12.BÖLÜM

149 78 34
                                    


(Hoseok'un Anlatımıyla)

Yatağın üstünde duran montumu alarak üstüme geçirdim.Belki onu bulmakta gecikmiştim ama onu kaybedemem.Koridora çıktığımda, Jungkook ve Yoongi konuşuyordu. Benim telaşlı halimi görünce hemen yanıma gelmişlerdi. Düşün Hoseok!Düşün!Ne diyeceksin onlara?!

"Hey,Hoseok sen iyi misin?" diyerek kolumu tuttu Yoongi.

"Ben iyiyim,gitmem lazım." dedim yanlarından geçerek. Evet şu an açıklama yapacak vaktim yoktu.

"Nereye hyung?"  Jungkook'un endişeli sesi ile arkamı dönüp sakince tebessüm ettim

"Gelince anlatacağım."

Çıkışa doğru yaklaştığımda şapkamı ve maskemi takmıştım.Kapşonlumu da başıma geçirerek kendimi gizlediğime kanaat getirmiştim. Arka çıkıştan çıkarak caddeye ulaştım.Sağa sola bakarak taksi bulmaya çalıştım. Birkaç dakika taksi bulamamanın verdiği sinirle kafayı yemiştim. Karşıdan gelen taksi ile elimi kaldırdım.Taksiye binip adresi verdim ve telefonumu cebimden çıkarttım.

"13:06 mı?İnanamıyorum nasıl bu kadar yavaş olurum."

"Efendim,bir şey mi dediniz?" bana seslenen şoför ile başımı kaldırıp ona baktım.

"Gidebildiğiniz son hızda gidin lütfen.Yirmi dakika da oraya ulaşmam lazım."

"Neden bu kadar acelecisiniz?" şoförün sorduğu soruyla afallamıştım.

"Beyefendi,çok acelem var lütfen yola bakın." Ve cebimde olan yüklü bir miktarı uzatmıştım.

"Tamam evlat,sakin ol.Yetiştireceğim seni oraya" dedi ve gaza bastı.Hızı artan araba ile kenara tutundum. Umarım bugün ölmem. Tekrar telefonun ekranını açarak saate baktım.

"Neden her zaman yavaş akan zaman bugün hızlı işliyor?Saat 13:15 lütfen biraz daha hızlı." Biraz daha hızlanması tehlikeliydi ama yetişmem gerekiyordu.

Olmaz Kyoul.Sana daha kavuşamadan kaybedemem seni.Taht kurduğun bu kalbimi enkaza çevirerek gidemezsin?Daha doyamamıştım ki ben sana.O gün o parkta sana veda ederken bile ayaklarım götürmüyordu beni.Ve ben o parka geldim Kyoul.Ben seni görmedim,sen beni görmedin ama ben o parka geldim.Evine de geldim ama hiç kimse yaşamıyor gibi gözüküyordu.Sadece uzaktan izlemiştim evi.Hiç bir anımızı unutmadım.

Kafamdakı düşünceleri bir tarafa atarken çok az bir mesafenin kaldığını fark edip saate tekrar baktım.

"13:29"

(KYOUL'UN ANLATIMIYLA)

Telefonumda saate baktım.
13:32.
Geç mi kalmıştı?Ya da hala benden haberi yok muydu?Her şey seninle güzeldi Hoseok.Nefes alışım,gökyüzünü izleyişim,yolda yürüyüşüm bile...Düşlerim olmayacak artık,hatta silineceğim bu dünyadan.Her şey onunla güzeldi..Bu dünya bu deniz bile.İçimdeki bu korkunun tarifi yok neden korkuyorum bilmiyorum.Gözümdeki bu yaşların bile nedenini bilmiyorum.Sanki ondan ayrılmak istemedikleri için daha çok akıyor gözyaşlarım.Belki de onun verdiğin acıya alışmışlardı.Beklenmedik bir anda çıktı karşıma.Nereden bilebilirdim bir ayrılık olacağını. Aklım hayallerim almıyor. Beni unuttu!Sesimi duymadan uyuyamıyordu.Bunu bana o söylemişti.Onunla paylaştığım tek bir gün yeterdi bana.

Baktım saate tekrar.Bir...iki...üç.Bir adım daha attım sonsuzluğa,sonra bir adım daha attım onsuzluğa ve şimdi son adım kaldı yalnızlığa...Tam o adımı atarken duyduğum sesle duraksadım.

"Kyoul!" kulaklarım mı vazgeçmem için yalan söylüyordu bana yoksa cidden gelmiş miydi?Yavaş yavaş geri çekildim uçurumdan. Durdum, bekledim,hayal mi diye düşündüm.Ve sonra yine duyuldu o ses.

"Kyoul," bu sefer ses daha yumuşak ve naifti.Gözlerimi kapatarak döndüm arkamı.Açmaya cesaretim yoktu.Bir hayal olamayacak kadar gerçekti.Bu hayal değildi.O buradaydı.Çakıl taşlarının çıkardığı sesle bana yaklaştığını anladım.İlk önce kokusu doldu ciğerlerime,bir rüya olduğunu düşündüm o an.Sonra sıcak yumuşak ellerin dokundu yüzüme. Konuştuğunda ise sıcak nefesin çarptı yüzüme.Açtım o an gözlerimi.

"Uzun zaman oldu,"gözlerim,gözlerini buldu.Tüm hareket sistemim çöktü o an.Bir titreme sardı vücudumu.İki damla yaş süzülürken yanağıma dudaklarına ilişti gözlerim.Sonra tekrar gözlerine...

"Hoseok," titreyen sesimle konuşmaya çalıştım.Elleriyle sildi yanaklarıma süzülen yaşları.Hala bunların bir rüya olabileceği düşüncesi çıkmıyordu aklımdan.

"Geldim," dedi gülümseyerek, tebessüm oluştu yüzümde.

"Geldin,"en derinden baktım gözlerine ve devam ettim.

"Ama neden bu kadar geciktin?"

Kısa oldu üzgünüm:)
Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen:)

Oyun Arkadaşım |•𝘫𝘩𝘴 •|✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin