~ Bahçıvan Kuş ~

45 5 4
                                    

Saksının Burak'ın balkonuna düşmesiyle donup kalmıştım. O sırada  Burak saksının nereden düştüğünü anlamak için bizim balkona doğru bakıyordu, çok utandım. Meğer o da sigara içmek için balkona çıkmış ve ben onun sigara keyfini bile mahvettim.

Annemin yanına gittim, "Anne ben biraz dolaşabilir miyim?" dedim. Ne diyecektim ki, "Anne ben rahmetli anneannemin sana verdiği çiçeği hoşlandığım çocuğun balkonuna düşürdüm" mü diyecektim?? Hiç zannetmiyorum. "Tamam git kızım ama gecikme en fazla 20 dakikan var"
"Tamam anne, merak etme"
Evin anahtarını yanıma aldım ve hemen merdivenlerden aşağı indim.

Burak'ın evinin kapısının önüne geldiğimde, nefesimi düzene soktum, üstümü başımı düzelttim, "olamaz altımda unicornlu pijamam varr!" Derken birden kapı açıldı, çok utandım.
"Girecek misin içeriye artık?"
"Enver Amca içeride mi?"
"Yok, babam toplantı için Ankara'ya gitti."
"Peki madem, gireyim"

Balkona geçtiğimizde, yarım sigarası hala yanmaya devam ediyordu kül tablasının içerisinde. Her yer toz toprak olmuştu.
"Çok özür dilerim, kazayla oldu. Çok sakarım"
"Sana bir şey olmadı ya, önemli değil"
Bu söylediğinin karşısında utanmıştım.
"Ben saksıyı alıp gideyim o zaman"
"Böyle mi götüreceksin saksıyı? Çiçeği düzeltmemiz lazım"
"İyi, peki tamam"
Saksı kırılmamıştı ama içerisindeki toprak her bir yana dağılmıştı.
"Önce saksının içerisine dağılan toprağı güzelce koyalım, sonra hafif bir çukur açalım içerisine çiçeği yerleştirelim.."
"Bunu ben yapabilir miyim?"
"Tabi, al bakalım"

Bana çiçeği uzattı. Filmlerdeki klişe olay olmuştu, elim eline değdi. Bir süre birbirimize baktık. Sonra ben elimi geri çektim.

"Iımm şey, bu şekilde mi yerleştireğim çiçeği?"
"Evet, aynen öyle. Kaptın bu işi" dediğinde gülmüştüm.
Nihayet çiçeği yerleştirdikten sonra hemen söze atıldım.
"Şimdi ne yapmamız gerekiyor usta?" dediğimde onu güldürebilimiştim.
Çok güzel gülüyordu, ben ona hayran hayran bakarken bir anda bana döndü. Kendimi toparladım.
"Şimdi de can suyu vereceğiz, dur bakalım ben içerden su getireyim değerli çırağım"
Bu sefer de ben gülmüştüm.
İçeriye su almak için gitti. Onun her hareketini dikkatle izleyip, aklıma her bir anını kazıyordum.

Az sonra elinde suyla geldi, çiçeği suladı. O kadar merhametli ve şefkatli suluyordu ki yine bakışlarıma engel olamıyordum.

Bir anda annemin söylediği aklıma geldi, en fazla 20 dakikam vardı. Kolumdaki mavi saatime baktım, son 5 dakikam kalmıştı.
"Şey, ben artık gitsem iyi olur."
"Niye, benden korkuyor musun yoksa?" dediğinde ufak bir tebessümle bana baktı, ben de aynı şekilde karşılık verdim.
"Hayır tabii ki, sadece akşam olduğu için öyle söyledim"

*Yoksa ben gitmek ister miyim senden?*

diye içimden geçirdim.
"Şaka yaptım sadece" dedi ve yine o gülümsemesini takındı.
"Al bakalım"
Saksıyı bana uzattı ve aldım.
"Çok teşekkür ederim, kusura bakma ben de seni uğraştırdım bu saatte"
"Yoo bir sıkıntı olmadı benim için. Zaten çiçeklerle uğraşmayı severim."
Her gün onunla ilgili yeni bir şeyler keşfediyorum.

"Dur, seni geçireyim."
Kapını önüne geldiğimizde söze atıldım,
"Tekrar teşekkür ederim, iyi akşamlar"
"Rica ederim, iyi akşamlar okulda görüşürüz"
"Görüşürüz"
"Bu arada pijaman güzelmiş" dedi gülerek. Ben de gülerek karşılık verdim.
"Teşekkür ederim"
Merdivenleri çıkmaya devam ettim. Aslında merdiveni pek kullanmazdım ama bugün kullanasım geldi heralde.

Cebimden anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. Annem saksıyı görmesin diye hemen balkona gittim.

"Adaaa, geldin mi kızım?"
"Geldim anne, ben odama çıkıyorum. Uyuyacağım."

Pencerenin önündeki pufa oturdum. Bugün olanları düşündüm. Her şey çok güzeldi. İyi ki o saksıyı düşürmüşüm diye geçirdim içimden. Güldüm.

Telefonuma bildirim gelince irkildim.

*Kuş'tan 1 mesajınız var*

Nasıl yani, Burak bana mesaj mı atmıştı??

" Uyuyabildin mi güzelim?"

~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~

Eveet bir bölümün daha sonuna geldik.
Sizi seviyorum, düşüncelerinizi yorumlara yazmayı unutmayın🖤

Aşk Ve KuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin