardında daima fırtınalı bir gün yatar"( Otto von Bismarck)
Bizim bir takım insanların ardı arkasıca gidip, körü körüne onların doğruluğuna inanmamız geçmişten bugüne moda olmuştur.
Kendimize Yapacak olursak veya Bugün bir kimselere soracak olursak diyecekler ki,"onlar dâhi"
Bu sözü de şu şekilde açıklayalım:" Aslında herkes dahidir ama siz bir balığı ağaca çıkma yeteneğine göre yargılarsanız tüm hayatını aptal olduğunu zannederek geçirecektir"
(Albert Einstein)
Bu körü körüne ilerleyiş öyle bir hal alır ki,artık içinden çıkılmaz, dar görüşlü ve cahiller ordusu ortaya çıkar; bilgili cahiller ordusu da cabası.
Bu cehalet ve körlük birilerinin ardından takılıp körü körüne ilerlemek veya sorgulanmamış biçimde ezberletilen ile hareket etmek bizi toplum içerisinde diğerleriyle birbirimize düşürür.
Böylelikle bir bağır çağır ve kaos ortamı oluşur. Böyle bir ortamda insanlar sadece kendi doğrularını kabul ettirmeye odaklanurlar.
Gerekirse İnsanların sahip oldukları her şeyi kaybetmesine sebep olsun,farketmez hiç kimse için.
Farkeden bir şey vardır belki
o da ezenle ezilen arasındaki mesafedir.İnsanlığın bu içler acısı durumuna Jack London şöyle seslenmektedir:
" Size sesleniyorum cümle insanlar!
Ne olursa olsun dininiz, milliyetiniz;bırakın kavgayı,kini, garezi.
Atın silahları elinizden.
Unuttuk sevmeyi, sevilmeyi.Bir çaba ki,tükenmek bilmez evrende kardeşçe yaşamak varken neden korkuyoruz birbirimizden?"Bizlerin toplumsal kargaşa, psikolojik baskı,savaş,zulüm gibi birçok şeye duyarsız kalmamız veya yaptığımız tek şeyinde üzülmüyor olmamızın olmasının sebebi olabilir mi? Belki de işlerimiz böyle şeylerle uğraşmam bize engeldir(!)
Bizlerin toplumda belki Müslüman olarak
geveliğedurduğu bir şeyi bize bildiren bir şeyi bize bildiren ve tüm dünyayı Bu gerçeği bildiren Bilginler olmasa belki de bu karmaşa Mazlum'u mahvederken,Zalimler herkesi yanı başımızda katlederken, bizler sadece vicdanımızın haykırışını duymamak için vicdanımızın ağzını yumacağız.
Bizler böyle yaparken kimi müslümanlığımıza ya da insanlığımıza inandıracağız?
Elbette bizle aynı görüşte olana.Çok güzel için neyin önemli olduğunu şu söz ile anlayalım:
"Ölümün olduğu bu dünyada hiçbir şey çokta ciddi değildir aslında"
( Franz Kafka )
Insanların dünyaya geldikleri andan itibaren şimdiler ve önceki önem arz eden şeylerde değişiklikler olur.
insanların zihninde bazı değerler canlanır; insan olmak, özgür olmak ve yaşamak.
Toplumu oluşturan insanlar özgürce yaşarken başkalarının hakkına da girer ams yine de bu onu ilgilendirmez çünkü o sadece hayatını özgürce yaşıyordur, suç işlemiyordur, sadece yaşıyordur.
Insanların otlakta otlayan ve boynuzu diğer boynuzlulara çarpınca daşmaya başlayan canlılardan farklı bir yaşam sürmesi gerekir çünkü o insandır.
Onun için insanlar insan gibi yaşamalıdır. İnsanların insan gibi yaşarken unutmaması gereken yegane şeylerden biri şudur ki, insan sadece var olduğuna göre yaşayıp ölüp yok olup gitmesinin aksine içinde bulunduğu toplumu güzel bir şekilde sokarak, duyarlı davranarak her insanın yaşamak denecek şekilde yaşadığından en azından kendi elinden gelen kadarıyla emin olmalıdır.
Bazen öyle anlar gelir ki tam da istediğimiz gibi yaparak hiçbir şey yapmamız gerekir.
Böylelikle toplumu yanlış yönlendirmek gibi büyük bir insanlık suçunu işlememiş oluruz.Gerek giyim gerekli davranış ve sözü açısından olsun Bizler İçinde bulunduğumuz toplamı yanlış felsefe düşünce ve psikoloji bitiyor ve yapısını Altus ediyorsak Biz ancak yiyip içen ve etrafı kirleten ve her şeyi öylece bırakıp gidenler olarak isimlendirilen kişilerin davranışından farklı bir iş görmeyeceğizdir.
En büyük kirlilik de insan ve toplumun kirlenmesidir.
Bizden bu durumu görmezden gelirsek kirleticiler ile işbirliği yapmış oluruz.
Insanlar her daim yaptıklarını bir felsefeye dayandırarak hareket eder. onun algı ve psikolojisi bu işin doğru olduğunu tasdikler.
ne yazık ki kişi de doğru bir iş yaptığını düşünerek gerçekten doğru iş yapanı aşağılar ve gayri modern görür.Kişiler, toplumda gayri ahlaki tutumlarının doğal, modernizmin getirisi,modern olmaktaki belirti ve benzeri şekillerde meşrulaştırma psikolojisi ve felsefesine girişir.
Bunu, yanlışlarını kabul ettirmek ve meşrulaştırarak daha rahat gayri ahlaki tutum sergileyebilmek adına yapar.
Bu tutumlara karşı çıkanları yalnız ya da toplumdan aynı psikoloji ve felsefe üzerine ilerleyenlerden destekçilerde toplayarak aşağılar dışlar ve onları bağnaz geri kafalı adlandırır.
Daha sonra da bu bağnaz sayıp toplum dışına ittikleri kişileri toplum içine karışmamak ile itham eder,kınarlar.
Bu durum toplum insanında birbirinden nefret edip kuyusunu kazma psikolojisi oluşturur.Bununla beraber herhangi bir özlü söz ve benzeri şeylerle felsefe yaparak kendilerini haklı olduğuna inandırırlar cahilleri ve kendilerini
Her birimiz toplumda bir etki bırakan,dürüst,namuslu,şerefli birer insanızdır yine her birimize sorsanız.
Ancak şöyle bir durum var ki bizler bırakın bunları tüm insanlığımızı kaybedecek işler yapar ve böyle yapanlara da destek olursak durum değişir.Ülkeye hainlik eden ülkenin kimliğini taşıyor diye iyi bir vatandaş sayılmıyor hatta hain olmuş oluyor ise bizler de gayri ahlaki tutum sergileyince ahlaklı,namuslu olmuş olmuyoruz.
Daha önce de söylediğim gibi bi durum böyle olsa da bizim kendimizi haklı çıkaracak bir felsefe ve psikolojik durumumuz vardır ki toplumu gerçekleri idrak edemeyecek psikolojiye sokmak da cabası.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinçaltımızdaki PSİKOLOJİ VE FELSEFE
Ciencia FicciónPsikolojik ve felsefi düşünceleri ve hileleri kullanarak bunları kirli amellere alet adenlerin hatta kitlelere karşı bir silah olarak kullananların önüne bir set ve cahilliğe de bilgi aktarımı olması amacıyla yazılan bu eser;insanlığın gitgide bir g...