"Sabredeceğim... Sabrın bana sabrı tükeninceye kadar sabredeceğim.
Sabredeceğim, sabır da sabır neymiş öğreninceye kadar..." #HamiraMevdudi
Selçuk endişeli ve hızlı adımlarla arka bahçeye doğru yürüdüğünde, Hande üzerindeki geceliği düzeltip kapıyı açtı.
"Hoşgeldin Hayatım. Neden haber vermedin geleceğini?"
Cihan onu görmezden gelerek içeri geçti, merdivenleri hızla geçerek odasına çıktı. Mardin'e gitmeden önce yüzüne dahi bakmayan eşi şimdi onu gülücüklerle karşılıyordu. Bir kez olsun arayıp sormazken, şimdi neden habersiz geldiğini sorguluyordu.Cihan gömleğini çıkarıp kendini duşa attı. Kısa bir duşun ardından odaya geçmişti ki Hande'yi yatağın köşesinde otururken bulmuştu. Cihan'ın çıktığını görünce ayağa kalkıp ona doğru yürüdü.
"Biliyorum benim yüzümden soğuk davranıyorsun bana ama seni çok özledim." Zoraki kurduğu cümlelerdi bunlar fakat hakkını veriyordu. Kendisini bile inandırmış gibi bir an Cihan'ı gerçekten özlediğini hissetti.
"Bu yüzden mi her gün aradın beni?" dedi Cihan, kinaye dolu sözleri Hande'yi düşündürmüştü. Ne söyleyeceğini bilmiyordu. Biraz düşündükten sonra; "Telefonda affettiremezdim kendimi.Hem sen bana karşı koyamazsın..." dediğinde Cihan giysi dolabına doğru yürüdü.
"Çık lütfen üzerimi değişeceğim." dediğinde Hande afallamıştı. Cihan'a ne yapmış olursa olsun hiç böyle bir tepkiyi almamıştı. Aradığı eski Cihan'ı bulamamıştı bu kez, odadan çıkıp kapıyı kapattı. Telefonunun sesini duyar duymaz, hızla salona indi. Arayan Selçuktu, telefonu açıp kulağına yaklaştırdı.
"Neden Cihan'ın geleceğini söylemedin?" diye sorduğunda kükremişti adeta. Misafir odasına geçip kapıyı kapattı Hande.
"Geleceğinden haberim yoktu." Fısıltı gibi çıkan sesini çok zor duymuştu Selçuk.
"Bir daha böyle bir hata yapma Hande!" Deyip telefonu kapatmıştı.
Hande ise sersem gibiydi, Cihan'ın tavrı onu fazlasıyla şaşırtmıştı. Merdivenden gelen ayak seslerini duyunca çabucak çıktı odadan.
Cihan tam çıkmak üzereyken durdurdu onu.
"Bana böyle soğuk davranma, dayanamıyorum." dedi ağlamaklı bir ses tonuyla.
"Neden Hande? Sen öyle davranınca ben dayanabiliyordum, sen neden dayanamıyorsun?" dedi sakin bir ses tonuyla.
"Ne oldu da değişti her şey? Neredeyse boşanalım diyecek safhaya gelmiştin. Sürekli tartışmak için bahane üreten, tartışma büyüyünce sinir krizleri geçirip eşyaları kırıp döken Hande'ye ne oldu?" Bu kez sakin kalamamış, öfkesi sesine yansımıştı.
"Ben düzeldim Cihan, artık öyle bir Hande yok! Sen yokken çok düşündüm, çok pişmanım... Yaptığım her şeyi telafi edeceğim söz veriyorum." Ağlamaklı çıkan sesine, gözyaşları da eşlik etmişti bu kez.
"Biliyor musun? Bende çok düşündüm Hande. Ve hayatım için çok büyük kararlar aldım. Bunlardan biri de senden boşanmak." dediğinde Hande, olduğu yerde kala kalmıştı.Bakışları Cihan'ın ellerine kaydığında... Her zaman Cihan'ın parmağında olan alyansın şimdi olmadığını farketti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi (Bir sabır hikayesi)
Ficción General"Silahı icat eden insanken, neden suçlu olan Allah? Vicdansız olan, elindeki ekmeği paylaşmayan insanken, adaletsiz olan neden Allah? Üstelik O herşeyi insanlar için yaratmışken..." Asi'nin sözleri karşısında diyecek bir şey bulamıyordu. Her seferin...