...
Artık iyice korkmaya başladım. Ve tamamen ağlıyordum.
Aslı "Hoparlöre al."
"Jk cevap ver."
Jk "Özür dilerim Y/n. Sanırım öleceğim."
"Sen altında mı kaldın? Sakın söyleme öyle. Sakin kal. Ve hemen 112 yi ara. Kendini yorma. Seni seviyorum. Hemde çok."
Belki de son kez duyacağım tatlı gülüşünü sundu.
Jk "Ben de seni seviyorum."
Telefonu kapatınca hemen eşyalarımı hazırlamaya gittim.
Aslı "Sakin olur musun Y/n. Gitmeyi düşünmüyorsun herhalde dimi?"
"Gideceğim Aslı."
Aslı "Y/n saçmalama."
Hemen hazırlanıp kapıya koştum. O sırada seslerimizi duyan annesi geldi.
"Noldu çocuklar?"
Aslı "Anne. Kore'de deprem olmuş da erkek arkadaşı enkazın altında kalmış. Gidiyor oraya."
"Y/n gitme kızım. Şimdi orda daha çok şey olursun."
Annesi beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama ben sakinleşemiyordum.
"Kanka. Görüşürüz. Seni seviyorum."
Aslı "Ya of niye gidiyorsun ki şimdi? Bende seni seviyorum."
Sarılıp hemen taksiye bindim. Havaalanına varıp bilet aldım.
Yarım saat sonra uçağa bindim. Sonra hemen Kore'ye vardık. Hızlıca inip koşmaya başladım. Valizimi babanneme bırakmıştım. Daha da hızlanıp taksiye bindim. Takside ağlayarak etrafı izliyordum. Her taraf çok kötü olmuştu. Jungkook'ların evine gittim. Gördüğüm manzara ile şok olmuştum. Evin her tarağı yıkılmıştı.
Ama bir villa nasıl bu hale gelebilir? Kim bilir bizim eve noldu?
Etraftaki polisleri ve engelleri umursamadan koştum. Bantları geçerek iyice yanına vardım. Jungkook diye ne kadar gücüm yeterse bağırmaya başladım.
"JUNGKOOK!!! Yanına geldim. Nolur güçlü dur. Y/n her zaman senin yanında. Nefesini tüketme. Şuan elini tutmak isterdim. Ama nolur beni seviyorsan güçlü dur. Çünkü ben seni çok seviyorum."
Jungkook'un duyacağı şekilde bağırıp ağlaya ağlaya sözlerimi söylerken polisler kolumdan tutup çektiler. Bantların dışına çıkardılar. Ağlamaktan en son güçlü duramayıp kendimi yere attım. Ve bacaklarımın üzerine oturdum. Yavaşça kalkıp Jungkook'a belki de son kez veda ettim.
Kendi evimizin olduğu yere gelirken ağlayan ve yaralı insanlar, küçük çocuklar, etrafta olan oyuncaklar, her şeyden habersiz bebekler görmüştüm. Evime geldim. Baktığımda birşey yoktu. Sadece çatlaklar vardı.
Umursamayıp taksiye bindim. Babamın hastanesine gittim. Yine aynı manzaralar. Ağlayan insanlar, yaralılar, çocuklar. Hemen danışmadan babamı sordum.
"Doktor Efe nerede? Ben kızıyım."
"Şuan ameliyatta."
Ameliyatta olduğu için onu rahatsız etmeyecektim. Bende odasına gidip oturdum. Yarım saat geçince babam gelmedi. Yüzümü yıkamak için tuvalete gittim. Geri dönerken yanımdan hızlıca sedye geçti. Geçerken de bir kadının çarpmasıyla sarsılmıştım. Sedyedeki hastaya baktığımda -bu oydu- şok geçirdim.
"Jungkook." Diyip sadece bakakaldım.
Etrafa akan kanlar dikkatimi çekti. Hemen sedyenin peşinden koştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiye'den Güney Kore'ye
Chick-Lit"Kore'ye mi gideceğiz?" Tatlı tatlı uyurken onu uynadırmak mı? Lütfen her okuyan vote yapabilir mi?