Yeşil Göz

106 10 7
                                    

Bulut ' tan devam

Eylülün motora binip gaza basmasıyla daha çok sinir oldum . Ben de tam motora atlayıp arkasından gidecekti Mert benim önüme geçti . Bana o kadar kızgın kırgın bakıyordu ki sanki ben okyanus gözlü kıza değil de Merte bağırmış gibi hissettim . Tam neden öyle baktığını soracaktım ki o benden önce davrandı ve konuşmaya başladı. " Sen ne yaptığının farkında mısın. Sen nasıl öyle sözler söylersin . " Dedi . Ben cevap vermediğim için bağırarak konuşmaya devam etti . " Ya sen ne ara bu kadar vicdansız oldun " dedi . Ben daha ne olduğunu tam anlamadığım için ses çıkartmadım ne olduğunu az sonra söyleyeceği için dinlemeye devam ettim tabi Mert de bağırmaya " senin hiç aklına gelmiyor mu ? Nasıl düşünmeden bu kadar kötü şeyler söylersin hadi anladım bilmiyor olabilirsin ama Eylül ' ün yüzüne bakınca anlaman gerekiyordu . Ya bir insanı ailesi ile ilgili nasıl konuşursun . Bunu en iyi sen bilmem gerekiyor annenden dolayı " bağırarak bunları söyledi. Annem olacak o kadını araya kattığı için daha çok sinir olmuştum ama yine de ses etmedim . Aslında ben sinirden Eylül 'e ne dediğimi bilmiyorum sadece sinirlenince ağzıma ne gelirse söylerdim.
Beni düşüncelerimden ayıran Mert'in son sözleri oldu " bence biz biraz konuşamayalım çünkü ben eski Bulut Kara yı istiyorum . Evet kendine zarar verirdi . Evet kabul ediyorum hatalı olanın cezasını veriyorsun . Ama benim bildiğim Bulut Kara hiç bir masum kimsesiz birine kötülük yapmaz tam tersine yardımcı olur . Ben karşımda eski Bulutu görene kadar seninle konuşmak istemiyorum Kara " dedi . Arkasına bakmadan çekip gitti . Mertle çok büyük kavga edince soyismimi kullanırdı .

Mert'in gitmesinin ardından Mert'in dediği şey geldi aklıma 'kimsesiz birine kötülük yapmaz ' demişti gerçekten de kimsesi yok muydu acaba ya da bizim bu Mert'i kendine yapmak için mi böyle bir şey uydurmuştu . Aklıma benim okyanus göze dediğim şeyden sonra Okyanusta fırtına çıkmış gibi gözyaşı taştığı aklıma gelince acaba doğru söylüyor olabilir miydi .
Ne kadar yarış yerinde dikilip bunları düşündüğümü bilmiyorum ama kendime geldiğimde etrafta kimseler kalmamıştı . Ben de bugün çok geç olduğu için araştırma işini yarına bıraktım ve motoruma biner binmez evin yolunu tuttum .

Eylül ' den devam

Bana iyi gelen tek yere gelmiştim . Çocuk parkına bu öyle sıradan çocuk parkı değil benim için umut ile çocukken evden kaçıp hep buraya gelirdik ve oyun oynardık . Umut benden iki yaş küçüktü . Umut benim sadece kardeşim değildi . Arkadaşım sır ortağım kısacası herşeyim di .
Umutla iki yıldır buraya sadece canımısı sıkan bir şey olunca gelirdik . Onun ya da benim hiç fark etmez herhangi birimizin canı sıkkın olsun buraya gelip salıncağa oturup sallanırdık . Bir birbirimize kendimizi iyi hissedince anlatırdık her şeyi .

