Bir gün herkes gider dediler, inanmadım.
Sevdiğin seni terk eder dediler, inanmadım.
Arkasından çok ağlarsın , üzülürsün, dayanamazsın dediler, inanmadım.
Pişman olacaksın dediler, inanmadım.
İnanmak istemedim. Çünkü gerçekten severse bir kadın adamı, onun onu bırakacağına inanmaz. Ağlatacağına, üzeceğine inanmaz. İnanmak istemez.
Çünkü kadın öyle güzel sevmiştir ki onu, kalbinin en içine işlemiştir sevgisini. Ayrılık olduğu vakit kadının içinin kan ağlamasının sebebi budur. Ondan yaşayamayacağını düşünür. Nefes alamayacağını düşünür. Ondan dolayı hayatı korka korka yaşamaya başlar. Bir daha güvenemez kimseye. Bakamaz bir başkasına öyle güzelce. Sevemez bir başkasını öyle. İşleyemez yüreğine. Çünkü hep onu düşünür ve düşündükçe özler. Özledikçe özler onu. Onun bakmasını, gülmesini, şaşkınlığını, konuşmasını, gözlerini özler.Onunla geçirdiği zamanı özler. Biter sandığı aşkı bitmez. Geçer sandığı yarası geçmez. Gün geçtikçe kanar... Yinede pişman olmaz. Ve tüm bunlara rağmen yinede sevmeye devam eder. Zaten bu değil midir aşk?
Ne de güzel özetlemiş Mevlana: " Aşk sandığın kadar değildir, yandığın kadardır!" diye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Mi? Hani Şu Kimsenin Yapamadığı Şey
PoezjaSen ve sensizlik arasında bir uçurumdayım. Düşsem olmuyor, kalsam olmuyor... Affet!