Multimedia - Sıla ve Burak
Sıla ve Burak'ı; Ezgi ve Mertten bile daha çok sevenleriniz var ve bu hoşuma gidiyor nedense jxlendke
NEYSEĞĞĞĞ O okuyucularıma işte özelimsi bir bölüm bu. Hadi güzel güzel okuyuverin. 🌸
İyi okumalaaaaaaaağr🌸
LAN BEN BU BÖLÜMĞ YAYIMLAMAYI UNUTMUŞUM DELİRİCEM XKEŞNDOWDK
🐘💨 🐘💨 🐘💨
Sandaletlerimi giydim, anahtarımı portmantodan aldım ve hızla evden çıkıp kapıyı kapattım.
"Saat kaçtaydı randevu?"
Annem topuklularının üzerinde asil bir edayla arabaya doğru koşar adım gitti, kapısını açtı ve bana baktı.
"Üçe çeyrek kala."
Kapımı açtım ve ön koltuğa oturdum. Annemde yerine yerleşti ve ilk bileğindeki gümüş saate baktı.
Tahminimce ikiye geliyordu saat.
Çantasını kucağıma koydu ve emniyet kemerini taktı. Yandan bir bakış atıp kemerimi takmam için uyardı.
"İkiyi on geçiyor. Umarım yetişiriz."
Dudaklarımı büzdüm, başımı cam tarafına çevirdim.
Hiç mi hiç oraya gitmek istemiyordum. Korkuyordum, testler pozitif çıkarsa ne yapardım bilmiyorum.
O lanet günün ardında tam yirmi gün geçmişti. Üniversite sonuçları açıklanmıştı. Ezgi'nin değimiyle hayatımızı yaşayacağımız, benim değimimle gençliğimizin öleceği döneme nerede devam edeceğimizi artık biliyorduk.
Aman ne hoş.
"Canını sıkma, halledeceğiz. Bakacağız çaresine."
Halledeceğiz, yapacağız, geçecek...
Olmuyordu. Halledilmeyecekti. Yapamayacaktık ve asla geçmeyecekti.
O canlı karnımdaysa her şey bitmişti.
Üniversiteye nasıl giderdim, akrabalarıma durumu nasıl açıklardık bilmiyordum.
Kendimle birlikte annemin itibarı da söz konusuydu burada.
Arkasından 'Piç bir torunu var.' 'Gayrgi meşru çocuğu olacakmış kızının.' ve bunun gibi bir çok söz söylenmesini kaldıramazdım.
Ne kadar gerçekleri öğrenseler de annem itibarlı bir kadındı ve bir çok düşmanı, onu çekemeyenler vardı. Arkasından edecekleri sözleri, yapacakları dedikodular şuan gözlerimin önünden geçebiliyordu.
Ne kadar olumlu baksa da olaya annem, ben bakamıyordum.
İçimde kötü bir his vardı.
Güçlü duramazdım bu konuda. Annem, ben, doğunca o küçük canlı nasıl karşılanırdık bilemiyorum.
Avuçlarım arasındaki titreyen telefonumla daldığım yoldan bakışlarımı çektim.
Kızlar üniversite heyecanıyla dolup taşmış, bunu kutlamamız gerektiği hakkında konuşuyorlardı.
Gözlerimi devirdim.
Amansız bir şekilde sinirlenmiştim. Evet belki bilmiyorlardı ama sadece yanımda birini daha istiyordum.
Ezgi, biliyordu ama aklından çıkma olasılığı yüksekti. Beni düşünecek değildi ya?
Ağlayacak konuma gelmiştim. Son zamanlarda bu durum karşısında çok fazla ağlamaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERKEK LİSESİ
Novela Juvenil"Gülme!" "Gülme diyorum!" "Kızım gülme diyorum!" bağıran erkek ile kız daha fazla gülmeye başladı. Kendini durduramıyor, neden Mertin kendisini susturmaya çalıştığını anlayamıyordu. "N- neden ya!?" erkek karşısında gülen sevgilisi ile gülmemek, o...