Şimdi benim canımı yakan bu acıyı paylaşacak kardeşim sırdaşım yoktu . Aklıma bu gelince daha çok ağladım . Bulutun bana dedikleri çok canımı yakmıştı . Ben o kadar çok ağlıyordum ki birinin bana peçete uzatması ile yanımda ki salıncak da birinin olduğunu fark ettim . Peçete yi alıp gözyaşlarımı sildikten sonra yanıma oturan kişiye baktım .
Yeşilin en koyu tonun olan gözleri ile karşılaştım o kadar sıcak bir şekilde bana bakıyordu ki ne yapacağımı bilemedim . Benim bu şaşkınlığımı anlamış olmalı ki konuşmaya başladı. " Öncelikle özür dilerim izin almadan gelip oturdum ama seni öyle ağlarken görünce gerip sormak istedim ama beni fark etmedin ben de biraz sakinleşmen için yanına oturdum " dedi biraz mahcup bir şekilde bana baktığı için konuşma gereğinde bulundum . Ağladığım için çatalaşmış  sesimle konuştum . " Yok önemli değil . Ben teşekkür ederim . Yani peçete için "dedim . Başını salladı ve ayağa kalktı onun ayağa kalkmasıyla ben de ayağa kalktım . Neden böyle bir şey yaptığımı bilmiyorum ama ona içim ısınmıştı bir anda . Yürümeye başladığında ben de yanında yürümeye başladım . Bir süre sessizce sokak aralarında yürüdük ben etrafa bakmıyordum önüme bakıp yürüdüğüm için nereye geldiğimi durduğumuz zaman anladım . Biraz şaşırmıştım . Beni evimin önüne kadar bırakmıştı. Ben ona şaşkın şaşkın bakarken o hafif bir gülümsedi ve konuştu " biz komşuyuz şu yan ev bizim ama sen beni daha önce görmedin ben de seni bir defa yaz tatilinde gördüm " dedi . O evde Ayşe abla ve kocası Ergün abi oturuyordu . Babamla Ergün abi çok iyi arkadaş olduğu için biz de hep sık sık görüşürdük . Ayşe teyzenin bir tane oğlu vardı benim bildiğim o da yurt dışında okuyordu . Ben böyle kendi kendime düşünceye dalmışken yanımdaki yeşil göz konuştu . " Evet beni daha önce görmedin o yüzden şaşkınsın . Annem gil ile sizin aranız iyiymiş annem çok bahsetti senden ben de bir defa seni gördüğüm için yanına gelmek istedim " dedi . Ben de anlayışla karşıladım ve ilk yapmam gereken şeyi en son yaptım " bu arada biz tanışmadık gerçi sen beni tanıyorsun adımı da biliyorsun diye düşünüyorum ama ben senin adını bilmiyorum . Yine de adımı söyleyeyim ben Eylül Ateş " dedim . Yeşil göz adını bilmediğim için ona böyle diyesim geliyor . Hafifçe bir gülümsedi . Gülünce yanağındaki gamze dikkatimi çekti gamzesi olan insanlar hep ilgimi çektiği için gözüm direk olaya gitti . Ben onun gamzesine o kadar odaklanmıştım ki konuştuğunu ellerini önümde salladığında fark ettim . " Ulaş dan Eylül e sen beni dinledin mi aklın nerde " dedi o böyle diyince ben biraz utandım . Daha fazla susadım konuştum hemen "kusura bakma ya biraz dalmışım bu arada memnun oldum Ulaş " dedim . Onun üzerine elini uzattı ve " ben de çok memnun oldum " dedi . Ben tam sonra görüşürüz diyecektim ki ben den önce davrandı ve konuşmaya başladı " ben artık burada okumaya karar verdim ve sizin okula geleceğim artık . Yabancı olduğum için eğer sana da sıkıntı olmasa birlikte gidelim mi okula yarın " dedi o kadar masum sordu ki hiç hayır demek gelmedi aklıma . Tabi benim küçük sırrım da gelmedi ve " tamam olur yarın sabah görüşürüz " dedim " görüşürüz Eylül " dedi onun gitmesini beklemeden eve girdim . Ev bomboş olduğu için ışıkları yaktım ve kendimi mutfağa attım . Bir bardak su alıp oturma odasında ki koltuğa oturdum .
Bugün olanları az da olsa Ulaş sayesinde unutmuştum . Her şeyi o kadar unutmuşum ki kısa bir sürede motorumun parkta kaldığı daha yeni aklıma geldi . Yarın erkenden kalkıp ilk motorumu alıp ondan sonra da ulaş ile okula giderim diye düşündüm.

Biraz daha oturma odasında oturduktan sonra yatma vaktinin geldiğini anladım ve odama çıktım . Odama çıktığımda telefonum dan saate baktım ve saat sabah üç olduğunu gördüm . Normalde de bu saatlerde uyuduğum için sabah kalkmam zor olmazdı . Kendimi yatağa attım ve bugünün ne kadar kötü geçtiğini düşündüm . Her kötü günün içinde bir de iyi bir şey olmuştu yeni bir arkadaş bulmuştum kendime yani ben öyle düşünüyordum . Bunları düşünürken gözlerimi kapattım . Gözlerimin önüne simsiyah olan gözler geldi ve kendimi öyle uykuya bıraktım .

Kara Ateş 🔥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin