17.BÖLÜM

123 72 21
                                    

Bu şarkının bazı sözlerinin bu kurguya çok uyduğunu düşündüm.

"Ya Hoseok bırak kolumu.Ben şu an hiç hazır hissetmiyorum konuşmaya" Hoseok,Kyoul'un kolunu çekiştirerek pratik odasına ilerledi.

"Hadi ama Kyoul seni onlarla tanıştırmama izin ver. Hem seni tanıyan bir kişi var zaten." Kyoul bir anda durunca Hoseok tökezledi.

"Ciddi misin?Kim biliyor?"

"Yoongi" Bir şey demesine izin vermeden kolunu tutup geldikleri odanın kapısını açtı.Kyoul'u içeriye sokmadan üyeler müsait mi diye baktı. Emin olduktan sonra Kyoul'u odanın içerisine doğru itti ve kapıyı kapattı.

"Merhaba sizi tanıştırmak istediğim birisi var." Üyeler dinlenmek için oturdukları yerden kalkarak Kyoul'u selam verdiler.Kyoul da karşılık vererek kendini tanıtma gereği duydu.Kendisi konuşacakken Hoseok lafını keserek konuştu.

"Çocukluk arkadaşım Kyoul.Şirketin düzenlediği piyona seçmelerin de kendisi birinci oldu."

"Oh demek Kyoul sensin.Memnun oldum bende Yoongi" Yoongi'nin içten gülümsemesine karşılık vererek konuştu.

"Bende memnun oldum.Kendinizi tanıtmaya gerek yok hepinizi tanıyorum."

"Hoseok Hyung ile ne zaman tanıştınız?" Jungkook'un heyecanla konuşması ile Hoseok cevapladı.

"Ben daha çok küçükken parkta onun üzerine düşmüştüm.Annelerimiz orada konuşup tanışmışlardı."

"Çocukluktan şimdiye kadar arkadaşınızı sürdürmeniz ne güzel"Jimin'in dedikleri ile Kyoul'un içini hüzün kapladı.Hoseok ile uzun bir süre görüşmemişlerdi.Şu an aralarında olan şeyin ne olduğunu bilmiyordu.

"Ben stajyer olarak başladığım günden beri hiç konuşmadık aslında " Hoseok da aynı duygular içerisindeydi.Yoongi aralarındaki gerginliği fark ederek konuştu.

"Kyoul bir ara bana nasıl piyano çaldığını göstermek ister misin?"

"Gerçekten mi? Seve seve" Kyoul'un bir zamanlar istediği gerçekleşiyordu. Onlar ile bir fan olarak değil Hoseok'un çocukluk arkadaşı olarak tanışıyordu.Bu olanlar gerçekleşiyor muydu?

"Hyung bize hiç bahsetmedi senden?"

"Bahsetmemesi normal bir ara bende beni unuttuğunu düşünmüştüm." Hoseok'un, Kyoul'un söyledikleri ile yüzü düşmüştü.

"Sadece sana ulaşamadım" Sesindeki kırgınlığı fark eden Kyoul bu sefer kendisine sinirlendi. Hâlâ onu kırmak yerine kendisinin kırılmasını tercih ederdi

"Biz bu zamana kadar çok çalıştık.Nefes almaya bile vaktimiz yoktu.Buraya gelen merdivenleri tek tek zorlukla çıktık.Hoseok şimdi seninle konuştuğu için çok mutlu.Bunu hiç kimseye bir şey söylemeden çekip gitmesine dayanarak söylüyorum" Namjoon'nun dedikleri ile utanmıştı Kyoul. O gün tekrar canlandı gözlerinde. Onun için gelmişti.Tek bir adım kalasıya yine kurtarmıştı onu.Bu sefer onu içinde kaybolduğu karanlıktan çekip kurtarmıştı.Şimdi sonsuz mutluluğun içinde hissediyordu kendini.Bir gün yeniden hüzün ile karşılaşmamayı diledi.
▪•▪•▪•▪•▪•▪
Seni unuttuğumu düşünmedin umarım? Merak etme her kendimi birisi ile konuşmak istediğimde sana yazacağım.Tüm aklıma takılan şeyleri yine sana anlatacağım.Şu an pek zamanım yok ama buraya yazmadan gitmeyeceğim.Galiba rahatlamaya ihtiyacım var.Gerçekler ile yüzleşmeye hazır mıyım bilmiyorum.Neden hâlâ bu kadar karamsarım?Her şey o kadar güzel gidiyor ki..Çok korkuyorum.Bu mutluluğum da uzun sürmeyecek diyorum ama her böyle düşündüğüm zaman gelip elimi tutuyor.Sanki anlıyor hissettiklerimi.'Korkma.Ben burada olduktan sonra üzülmek yok' dercesine bakıyor gözlerime.Neden ona kızdığım zaman kendimden nefret edecek kadar seviyorum?Birazdan yanına gidip bana artık bir açıklama yapmasını isteyeceğim.Bunu istemek benim hakkım değil mi?Ben acılar arasında boğulduğum da yanımda olmayıp çığlıklarımı duymamasının sebebini öğrenmeliyim değil mi? Kendimi ona karşı bu kadar aciz gördüğüm için üzülmüyorum.Kahretsin bir insan bu kadar sevebilir mi? Neden hâlâ içimde tarif edemediğim bir üzüntü var? Anlatacak daha çok şeyim var ama gitmem gerek.Umarım su yüzüne çıktım zannedip sahte nefes solumuyorumdur.
°°
Boş koridorda ilerken odasından çıkan Woo Jin ile gülümsedi.Woo Jin, Kyoul'u gördüğünde çocuk gibi sekerek yanına ulaştı.

"Kyoul çok heyecanlıyım.Acaba beni kabul edecekler mi?" Yarın açıklanacak seçmelerin sonucunu merak ediyordu.

"Senden iyisini mi bulacaklar.Merak etme başaracaksın." Mutlulukla sarıldı Kyoul'a.

"Teşekkür ederim " Geri çekilip gülümsedi. "Sen nereye gidiyorsun?"

"Hoseok ile konuşmaya"

"Nasıl hissediyorsun?"

"Çok karmaşık.Hem korkuyorum hemde seviniyorum.Bir açıklaması olduğunu düşünüyorum." Woo Jin,Kyoul'un kolunu destek olurcasına sıktı

"Eminim öyledir.Artık üzgün bir kız çocuğu görmek istemiyorum." Kyoul gülümseyerek koridorda ilerlemeye başladı.Merdivenlerden bir üst kata çıkarak Hoseok'un odasına yöneldi.Şu an dinlenme saatleri olduğu için uyuyamamasını umdu. Kapının önünde durduğunda derin bir nefes aldı.Tam kapıyı çalacakken kendisine seslenen kişi ile sıçrayarak arkasını döndü.

"Oh seni korkuttum mu? Özür dilerim." Karşında mahçup bir şekilde bakan Yoongi ile gülümsedi.

"Bir an boş bulundum."

"Hoseok'la mı konuşacaksın?"Başını sallamakla yetindi."Onun yanına gitmeden beni dinlemek ister misin?" Kyoul şaşırsa da hayır diyemedi.Koridorun ilerisinde camların önündeki sandalyeye oturdular.

"Tahmin ediyorum ki Hoseok'a sorular sormaya gidiyorsun" Başını salladı Kyoul.

"Öncelikle ne zaman kötü hissetsem Hoseok ile konuşurum ve onun canı sıkkınsa anlarım. Bana senden bahsetmişti. Çocukluk anılarınızdan,senin nasıl biri olduğundan falan.Seni unuttuğunu düşünmüşsün ama o seni hiç unutmamıştı.Seninle neden iletişime geçemedi orasını kendisi anlatır.Ben sadece şunu demek istiyorum.O seni hiçbir zaman aklından çıkarmadı. Her sahneye çıktığında bir iplik bilekliği hep yanında taşıyor.Senin olduğunu ve kendisine güç verdiğini söylemişti.İçindeki umudu hem kendine hem bize yetti. Bundan bir hafta önce odasına gitmiştim.Elinde bir defter vardı ve tüm enerjisi çekilmiş gibiydi.Sadece 'geçmişle yüzleşiyorum' demişti.Konunun senle ilgili olduğunu anladım.Ama ilk defa onu bu kadar umutsuz,çaresiz görmüştüm.Ona kızmanı istemem."

Gözleri dolu dolu dinlemişti Kyoul.
"Ben ona hiçbir zaman kızmadım ki."

"Ah bu konularda konuşmayı bilmiyorum galiba.Ağlaman için anlatmamıştım."

"Hayır ben sadece duygulandım. Çok teşekkür ederim.Anlatman çok iyi geldi." Yoongi gülümseyerek ayağa kalktı.

"Benim gitmem lazım iyi konuşmalar"Kyoul zaman kaybetmeyerek ayağa kalktı ve kapının önüne gelerek tıklattı.İceriden 'Gel' diyen Hoseok'un sesiyle kapıyı açıp içeri girdi. Yatağında ayağını uzatmış kitap okuyan Hoseok ile karşılaşınca gülümsedi. Kyoul'u fark eden Hoseok hemen yerinden kalkarak yanına ulaştı.

"Oh Kyoul hoşgeld-" Hoseok'un konuşmasını engelleyen beline dolanan kollardı.Ne yapacağını şaşırmış bir şekilde oda kollarını etrafında sardı.

"Kyoul iyi misin?"Tişörtünü ıslatan gözyaşları içini acıtıyordu. Geriye çekilerek Kyoul'un kollarından tutup yatağa oturttu ve kendide yanına oturdu.Elleri ellerini bulup sıkıca tuttu.

"Kyoul beni korkutuyorsun." Kyoul gözyaşlarını silerek burnunu çekti.

"Ben sadece duygulandım."

"Emin misin?"

"Hoseok sadece seni çok özlediğimi daha iyi anlıyorum." Hoseok'un kalbi sıkışmıştı bu sözlerle.Gözleri sızlamaya başladı.

"Ben...ben özür dilerim. Ama bende seni özledim Kyoul."Hoseok,Kyoul'u kendine çekerken sıkıca sarılmıştı.

"Biliyorum sadece bana nedeni anlatmanı istiyorum.Bilmek istiyorum neler yaptığını,ne hissettiğini,ne düşündüğünü."

"Hepsini anlatacağım."

"Ama en çok bir şeyi merak ediyorum."

"Neyi?"

"Bizim ne olduğumuzu?"

________
Bölüm uzuyordu bende nedenleri diğer bölüme saklayayım dedim.Bu kitabı yazmak için o ruh haline girmem gerekiyor. Derslerle ilgilendiğim için yazamıyorum sadece çok özür dilerim.

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın^-^

Sizi seviyorum

Oyun Arkadaşım |•𝘫𝘩𝘴 •|✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin