1. BÖLÜM

452 22 29
                                    

Medyaya Bir baby Jk bıraktım. Cünkü çok tatlı.
Selamm Ben Geldimmmm. Hoşgeldimmmmm♡♡♡♡♡♡

Hangi tarihte başladığınızı yazın~

...

Yeni okula gidecektim. Sinir bozucu ama yeni bir okul ve yeni arkadaşlar...

Yeni arkadaşlardan nefret ederdim. Normalde zaten çok az arkadaşım vardı. Üç veya beş.

Bu arada yeni okulum korede ama ben Türküm. Yani... Türkiye'den Koreye gitmek biraz zordu. Kore dilini bilmiyorum, o yere dair en ufak bir kültür bile bilmiyorum. Belkide kaybolacaktım orada.

Gitmemizin sebebi babam çok ünlü bir doktor ve tayini Kore'ye çıkmıştı.

Bu arada Kuzey kore değil Güney Kore'ye gidicez.

Size biraz kendimden ve çevremden bahsetmek istiyorum;

Babamın adı Efe. Babam çok genç görünüyor ama 40 yaşında. Bana göre 40 yaş bence çok yaşlı.

Benim adım ise y/n,(Bu şekilde olan yere kendi adınızı koyun) 18 yaşındayım. Benim adım çok garip bir şekilde konulmuş.

Aile bireyleri annem bana hamileyken evde bana isim vermek için herkes toplanmış. Her aileden 2 kişi farklı isimler ortaya koymuş ve bu isimleri kura çekip çıkan ismi bana koyacaklarmış. Sonra işte suanki ismim çıkmış ve y/n koymuşlar. Adımı seviyorum.

Babam 8 farklı dil biliyor. Ben ise Türkçe'yi zar zor konuşuyorum. Umarım kore dilini hızlıca öğrenir ve ortama hızlıca alışabilirim. Çünkü bir yere alışmayı beceremiyorum.

Annem ise beni doğururken hastanede ölmüş. Onu görememiş olmak üzücü, onun şuan yanımda olmaması da zor. Benim hiç annem olmadı. Ama bana annemin yokluğunu belli etmeyerek bakan babannem vardı. Babamda ben üzülmeyeyim diye bana hem annelik, hem babalık yaptı. Ailemi çok seviyorum. Çünkü onlar bu zamana kadar hep benim yanımdalar.

Valizimi hazırladım, çantamda hazır. Ama ben hazır değilim. Veyada ben hazırım ama beynim hazır değil, üstelik gönlüm buna el vermiyor. :)
Bu akşam yola çıkacaktık. Orası çoookkk uzak yer olduğu için 1 gün sonra ordaydık. Üstelik orda saat farkı da vardı.

"Neden kore'ye gitmek zorundayım ki?"

Sorduğum bu soruya babama dudak büzerek baktım. Oda bana deli gibi baktı.

"Benden para istemezsin o zaman".

Şimdide ben babama deli gibi bakıp gülümsemiştim, oda bana. Odama çıkıp son kez etrafı kontrol ettim. Ve son kezde olsa odamda kalan çikolatalı parfümümün kokusunu içime çektim.

Aşağıya indiğimde babamın suratına baktım. Niye bana bakıyordu şuan?

"Y/n gitmek istemediğini veya oraya neden gitmek istemediğini biliyorum ama sen daha küçüksün ya başına bisey gelirse burda?" Diyerek küçük yüzümü ellerinin içine aldı.

"Benmi, baba ya cidden benmi küçüğüm dalga geçiyorsun herhalde bir bak bana" diyip sırıtmıştım.

"Bence hala küçüksün".

Suratım düşmüştü.

Babamın dediğine değil, hala gidiyor olduğumuz içindi.

Bu arada o 3-5 arkadaşım da burdaydı. Ben onları zorla bulmuşken kaybedecektim. Hem evimden, hem arkadaşlarımdan, hemde bu güzel Türkiye'den ayrılacaktım. Üzgündüm. Üzgün olsamda yavaş yavaş kapıya yürüdüm.

Türkiye'den Güney Kore'yeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin