Uykum kaçtığı için banyoya girmeye karar verdim. Girip çıktıktan sonra Y/N hala uyuyordu. Bu kadar çok mu yorgundu? Küçük koltuğa oturup televiyon izlemeye başladım. Ama sesini çok açmamıştım. Kanalların hepsi Türk kanallarıydı. Yabancı kanal bulmak zamanımı almıştı, ama buldum. Y/N'a baktığımda gözlerini tavana dikmiş bakıyordu.
Jk "Günaydın küçük hanım."
Mükemmel gülümsemesini sunmuştu.
Jk "Ne düşünüyorsun?"
"Hicbir şey."
Jk "Tavana bakarak yatan insanlar genellikle birşey düşünürler."
"Sadece yorgunum ve açım."
Jk "Yemek saati az sonra. Biraz televizyon izleyelim gel."
Yanıma gelip oturdu. Gözleri yorgun olduğundan çok tatlı duruyordu.
Bazen ona karşı bir şeyler hissettiğimi düşünüyordum. Ama böyle birşey olacağını da sanmıyorum. O benim arkadaşım. Hemde en yakın.
Y/n'ın ağzından;
Yemek saati gelince sipariş verdik. Sonra odaya getirdiler. Onları yiyip yola çıktık. Bugün otelin etrafını, mağazaları filan gezeceğiz. Siyah elbiselerimden birini giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Elbise muq👌)
Giderken bir anda elimden tuttu. Bende ona döndüm. Jungkook'da sadece gülümsedi. Giderken Türkiye hakkına bir kaç şey anlattım. Etrafı tanıttım.
Bu arada şuan çeşmedeyiz. Burayı çocukluğumdan beri çok severim. O kadar özlemişim ki. Babamla burda ki denizde her geldiğimiz de koşu yarışı yapardık.
Jungkook'un aldığı bir kaç eşya vardı. Onları sevdiğini söyledi. Magnet, kartpostal ve diğer sevdiği bir kaç şey.
Otele dönerken ezan okunmaya başladı. Jungkook bir anda şaşkın gözlerle bana baktı. Sonra da etrafına.
Jk "Bu ne?"
"Ezan."
Jk "Ne kadar güzel."
"İslamlıkta namaz vaktinin geldiğini bildirmek ve Müslümanları namaz kılmaya çağırmak için."
"Waow. Bayıldım. Çok güzel. Etkilendim. Hatta bak tüylerime."
