0.6

655 29 2
                                    

"Hayır bende aşık oldum Lalisa"

"Aşk olduğuna emin misin?"

"Evet,aşktı."

"Peki ya... kime aşık oldun?"

"Tzuyu'ya"

"Size mutluluklar dilerim."

"Lalisa! Dur gitme!"

Lalisa'nın ağzından: Anında kendimi dışarı attım. Daha yeni kaza geçirmiştim sonra ise kaçırılmıştım. Hayattan nefret etmek için bir kaç sebebim daha olmuştu artık. Yürüyemiyordum. Yavaş yavaş yürümeye çalışıyordum. Ayaklarım beni nereye götürürse oraya gidiyordum. Bir an dayanamayıp ayaklarım bedenimi taşıyamaz olmuştu. Şuan hiç bilmediğim bir yerdeydim. Karanlıktı,sisliydi ve her an yağmur yağmur yağabilirdi. Aynı benim içim gibiydi. Bulduğum bir kaldırımda oturdum ve ağlamaya başladım. Eşlik etti yağmur göz yaşlarıma.

Genç kızın gözünden süzülen her damla yağmura karışıyordu. Saçları rüzgârla bir olmuş,dans edermiş gibi uçuşuyordu. Karanlık sisli sokaklar ise ona kendini andırıyordu... veya düştüğü bu durumdaki çaresizliğini. Kafası karışıktı,Darma dağan bırakmıştı tüm düşüncelerini.Acıyı kasıklarına kadar hissediyordu. O an ölmek istedi. Düşündü ki ölüp gittiğinde tüm dertlerinden kurtulacağını. Ağlıyordu,hıçkıra hıçkıra,dolu dolu. Döktü içini boş sokaklara. Sis ve Yağmur onu dinledi. Havaya sinmiş rüzgâr ise sadece sustu.

"Ölmek istiyorum! Tüm acımın ve göz yaşlarımın içinde boğulmak ve geberip gitmek"

"Jeon Jungkook! Senden nefret ediyorum! Ama bir türlü çıkmıyorsun aklımdan lanet herif!!"

Lisa haykırarak söyledi bu sözünü. İnledi sesi heryerde. Ve Jungkook'un sesi kafasında yankılanmaya, Tzuyu ile öpüştükleri sahne kafasında canlanmaya başladı

Tekrar haykırdı

"Geber! İt herif! Jeon Jungkook senden nefret ediyorum!"

Yağmurun altında,yere oturup duvara kafasını yaslamıştı. Küçük bedeni yavaş yavaş zayıflaştı, gözleri ise kapandı. Oracıkta baygın kalmıştı minik beden.

Jennie'nin ağzından: Lalisa odasında değildi ve giriş koridorundan son kata kadar her yer cesetle kaplıydı. Gördüğümüz şeyle hemen polise haber verdik. Lisa neredeydi? Ne olmuştu burada? Polis geldiğinde son 4 saatin kamera kayıtlarına baktık. Ama hiç bir iz yoktu. Kamera kayıtları bomboştu. Polisler bize sorular sorduktan sonra Lisa'yı aramaya gittiler. Ardından gözleri şişmiş,saçları dağnık,yıpranmış bir Jungkook geldi. Hepimiz ona bakıyorduk.

"Jungkook ne oldu? anlatsana!"

Jennie sorduğu soruyla ciddiyetle Jungkook'a bakıyordu.

"Jennie, Lisa kaçırıldı ve onu bi depoya götürmüşler. Orada onu dövdükleri videoyu ve altında bir konum gönderdiler. Oraya gittim ve Lisa'yı kurtardım. Ama o benden nefret ettiğini söyledi ve gitti."

"N-nned-en senden nefret etsin ki?"

Chaeyoung sorduğu soruda kekelemişti.

"*Anlatır*"

"İt herif! Senin yüzünden Lalisa ölüyor!"dedi Jennie kızgın bir ifadeyle

"Özür dilerim Jennie,Jisoo ve Chae. Hepsi benum suçum" Jungkook kısık sesle söylemişti ama dediği herşey duyulmuştu.

"Nasıl bu kadar sakinsin yaa? Senin kardeşim dediğin kız şuan belki ölümle burun buruna!!" Jisoo o kadar bağırmıştı hastane inlemişti.

"Piç herif!" Chaeyoung ani ettiği küfüre kendisi bile şaşırmıştı.

"Bb-ben özür dilerim. Ben sadece Tzuyu'yu ss-sev-mişttim." Jungkook ağlamaktan kekeliyordu.

"Yeter bıktım!" Diye inleyen Chaeyoung kendini dışarı atıp ağlamaya başlamıştı.

Herkes üzgündü,herkes ağlıyordu.

●Don't Miss Me●Lizkook°•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin